ADRİAN
Bu sefer dediğim şeyi değiştirmeye çalışmayacağım neden kendimi kasıyorsam? Marinette kızaran yanaklarıyla gülümsemişti, ileriye geçip salıncağa oturmuştu
Marinette: Bunları nasıl yaptın?
Yanına oturarak
Adrian: Bu salıncak önceden vardı sadece biraz süsledim, diğer tarafa da yastıkları yerleştirdim bide üzerinde fındıklı çikolata var
Bu dediğimle gülen gözleriyle bana bakmaya başladı. Bir süre gözlerine baktım sadece, etraftaki her şey donmuş sadece gözlerine baktım, birden çok uzun süre bakıştığımızı anlayıp konu bulmaya çalıştım
Adrian: I-ıhım eee ben o gün olanlar için özür dilerim seni kötü hissettirdim
Marinette: Önemli değil bende biraz fazla abarttım
Yine sessizlik oluşmuştu ki bunu bozan o oldu
Marinette: Eee şey ben şu çikolatalara bir bakayım baya bir canım çekti
Ayağı kalkıp yastık dolu yerden çikolataları sevinçle alıp yemeye başladı bende onu izledim yüzümde istemsizce oluşan gülümsememi bastırarak..
1 Hafta Sonra
-Adrian: Imm anladım, olur tabi siz nasıl rahat edicekseniz
-:............
-Adrian: Rica ederim, size de iyi günler
Telefonu kapatıp masanın üzerine koydum bu gün iş için misafirler gelicekti. Önceden tanışmışlığımız olduğu için akşam yemeğine davet etmiştim, aramızdaki bağları güçlendirirdi hem. Aşağıya inip Marinette'i aramaya başladım bu 1 haftada iyileşmişti, ama yinede kendini çok yormasını istemiyorum. Aşağıya indiğimde bahçede olduğunu gördüm ve oraya ilerledim ellerini çiçeklerde gezdiriyordu, etrafında korumalarla tabiki. Yanına geldiğimde beni fark edip gülümsemişti ama benim yüzümde gülümseme yoktu
Adrian: Marinette akşam misafirler gelicek haberin olsun
Marinette: Kimler?
Adrian: İş için ama yakın olduğumuz için akşam yemeğine gelicekler 3- 4 saate gelirler
Marinette: Tamam ben hazırlanayım o zaman
Dedi ve içeri geçti, ama benim aklım hala gülümsemesindeydi
MARİNETTE
Adrian'ın dediğiyle yukarı odama çıktım. Sabah duş aldığım için duş almadan giyinme odama girdim, bir şeyler seçip giyinmeye başladım
Saçlarımın birazını toplayıp birazını salık bıraktım. Saate baktığımda yaklaşık bir saat vardı o kadar mı uzun sürdü hazırlanmam? Neyse bunları kafamdan silip aşağıya indim..
YAZARDAN (Ortalık fena karışıcakk)
Genç hanım aşağıya indiğinde misafirlerin geldiğini gördü daha bir saat olmasına rağmen erken gelmişlerdi o daha Belen ve Adelene'ye yardım edicekti. Bunları kafasında silip misafirlerin yanına gitti
Marinette: Merhaba hoş geldiniz, ben Marinette
Aida: Ahh merhaba kusura bakmayın biraz erken geldik, bende Aida
Marinette: Kusurluk bir şey yok buyurun lütfen
Aida gülümseyerek içeri geçti, Marinette'in sıcakkanlı tarafını çok sevmişti. İçeri geçtiklerinde Marinette, Albert'in kucağında çok sevimli bir bebek görmesiyle şaşırmıştı bir o kadarda sevinmişti de
Marinette: Ne kadar tatlı bir bebek, geliceğinden haberim yoktu
Albert: Adrian beye bahsetmiştik, bu aralar dişi çıktığı için biraz huysuz mecbur onuda getirdik rahatsız etmedik umarım
Marinette: Hayır ne rahatsızlığı çocuklara bayılırım. Imm şey acaba kucağıma alabilir miyim?
Bay Albert kafasını sallayarak gözlerini annesi gibi mavi, babası gibi kahve renkli saçı ve üzerinde çok tatlı bir tulum olan bebeği genç hanımın kucağına verdi. Bebek Marinette'in kucağına gelir gelmez gülmeye başladı salona geçerek sohbete etmeye başladılar
Aida: Gerçekten sizi çok sevdi çok iyi anlaşıyorsunuz, çocuk düşünüyor musunuz?
Kadının bunu sormasıyla genç adam öksürmeye başladı hemde baya baya. Daha gerçek bir evlilik değilken bebek? İmkansızdı. Marinette ortamı düzeltmeye çalışarak
Marinette: A-aa h-hayır daha d-düşünmüyoruz
Dedi ve zor bir şekilde yutkunarak bebeği dizlerine oturtarak oynamaya devam etti ve bu düşünceyi aklından yok etmeye çalıştı. Marinette bebekle oynarken birden telefonu çaldı Alya arıyordu açıp konuşmaya başladı
-Alya: Marinette nasılsın?
-Marinette: İyiyim Alya se- bebeğim bir dur bakalımm
-Alya: Bebek?
-Marinette: Evet, bebek varda kucağımda sonra arasam ayyy yerim seni. Adrian bir bakar mısın?
Diyerken telefon kapanmıştı bile. Alya duydukları karşısında şaşkınlık içerisindeydi Marinette hamile miydi? Mutlulukla bağırıp hemen Chloe'yi aradı Marinette'in zehirlenmesi onları arkadaş yapmıştı
-Alya: Aloo Chloee Bebeeek geliyoooor
-Chloe: Bebek mi?
-Alya: Eveet Marinette hamileymişşş karnında bebek varmışş
-Chloe: Oha! İnanamıyoruuuummm Ne çabuk daha dü-
Sonra Chloe'nin aklına Alya'nın bu evlilik konusunu bilmediği gelince susup sevinmeye başladı. Şaşırmıştı doğrusu, ne çabuk birbirlerini sevdiler? Bunları takmayıp Alya'yla konuşmasını bitirip babasını aradı
-Gabriel: Ne istiyorsun Chloe işim var
-Chloe: Babaaa torunun oluyooorr
-Gabriel: Ne? Ne diyorsun?
-Chloe: Marinettee hamileymiiişşş
-Gabriel: Ne!? Marinette hamile miymişş??
O sırada toplantı yaptığı Bay Dupain Cheng'in ve Nino'nun gözleri full açılmıştı. Gabriel telefonu kapatıp karşısına baktı
Gabriel: Ben... Dede mi oluyorum?
Tom: Allah'ım dede oluyorumm!
Onlar sevinçle sayıklarken, Nino ayağı kalkıp
Nino: Asıl ben amcaaa oluyoruuuummmm!!
Merhabaaa! Nasılsınız bakalımm?
Nasıldı bölüm? Beğendiniz mi?
Beğendiyseniz VOTE atar mısınız?
Yalnız ortalık fena halde karıştı toparlamak zor olucak. Bu sefer biraz kısa oldu ama olaylar çok oldu. Baya çok.
Diğer kitabımı okursanız sevinirim 'Belalı Kurtarıcım' Okursanız beni mutlu edersiniz ^^ Yorumlarınızı eksitmeyin hepsi benim için çok değerli <3
Sınırr 40 vote 130 okunma olsun. Yorumlarınız harika zaten. Hayalet okuyucular, sizi de merak ediyorum
Açıklamayla 762 Kelime
O zamaanannn çoookça öpüldünüüüz
Sizleri seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Bir AGRESTE'sin
Fanfiction"Hadi gülümse... Ne olur... Ama denizlerdeki dalgalar gibi, mevsimlerin çiçekleriyle, güneş'in ay'a verdiği ışıkla değil, benimle gülümse Meleğim.. Sadece senin gülümsemenle olan o hızlı kalp atışımla... Kalbimde " •Karanlık Ve Aydınlığın Hikayesi• ...