Akşam 7-8 sularıydı. Kingsman mâlikhanesinde; Jaemin dışarıda hedef tahtalarını vurmakla meşguldü, bu sırada Donghyuck elinde bir defterle bir şeyler karalayıp duruyordu.
Jeno odasında boks torbasını yumrukluyorken chenle kendi odasında paralarını saymakla meşguldu. Her akşam son kez paralarını sayıp öyle uyurdu, neticede parası kendisi kadar değerliydi değil mi?...
Renjun birkaç ay önce bahsettiği engerek zehri taşıyan mermiler için karışım hazırlamaya ve hepsini basınç oluşturmadan mermilere doldurmaya çalışıyordu. Kimyagerlerin işi gerçekten de zordu...
Bu sırada ise jisung elinden geldiğince yeni araştırmalar yapıyordu. Bay Chittaphon ve Bay Suh ile ilgili derin bir araştırma içindeydi. Amaçları Bay suh'un sevgilisini kaçırıp ondan bilgi almaktı. Öyle ki, bir çok kez canlı yayında pot kırdığını herkes biliyordu, yani kingsman'a ağzında ki baklayı çıkarması zor olmayacaktı...
Birden kapısı çalındı jisung'un. Hayret, pek uğramazlardı onun odasına. "Yine ne var acaba?..." Diye homurdandı jisung ve sert bir sesle "Gir!" Dedi. Gelen kişiye kafasını çevirmediği için kimin geldiğini bilmiyordu. Ancak duyduğu flört dolu ses ile chenle'nun geldiği dımdızlak ortadaydı.
"Baby ji~"
Jisung gözlüklerini düzeltti ve sadece "Hm?" Diyip arama motoruna başka şeyler aratmaya başladı. Chenle gelip ona arkasından sarıldığında ise jisung gülümseyip kafasını onun kafasına yaslamıştı. "Ne istiyordun lele?" Diyerek chenle'ya döndüğünde ise dudaklarına yaslanan dudakları hesaba katmamıştı...
Chenle jisung'un şaşkınlığından yararlanıp döner sandalyeyi kendisine çevirmiş ve jisung'un kucağına oturuvermişti. Jisung havada birkaç saniye kalan elleri chenle'nun beline yerleştirmiş ve onun hızına yetişme çalışmıştı.
Sonunda uyum sağladıkladıklarında ikisininde ciğerleri yanmaya başlamıştı. Bu yüzden chenle jisung'tan gürültüyle ayrıldı ve küçük sevgilisinin sarı röfleli saçlarını alnından yavaşça çekip alnına bir öpücük kondurdu. Jisung ise kıkırdayarak "İş üstündeyken beni rahatsız etmeme hakkında kaç defa uyaracağım seni lele?" Demiş ve chenle'nun boynunu öpmüştü. Chenle ise "Büyüğün ne zaman isterse seni rahatsız edebilir baby ji." Diyerek konuya noktayı koymuştu.
Chenle her zaman hazır cevap olsa da iş icraata gelince hep pasif taraftı. Bu yüzden görevlere gitmiyordu. O parasını ve sivri dilini konuşturuyor ve her yerden bilgi topluyordu. Mükemmel bir muhbirdi kendisi.
Jisung ise marifetlerini sanal dünyada gösterirdi. Sanal alemin mozartıydı o. Kore emniyet müdürlüğünün gizli sitesini çok rahat bir şekilde çökertebilir, hatta zorlasa FBI'ın sitesine bile sızabilirdi. Ancak o hala kendi potansiyelinin farkında değildi. Ayrıca birleşik kuvvetleri peşine takacak kadar asalak biri de değildi jisung.Birden bilgisayardan gelen bildirim sesi ile chenle irkildi ve jisung'un kucağından kalkıp sandalyeyi bilgisayara çevirdi. Jisung tekrar gözlüklerini düzeltti ve gelen bildirime baktı.
"Bu da ne? Johnny suh bir davetiye yayınlamış..."
İkisi de bilgisayarda görünen resme bakıyordu ki, kenarda ki işlemeler ve kullanılan font'tan kaynaklı chenle parmağını bilgisayara uzattı ve konuştu.
"Bu bir açık arttırma davetiyesi. Yazı da kullanılan font'a bakılacak olursa johnny suh, önemli birinin davetine gidecek gibi duruyor. Baksana, hangi manyak zümrüt işlemeli bir davetiye yaptırır ki?"
Jisung heyecanla " Evet şimdi ağıma düştün amerikan bozuntusu" dedi. Ve başını sallayıp masasının klavye bölümünü çekerek bir düğmeye bastı. Sonra da "Hey aespa, bütün bilgileri analiz et ve çalışma odasına gönder." Dedi. Sesli asistan onu onayladığında İkisi de odadan çıktı ve ayrılarak üyelerin yanına gittiler.
![](https://img.wattpad.com/cover/246696771-288-k15911.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingsman: Dream
FanfictionKayıp yapbozu bulacağız ve çalan kişiyi de cezalandıracağız. •Crime story• °robbery° Nomin // Chensung // Markhyuck // Luren //