Salgın ( Kan Ve Damar ) (4)

Bölüm 57 ( İlk Görev )

Konvoy normal yolunda ilerlerken Mehmet ile konuşan iki kız KAPB gördü. Silahını hazırlayıp elfreninin altına koydu ikiside. Yanından geçmek için hızlanınca polis elini kaldırdı. Kadın frene basıp durmak zorunda kaldı.

Camını indirdiğinde polis kendisine baktı.

" Hello woman."
( Merhaba kadın.)

" Here, officer."
( Buyurun memur bey.)

" There is a call. We heard that some fugitives were trying to enter the country by order of Alfa."
( Bir çağrı var. Alfa'nın emriyle bazı kaçakların ülkeye girmeye çalıştığını duyduk.)

Kız kafasını iki yana sallayıp polise baktı.

" Unfortunately, officer, I cannot allow this."
( Ne yazık ki memur bey, buna izin veremem.)

Polis elini silahına atıp yanında oturan kadına baktı. Ardından şöföre.

" Why is that?"
( Neden?)

" We are not special guards and the Mafia sitting in the back. If you don't want your record to be spoiled, let's go."
( Biz özel korumalar değiliz ve arkada oturan Mafya. Sicilinizin bozulmasını istemiyorsanız, gidelim.)

Polis camın yanına eğilip dışarıdan baktı. Film olduğu için belli belirsiz bir şeyler gözüküyordu. Mehmet polise doğru döndüğünde polis kendisine döndüğünü fark etti. Doğrulup yolu kesen polise baktı.

" Make the way."
( Yolu açın.)

Polis yoldan çekildiğinde konvoy tekrar yola devam etti.

Bahar ana binanın önünde elinde telefon Akın'ı aramaktaydı. Ama çalıyor açmıyordu. Arkasından esir düşen Kürt adam geldi.

" Bahar." Dedi. Bahar adama dönüp.

" Efendim." Adam kafasını eğip.

" Kusura bakma böyle bir oyunun içine nasıl düştük bilmiyorum. Şimdi anlıyorum ki Kürt Türk kardeş gerisi kalleştir." Bahar gülümseyerek adamın kafasını kaldırdı.

" Kafanı eğme Kürt kardeşim. Herkes yanlış yola düşebilir. Önemli olan hatanı anlaman. Gerçekleri görmen." Adam Bahar'a bakıp.

" Gerçekleri şimdi daha net görüyorum." Bahar elini adamın omzuna attı.

" Şimdi intikam almak istiyor musun?"

" Evet."

" Tamam. Sorguda seni sorgulayan adamın yanına git. Benim gönderdiğimi ve intikam almak istediğini söyle." Adam kafasını sallayıp hemen içeri koşmaya başladı. Bahar telefona bakıp.

" Aç şu telefonu Akın aç." Deyip içeri girdi.

Konvoy ana yoldan çıkıp toprak yola girdi. Mehmet ve Lisa camlardan dışarı bakıyordu. Konvoyun hızı yavaşladı, yolun bittiği kısım uçurumdu. Mehmet şöföre bakıp.

" Uçurum kenarında mı buluşacağız?" Dedi. Kadın dikiz aynasından Mehmet'e bakıp.

" Sabredin efendim. Geldik sayılır." Dedi. Üç araba yan yana uçuruma 100 adım kala durdular. Herkes ileriye bakarken büyük çelik yuvarlak bir kapak açılmaya başladı. Herkes şaşkınlıkla bakıyordu.

Kapak açılmasına rağmen arabalar beklemedelerdi. Büyük yuvarlak kapak toprak ve otla kaplanmıştı üstü. Arabaların bineceği pilatform geldiğinde, araçlar aynı hizada aynı hızda pilatforma bindiler.