MARİNETTE
Gözlerime bir ışık hüzmesi gelince, kendiliğinden açıldılar. Ama kalkamadım. Çünkü beni sarmış, iki tane büyük kol vardı. Benim şaşkınlıktan gözlerim açılırken, doğrulmaya çalıştığımda, o da uyanmıştı. Gözlerini ovaladıktan sonra, bulunduğumuz duruma bakıp
Adrian: A-ah... Ihım şey..
O birşeyler anlatmaya çalışırken, ellerimi kaldırıp
Marinette: Tamam. Sonuçta aynı yatakta uyuyoruz, bundan sonra dikkat ederim
Dedim ve hemen lavobaya gittim. Ellerimi yanaklarıma koyup, aynadan kendime baktım. Aman Tanrı'm! Böyle miydim gerçekten? Hayır hayır kendine gel! Ihım evet. Lavobadan çıkıp giyinme odama girdim. Sade bir şey giyip, aşağıya indim.
Aşağıya iner inmez, Belen yanıma geldiBelen: Efendim, şirketten bir posta. Size
Marinette: Bana mı? Peki, sağol
Paketi alıp salona geçtim. Açtığımda, dergi için çekildiğim fotoğraflar vardı. Ben onlara bakarken, aralarında Adrian'ın fotoğrafları da vardı. Demek ki o da modellik yapmış..
Baya da... İyiymiş.. Ihım yani güzel bece- Beni düşüncelerimden ayıran, telefon sesiydi
-Marinette: Bay Michael?
-Micheal: Ah Marinette! Rahatsız ettim ama önemli bir şey var
-Marinette: Dinliyorum
-Micheal: Hani dergi için kırmızı bir elbise giymiştin, askılı
-Marinette: Evet. Bir sorun mu var?
-Michael: O fotoğrafı bulamıyoruz. Hayır yani makineden silinse bile yedekleri de yok! Halbuki sana yakışmıştı. Şimdi başka bir manken üzeriden çekeceğiz. Sen biliyor musun?
-Marinette: Oh... Bundan hiç haberim olmadı. Üzgünüm nerede olduğunu da bilmiyorum..
-Micheal: Ah tamam. Neyse o kadar güzel fotoğrafların var. Birtanesi olmasa da olur. İyi günler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Bir AGRESTE'sin
Fanfiction"Hadi gülümse... Ne olur... Ama denizlerdeki dalgalar gibi, mevsimlerin çiçekleriyle, güneş'in ay'a verdiği ışıkla değil, benimle gülümse Meleğim.. Sadece senin gülümsemenle olan o hızlı kalp atışımla... Kalbimde " •Karanlık Ve Aydınlığın Hikayesi• ...