Gezegene Tek Yön

9. Bölüm: -Beklenmedik Gelişme-

Emir arkasında duran koltuğa yöneldiğinde Sude'yle bir kere daha birbirimize aynı soru dolu gözlerle baktık ve Emir'in ağzından çıkacak kelimeleri beklemeye başladık.

Emir oturup bize döndüğünde kısa bir süre duraksadı sonra konuşmadan yeniden ayağa kalktı. 

''Kusuruma bakmayın burada tek koltuk var zaten birisi gelirse oturur vaziyette olmanız pek iyi olmaz. Bende siz dikilirken oturma kabalığında bulunmayacağım.''

Emir'in doğrudan konuya girmemesi Sude'nin de benimde sinirlerini çatırdatmaya başlamıştı. Emir fark etmiş olacak ki konuşmak için daha fazla beklemeyi bıraktı. 

''Zamanında olan ayaklanmada ailemi kaybettim ben. Sizin başlattığınız ayaklanma aileme mal oldu. Sonrasında Amcamla yaşamaya başladım. Beni o büyüttü. Size ve sizin gibilere olan nefretimi biliyordu. Bu yüzden askeri okulda okumam için tüm desteği sağladı bana. Aslında asker olup bu işlere bulaşmamı istemiyordu fakat ailem konusunda içimde büyüttüğüm nefretin ve hırsın farkındaydı bu yüzden beni hiçbir zaman sıkmadı. Oda isyan sırasında karısını ve çocuklarını kaybetmişti. Yeni bir aile kurmak ve hayata tutunmak için uyumlu Lego parçaları gibiydik.''

Emir kısa bir süre nefesini tuttuğunda yüz ifadesi acı çekiyormuş gibi önce ekşidi sonra gerildi. Merakla nereye varacağını anlamaya çalışırken sadece onu izliyordum. Kaşları bir anda çatıldı ve bakışları donuklaşırken konuşmaya devam etti. 

''Tüm bu nefret 2 ay önce başladı. Amcam bir kimyagerdi ve ölümcül hastalıkların tedavileri üzerine çalışıyordu. Genel Başkanın oğlu çok hastaydı. Amcamda onun tedavisini yöneten ekibin başındaydı. Genler üzerinde değişiklik sağlayarak onu iyileştirmeyi amaçlıyordu fakat yaptığı ufak bir hata yüzünden oğlanın ölmesine neden oldu. Ertesi gün ise amcam...''

Emir bir anda suskunlaşmıştı. Zaten son cümleyi sarf ederken kelimelerinin düğüm düğüm olup boğazına dizildiğini fark etmiştim. Derin bir nefes alıp avuç içleriyle gözlerini ovuşturduğunda gözlerine tutunan gözyaşlarını görebilmiştim. Konuşmaya devam etmeden önce yutkundu. 

''Ertesi gün evinde ölü bulundu. Vicdan azabından intihar ettiğini söylediler. İnanabiliyor musunuz? Bu adam daha önce de bir çok tedavi icat etti. Hayatını kurtardığı insanlar oldu ve tabii ölen insanlarda... Onun için yeni bir şey değildi. Kurtardığı kadar kaybettiklerinin de olacağının bilincini taşıyan bir insandı. Olay öylece kapandı. En kötüsü de ne biliyor musunuz?''

Elleri ve alt dudağı titriyordu. Konuşmaya devam edebilmek adına yeni bir nefesi ciğerlerine alırken sessizce onu dinlemekten başka bir şey yapmadık. 

''Öldüğü günün sabahında konuştuk onunla. Sesi intihar edecek birinden çok endişeli geliyordu. Yani ortada intihar falan yoktu. Yeniden ailesiz kalmama neden oldular. Hem de bu sefer diğerinden daha çok acıttı. Annemi babamı kaybettiğimde sadece 11 yaşındaydım. Bir çocuk gibi acı çekmekle bir yetişkin gibi acı çekmenin farklı şeyler olduğuna emin olabilirsiniz. ''

Emir gözlerinde zorla tutunan yaşları avuç içleriyle bir kere daha savuşturduktan sonra burnunu sesli bir şekilde çekti ve sonrasında boğazını temizledi. 

''Anlayacağınız bu iğrenç ben merkezli yönetim beni yeniden ailesiz bıraktı. Görevi bırakacaktım. Daha fazla bu kansızlara hizmet etmemin bir manası kalmamıştı. Dünyada bir kenara çekilmeyi planlıyordum hatta istifamı bile hazırlamıştım. Sonra bir şeyi fark ettim.''

Bakışları doğrudan Sude'ye odaklanınca Sude'de çehresini çatarak ona odaklanmış adama dik dik bakmaya başladı. 

''Türk kanadının güvenlik sorumlusu benim ve kamera odasının yönetimi bende. Kameralarda Sude'nin duvarındaki çeteleyi gördüm. Net olarak belli olmuyordu. Bende sizin bahçe gezisine çıktığınız bir zamanda koğuşunuza girip çeteleyi inceleme fırsatı buldum. 2 Kere tamamlandığı, bir şeyin zamanını hesapladığı belliydi ve iki grubunda son günü Malzeme gemisinin kalktığı zamana denk geliyordu. 3. kere başlanmış yarım grubu fark ettim. Bir şeyler karıştırdığına dair tek başına yeterli bir kanıt değildi tabii ama onu daha yakından izlemem için yeterliydi.'