Kingsman: Dream

Açık arttırma

Çoook uzun bir bölüm olacak gençlik çiçeklerim♡

♤♤♤

"Herkes hazır mı?"

Donghyuck'un söylediklerini kulaklıklardan işiten herkes sessizce onay vermişti. Açık arttırmanın başlamasına 1 saat vardı lakin açık arttırma bu basit planla sadece 20 dakika sürecekti.

Jeno ve chenle yavaşça korumaların arkasına yaklaştılar. Korumalar kadın muhabbeti yapıyordu. Hatta öyle ki birinden " Altımda inletemeyeceğim bir hatun istemem. Bana itaat etmeyi bilecek." Sözleri duyulduğunda chenle'nun sinirden kulakları kızardı.

Öyle ki kendisi gay olsa bile kadınlara çok değer veren biriydi. Annesini ve 2 kız kardeşini kraliçeler gibi yaşatırdı. Hatta kız kardeşlerinden birini Londra' da ki 'kings collage lisesinde okutuyordu. O ailesine değer veren biriydi, lakin yaptığı işi annesi dahi bilmiyordu...

Jeno işareti verdiğinde iki korumanın sırtına atlayıp burnuna yerleştirdiler bezleri. Çok değil, bir 7 saniye sonra ikisi de bayılmıştı. Hızla adamları sürükleyip, hazır ettikleri depoya getirdiler. Depoda onları jaemin karşıladı. İki koca adamı zorlukla koltuklara oturttular ve zincirlemeye başladılar.

İşleri bittiğinde jaemin, ileri de ki çekmeceye doğru ilerledi, gerekli kıyafetleri ve eşyaları aldı ve jeno ile chenle'ya verdi. Onlar hazırlanırken jaemin arkasını dönmüş, duvarı inceliyordu. Jeno ve chenle tekrardan ne yapacaklarını teyit ediyorlardı. Tamamen hazır olduklarında chenle ile birlikte depodan çıkacaklardı ki, jaemin jeno'nun kolunu tutup sessizce "Dikkat ol..." dedi. Jeno ona gülümsedi ve jaemin'in kolunu bırakmasıyla depodan çıktı.

Bu sırada Jisung ve donghyuck çoktan sunumu yapacak kişiyi halletmiş ve hazırlanmışlardı. Jisung gergince kravatını düzeltti ve terli ellerini pantolonuna sürttü. Bunu fark eden donghyuck jisung'un yanına oturdu ve kolunu omzuna atıp "Sakin ol, başaracağına inanıyorum."dedi.
Sonra da jisung'un gereğinden fazla sıktığı kravatı biraz gevşetti ve bir anne edasında saçlarını okşadı. Jisung ise donghyuck'a yavaşça sarıldı.

"Teşekkürler hyung..."

Donghyuck'da kollarını küçük kardeşine sardı. Sonrasında da ayrılıp ikisi de üstünü düzeltti. Bu sırada ise bilinci yerine gelen adam korkuyla ikisine baktı. Donghyuck aşırı sakin bir ses tonuyla "Susturucun var mı?" Diye sordu. Jisung'da çok normalmiş gibi cebinden susturucuyu çıkardı ve donghyuck'a verdi. Adam bağlı olan ağzından kaynaklı sadece ses çıkarabiliyordu. Ve donghyuck buna son verecekti.

Susturucuyu yavaşça tabancasına yerleştirdi ve adama doğrulttu. Adamın gözlerindeki korkuyu görebilmek öylesine zevk veriyordu ki, tarif edilemez bir duyguydu bu. Herkesin tadabileceği bir şey değildi.

"Şimdi senin burda kafanı uçuracağım, ama kimsenin ruhu bile duymayacak..."

Adamın akan gözyaşlarıyla gülümsedi donghyuck. Ve yaklaşıp adamın yanına çömeldi. Sahte bir hüzünle "Böyle boku bokuna öldüğün için üzgünüm. Ölümünün hakkını vermeyi çok isterdim ama, iş üzerindeyim. Ve sen benim önümdeki engellerden birisin..." dedi. Sonra da adamın gözlerinin içine bakarak gülümsedi ve tetiği çekti...

Jisung yüzünü buruşturarak arkasını döndü. Zira bu görüntüyü görmekten nefret ederdi. Neticede o sadece gizli sitelerin katiliydi, canlıların değil.

Adamı tuvaletin içine sürükleyip ustaca intihar süsü veren donghyuck, cebimdeki küçük kolonyayla ellerini temizledi ve geri cebine koydu. Jisung'un tiksinmiş suratını gördüğünde ise "Bu daha başlangıç çocuk, sen daha jeno hyung'unu görmedin. O acık çektiretek öldürmeyi seviyor." Diyerek ona sitem etti.