10. Bölüm: -Özgürlük Düğümleri-

510 25 34
                                    

"Biliyor musun neyi fark ettim? Her şey plana göre gittiğinde kimse paniklemiyor. Plan korkunç olsa bile.'' 

-Batman Kara Şövalye, Joker.

------------------------------------------------------

Endişenin bedenimi sürekli dürtüp beni uyanık tuttuğu yatağımda yeniden döndüm. Alanın aydınlanmasını büyük bir heyecanla bekliyordum. Uykuya teslim olamadığım için nefes alıp vererek kendimi rahatlatmaya çalışıyor ve bu sırada etrafa kulak kabartıyordum. Gecenin karanlığına huzurlu sessizlik çökmüştü fakat vücudum inatla bu sükuneti paylaşmıyordu.  Nefes alıp vermek az olsa bile rahatlamamı sağlamıştı ama uyuyabilmem için yeterli değildi. Doğrulup yatağımda oturdum.

Biraz su içmek adına yatağımın altında duran su biriktirme kabıma ulaştım. Yukarı kaldırdığımda kabı kafama dikmeden önce içinde sallanan kum saatini gördüm. Hücrede kaldığım zamandan bu yana o kadar hareketli günler geçirmiştim ki onu buraya sakladığımı bile hatırlamıyordum. Su kabını ağzıma yaslayıp yudumları önce ağzıma oradan da mideme yuvarladım. Kabı hafifçe eğmemden kaynaklı olarak içindeki kum saati aşağı doğru kayınca gülümsedim. Hücrede arkadaşlığımı yapmış ve oyalanmamı sağlamıştı. Bundan ötürü cansız olmasına karşın bu nesneye minnet besliyordum. Yarın ayrılmadan önce kum saatini de yanıma almayı unutmamam gerekiyordu. Su içtikten sonra yarına daha zinde olmak adına uyumam gerektiğine kendimi ikna edene kadar yatakta oturmaya devam ettim. Yatağıma yeniden uzandığımda Gizem'in uyurken huzur saçan çehresini izlemeye koyuldum, ta ki görüşüm bulanıklaşıp kayboluncaya kadar. 

''Anka uyan.''

Sesin sahibini analiz etmeye çalışarak uykunun sıcak kollarından çıktım. Gözlerimi kırpıştırıp sesin sahibi olan Gizem'e odaklanmaya çabaladım. 

''Ne oldu?''

''Gün çoktan başladı, uyanmak bilmedin. Sayım için geldiklerinde sıkıntı çıkarmasınlar boş yere.'' 

Kafamı sallayıp Gizem'i onayladım ve yattığım yerden doğruldum. Kendimi zorlayarak uyutmuş olmama rağmen Dünya'ya dönecek olma düşüncesi uykumu şekerle kaplamış olmalıydı. Düşüncemin getirdiği aptalca sırıtışı suratımdan uzaklaştırıp ortak alanın açılma sesiyle ayağa kalktım. Sayım sırası bize geldiğinde Billy'nin değişmeyen küçümseyici bakışları karşımızda dikilmeye başladı. Kapımızı açıp elindeki dokunmatik cihaz üzerinde parmaklarını gezdirdikten sonra kapıyı yeniden kapattı.

Billy ve Emily yoklamayı bitirip ortak alandan ayrılırken Sude'yi de yanlarında götürdüler. Üçü birlikte gözden kaybolmadan Emily'nin kontrol paneliyle uğraştığını ve tüm kapıları açtığını gördüm. İçimdeki merak duygusu yeniden şahlanırken yönetimdeki minik yandaşımıza güvenerek kendimi Sude ile aynı koğuşta kalan Ahsen ve Ela'nın yanına taşıdım. Ben yanlarına vardığımda onlar koğuştan ayrılma şansı bile bulamamıştı. 

''Nereye gittiğini biliyor musunuz?''

Ela kafasını aşağı yukarı sallayıp bir elini omzuma bir elini ise göğsümün üzerine koydu.

''Nereye gittiğini biliyoruz ve bir sorun yok, sakinleş.''

''Nereye gitti, Ela sormamı beklemeden cevap versen ne olur sanki?''

Ela derin bir nefes verdikten sonra konuştu. 

''Billy'le konuştu ve Emir ile görüşmesi gerektiğini söyledi. Bir sorun yok. Aklını karıştıran bir nokta varmış onunla ilgili.''

''Anladım.''

''O gelene kadar plan üzerinde tekrar yapmamızı söyledi. Geldiğinde eklemesi gereken bir konu olabilirmiş.''

Gezegene Tek YönHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin