Uyuyan Güzel

1.1K 127 424
                                    

YAZARDAN

Genç adam, öyle bir sarılıyordu ki eşine... Sanki son sarılışı değilde, en güzel sarılışı gibiydi, son olmayacak kadar güzel...

Nino: A-Adr-

Konuşamadı arkadaşı. Elini çekti omzundan ve geri gitti. Yüzünü elleriyle kapattı ve olayın şokunu ve hüznünü yaşamaya başladı.
Genç adam ise, ileri geri doğru sallanıyordu. Ve aklındaki düşünce, onsuz nasıl yaşayacağıydı. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp, söylenmeye başladı

Adrian: Hayır... H-Hayır... B-ben şimdi nasıl y-yaşayacağım?

Yağmur her yeri bir kez daha ıslatırken, genç adam sarılmış olduğu eşini biraz uzaklaştırıp, yüzüne baktı. Bem beyaz olan tenine yağmur damlaları düşüyor ama bundan rahatsız olmuyordu. Belki de rahatsız olmak için çok geçti... Genç adam eşinin kulağına gelip fisıldadı

Adrian: Seni seviyorum... Seni o kadar çok seviyorum ki, her nefes alışında bile kalbim hızlanıyor... O kadar çok seviyorum ki, bütün imkansızları aşacak kadar... Güneşin, gezegen olması imkansızlığını bile aşacak kadar...

Durdu. İzledi sevdiğini. Üzerinde kaçırılmadan önce giydiği, mavi boğazlı ipek bir elbise vardı. Yağmur saçlarının kurumasına izin vermezken, genç hanımın eğilen başı yüzünden, açılan ağzına düşen yağmur damlaları vardı... Bu yağmur damlaları bir mucizeye imza atarken, genç hanımın, küçük ama umudu büyük bir öksürük sesi çıktı ağzından. Bunu duyan herkes hüzününü bir kenara bırakıp, şaşkınlık ve umut dolu gözlerle bakıyorlardı ona. Genç adam öyle bir mutluluk- hayır. Mutluluk kelimesi öyle hafif gelirdi ki... Elleri titrerken, ellerini genç hanımın saçlarından, yüzüne getirdi

Adrian: O... U-uyan-... Uyanıyor!

Sağlık ekipleri, şaşkınlıklarını bir kenara bırakıp, hemen genç hanımın yanına geldiler. Sanki yağmurda mutlu olmuş gibi, yağıyor ama güneş çıkmıştı...

Sağlık Çalışanı: N-nasıl olduğunu boş verelim. Kalp atışları yavaş ama hiç atmasından iyidir. Nabzı düşmeden, hemen hastaneye götürmemiz gerekiyor!

Genç hanımın sedyeye koyarlarken, genç adam yavaş olmaları için uyarıyordu. O kadar mutluydu ki, göz yaşları sel olmuş ama mutluydular. Kalbi tekrardan atmış, şükürler ediyordu. Aklı bile sevinç dolmuştu! Titreyen ayaklarıyla, Nino'ya tutundu ve arabasına bindi. O ne yaşamıştı? Hem hayatının kaybettiği ilk an, hemde mutluluk kelimesinin bile yetmediği ilk an...

ADRİAN

Arabada sevinç gözyaşları dökerken, ambulansı takip ediyordum. Tanrı'm... Bütün şansım ve en güzel olan şey oldu. Mucize gibi... Sonunda hastaneye geldiğimizde, hemen ameliyathaneye almışlardı. Lütfen, lütfen o iyi olsun... İçimden bütün iyi dileklerimi söylerken, Nino yanıma gelip

Nino: Hadi, biraz dinlen. Doktorlar eminim ki onu iyileştirecektir

Adrian: O... Onu yakalamışlar mı?

Nino: Sadece adamlarını yakalamışlar. Bir kaç saate ifade alacaklar

Ayağı kalkıp, koridorlardan çıkışa doğru ilerledim. Nino kolumdan tutup beni durdurdu

Nino: Hey, hey! Nereye?

Adrian: Nereye olabilir? Onun ölümü elimden olacak! O, o benim karımı öldürecekti!

Nino: Zaten ifade verdikl-

Chloe: Abi!

Hastahane giriş kapısına baktığımda, herkes buraya geliyordu. Basında girişteydi tabii... Herkes (Chloe, Alya, Sabine, Tom, Gabriel, Daniel) ameliyathanenin önünde durdular. Nino'nun da bakışlarıyla, mecburen yanlarına gittim.

Sen Bir AGRESTE'sin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin