Düğün merasimi değil, İdam töreni!

463 43 118
                                    

"Her şey hazır mı?"

Donghyuck'un kingsman'a yönelik sorusu ile renjun kafasını salladı. "Her şey hazır ama sorun şurda, minhyung ya bizi hatırlamazsa?"

Donghyuck kafa salladı. "Siz o işi bana bırakın. Hadi gidiyoruz..." dedi ve belinde ki silahı düzeltip üstündeki takım elbiseyi çekiştirdi.

"Hyuck, delice bir şey yapmayacaksın değil mi?"
Donghyuck jeno'ya döndü ve yavaşça yaklaşıp dişlerini sıkarak;

"Ben aylar sonra sevgilimi buluyorum, kendisi hafıza kaybından bizi hatırlamıyor ve düşman olduğunu bilmediği birinin kız kardeşiyle evleniyor, eğer delice bir şey yapmazsam hafızasının nasıl yerine geleceğini açıklar mısın bana lee jeno?!"

Jeno yavaşça kafa salladı ve hafifçe geri çekildi.
Diğerleri endişe ile birbirlerine baktılar. Donghyuck'u kimse bu kadar kızgın görmemişlerdi. Umuyorlardı ki bu işin sonu kötü bitmesin...

Herkes arabalara doluştu, şuan saat öğlen 15.00'dı, düğün 17.00'da başlayacaktı. Chenle başını jisung'un omzuna koydu ve sevgilisinin koluna sarıldı. Jisung isr dönüp lele'sunun saçlarını koklayarak öptü ve kafasını chenle'nun kafasına yasladı.

"Mark hyung bizi gerçekten hatırlayacak mı?" Dedi chenle. Sesi üzgün geliyordu. Jisung bir kere daha saçlarını öptü chenle'nun. "Merak etme bebeğim, eminim bizi hatırlayacak..."
Chenle iyice jisung'a sokuldu ve koca bedenin sadece ona bahşettiği sevfiyi iliklerine kadar yaşamaya başladı.

Yaklaşık bir saat sonra düğünün yapılacağı kiliseye gelmişlerdi.  Kingsman'a ait tüm siyah araçlar kilisenin etrafını yavaşça sararken kingsman arabada beklemeye başladılar. Bu sırada sungchan'ın adamları kılık değiştirmişler ve her yeri sarmışlardı. Tek bir telsize bakıyordu her şey. Bu yüzden kulak kesilmişti arabadaki herkes.
.
.
.
Düğün merasiminin başlamıştı. İçeride deli gibi bir koşuşturma vardı. Johnny takımını düzeltti, ve kız kardeşinin yanağına bir öpücük kondurup mark'ın odasına girdi. Minhyung elinde bir kolyeyle öylece oturuyordu. Kolyryi inceliyormuş gibi görünüyordu. Johnny yaklaşıp minhyung'un saçlarını karıştırdığında minhyung hızla ona döndü. Ve yavaşça ayağa kalkıp "Hyung...b-ben kendimi kötü hissediyorum." Dedi.

Johnny elini minhyung'un omzuna koydu ve hafifçe sıkıp "Hasta mı oldun dostum?" Dedi babacan bir şekilde. Minhyung kafasını salladı hızla."Hayır öyle değil...ben evliliğe
hazır mıyım bilmiyorum. Yani, bu sorumluluk için olgunlaşmam ve bir şeyleri hatırlamam gerekmiyor mu? Hala tuhaf rüyalar görüyorum."

Johnny kafasını salladı ve "Bir şeyleri hatırlamak zorunda değilsin. Kız kardeşimi mutlu et yeter." Dedi. Yüzünde masumluktan eder olmayan bir sırıtma ve kahverengi harelerinde bir aç gözlülük vardı. Minhyung bunu fark etmii olacak ki yavaşça johnny'nin elini omzundan itti ve geri çekilip sahte bir şekilde gülümsedi. "Pekala hyung, biraz yalnız kalmayı istesem bencillik etmem değil mi? Kafamı toparlamalıyım." 

Johnny kahkaha attı ve kafasını sallayıp minhyung'u kendiaiyle yalnız bıraktı. Odadan dışarı çıktığında telefonunu açtı ve bir numara tuşladı.

"Patlama ve o kingsman veletleriyle ilgili tüm kanıtları yok ettiğini söylemiştin bana taeyong....Jaehyun'a ve çocuğuna bir şey olsun istemiyorsan, işini düzgün yap seni piç!"

Ve telefonu cebine koyup kız kardeşini almak için odasına girdi. "Tatlım, hazır mısın?" Dedi şirin bir şekilde. Minsol'ün kalbine nazaran oldukça güzel olan yüzü parlıyordu. "Evet abi!" Diye bağırdı kapının ardından ve şatafatlı gelinliğini toparlayıp kapıyı açtı. Abisinin koluna nazikçe girdi ve birlikte salona doğru yürüdüler.

Kingsman: DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin