MARİNETTE
Hafta Sonu
Bu gün Adrian'ın abisi gelicek. Çok merak ediyorum abisini hiç bir abisi olduğunu duymamıştım. Giyinme odama girip kıyafet baktı. Bir tanesini seçince banyo yapmak için hazırlandım. Ilık bir duş aldıktan sonra saçımı kuruttum ve elbisemi giymeye başladım
Saçımı da salık bıraktım. Aşağıya indiğimde Belen ve Adelen çok aceliycilerdi yanlarına gidip
Matinette: Kızlar ne bu acele sakin olun
Belen: Efendim küçük bey biraz seçicidir o yüzden her şeyin düzgün olması gerekiyor
Marinette: Çocuktan bahsediyoruz öyle değil mi?
Belen: Evet efendim
Marinette: Merak ettim şimdi... Kaç yaşında?
Belen: 7 yaşında
Marinette: Tamam teşekkürler. Yardım edilecek bir şey varsa yardım edebilirim
Belen: Hayır efendim biz hallettik zaten birazdan gelirler
Marinette: Peki
Der demez kapı çaldı Merdivenlerden Adrian indi. Bende kapıya doğru döndüm Adelen kapıyı açtı ve tıpa tıp Adrian'a benzeyen bir küçük bir de büyük Agreste gördüm karşımda. İkiside takım elbise giymişlerdi. Ayyy çok minnoş olmuşş
Adrian: Hoş geldin abi
Dedi sert sesiyle. Yuh artık! o senin abin bir sarılır insan. Ama o insan değil herhalde
Felix: Hoşbulduk
Diyerek içeri geçtiler ayy şu çocuğun yanağını sıkamassam gece uyuyamam. Ne kadar tatlı minik minik ayakkabılarla.
Adrian: Oturma odasına geçelim yemek masası o zamana kadar hazır olur
Dedi ve oturma odasına geçti. O minik çocuk ikili koltuğa oturdu bende onun yanına oturdum. İkide birde çocuk diyorum, adını sorayım bari
Marinette: Senin adın ne küçük adam?
Bana döndü ayy resmen Adrian çatılmış kaşlar, boş boş bakan yeşil gözler ve sert e bunları nasıl yapıyorlar genetik herhelde.
Mark: Mark
Marinette: Ne kadar güzel bir ismin var anlamı da çok güzel
Mark: Ne o zaman anlamı?
Gülümsedim ve
Marinette: Kibar, ışıltılı ve parıldayan anlamına geliyor
Bunu dememle çocuk dondu. Yanlış bir şey mi söyledim? Hayır. Adrian'a dönünce oda bize bakıyordu. Eee şimdi ilk kim konuşucak
Adeline: Efendim sofra hazır. İsterseniz yemek odasına geçin
Adelene'nin bu sözü üzere herkes şaşkınlıktan arınıp ayağa kalktılar. Mecburen bende kalktım ve yemek masasına oturdum. Tabikide Mark'ın yanına oturdum o çocuğun yanaklarını sıkmam lazımm. Mark bana dönerek
Mark: Sen neden ikide bir yanıma oturuyorsun?
Bu soruyla şaşırdım ama sonra yüzüme muzip bir gülümseme yerleştirerek
Marinette: Bende bilmiyorum. O kadar tatlısın ki içimden senin yanında oturmak geliyor
Bunu dememle Mark hafifte olsa kızarmıştı yiaaaa yeruumm
Felix: Sanırım çocukları seviyorsun?
Marinette: B-ben mi? Yani evet çok severim
Dedikten sonra yemekler servis edilmişti.
Mark: Pırasa mı? ben pırasa sevmem
Adelene: Çok özür dilerim küçük bey, ben hemen değiştiriyorum
Marinette: Bir dakika Adelene. Sen neden pırasa sevmiyorsun bakalım hım?
Mark: Sevmiyorum işte. Tadı çok kötü
Dedi tatlı ve sert sesiyle aklımdaki fikirle Mark'ın tabağını aldım ve
Marinette: Öylemi ama bu pırasa bir savaşçı ve sen bu savaşçıyı istemiyorsun öylemi? Düşmanlar mı kazansın?
Mark: Düşmanlar ?
Marinette: Yaa düşmanlar. Senin içindeki kötü hecreler brokoliyi sevmiyorlar çünkü pırasa çook güçlü! O yüzden senin bu muhteşem tadı olan pırasayı sevmemeni sağlıyorlar
Konuşurken pırasa tabağını şekilli bir şey yapmıştım
(turuncu şeyleri pırasa düşünün)
Mark: Sonra?
Marinette: Sonra cılız güçsüz bir çocuk olursun
Marka tabağını uzattığımda, şaşkın bir şekilde tabağına baktı ve hızlı hızlı yemeye başladı ben gülerken, Adrian ve abisi şaşkın birşekilde bize bakıyorlardı
Felix: Sen nasıl yaptın? ben bu yaşıma kadar onu hiç brokoli yediğini görmedim
ADRİAN
Şuan yılın şokunu yaşıyorum. Mark nasıl pırasa yer? Bakıcılarını peşinden koşturduğunu hatırlıyorum ben. Marinette gülümseyerek
Marinette: Aslında yemek istiyordu sadece bir gülümseme yeter
&&&&&&&&&&
Yemeklerimizi bitirmiştik Mark utanarak
Mark: Marinette abla.... şeyy.. benimle oyun oynarmısın?
Marinette: Ayy bende ne zaman sorucaksın diyordum
Felix: Gerek yok zaten kalkıcaktık boşuna yormasın seni
Marinette: Olur mu öyle şeyy? bu tatlı şeyin yanında kim yorulur biraz daha kalsanız hiç bir şey olmaz. Evde oyuncak var mı?
Adrian: Yukarıda Mark'a ait oda var..
Marinette: O zamann hadiii koş koşş
Dedi ve Markla beraber merdivenlerden çıktılar
Felix: Mark ilk defa bir kadını bu kadar çok seviyor
Adrian: Evet..
Felix: Sende öyle
Çok özür dilerim yanlışıkla yükledim çok pardon... > - <
Beğendinizmi bölümü farkındaysanız hep Adriandan önce başkaları anlıyor.. Neyse
VOTE atmayı unutmayınnn lüttfeeennn 667 kelimee
Ba bayy <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Bir AGRESTE'sin
Fanfiction"Hadi gülümse... Ne olur... Ama denizlerdeki dalgalar gibi, mevsimlerin çiçekleriyle, güneş'in ay'a verdiği ışıkla değil, benimle gülümse Meleğim.. Sadece senin gülümsemenle olan o hızlı kalp atışımla... Kalbimde " •Karanlık Ve Aydınlığın Hikayesi• ...