"Hadi gülümse... Ne olur... Ama denizlerdeki dalgalar gibi, mevsimlerin çiçekleriyle, güneş'in ay'a verdiği ışıkla değil, benimle gülümse Meleğim.. Sadece senin gülümsemenle olan o hızlı kalp atışımla... Kalbimde "
•Karanlık Ve Aydınlığın Hikayesi•
...
Bir hafta geçmişti, ve Adrian iyileşmişti. Ama hala davranışları aynıydı... Benim yüzümden vurulduğu için mi böyle gerçekten? Sanırım öyle. Nefes verip giyinme odama girdim. Bir kaç bi şey seçip giyinmeye başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı açık bırakıp aşağıya indim. Belen e Adelen kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Onları yanına gelip günaydın dedikten sonra, hazır olan masaya oturdum.
Adelen: Ehem Marinette hanım... Siz iyi misiniz? Biraz durgun gözüküyorsunuz.
Adelen'e dönüp gülümsedim ve,
Marinette: Hayır, hayır ben gayet iyiyim.
Adelen başını sallayıp gittiğinde, tekrardan önüme dönüp iç çekip yüzümün asılmasına izin.. Merdivenlerden ayak sesi geldiğinde o tarafa döndüm. Adrian takım elbisesini giymiş ve aşağıya iniyordu. Her seferinde ki gibi hari- Yaa Marinette yeter artık! O adam senden nefret ediyor! Sen neyin hayındasın? O işe gidecek ce bende evde sıkılıcam... Belki birazcık zorlasam izin alabilirim. Her zamannki gibi kahvaltı yapmadan çıkacakken
Marinette: Adrian!
Derin nefes aldı ve kaşlarını çatarak
Adrian: Ne istiyorsun?
Marinette: Ihım ben diyorum ki şirkete gel-
Adrian: Hayır
Dedi ve arkasını döndü. Onun önüne geçip,
Marinette: Adrian tamam, benim yüzünden vuruldun ve sinirlisin. Ama ben insan değil miyim? Hem yanından ayrılmam
Adrian: Marinette çekil. Beni hiç bir şekilde ikna edemezsin
&&&&&&&&&&&&&
Adrian arabayı sürüp söyleniyordu
Adrian: İnanamıyorum! Beni nasıl bununla ikna ettiğine hala inanamıyorum!
Ona şirince gülümsediğimde, anlamadığım bir şekilde bana bakıyordu. Elimi gözünün önünde sallayınca kendine gelip önüne döndü
Marinette: Kruvasanı bu kadar sevdiğini biliyordum
Adrian yime iç çekti ve
Adrian: Orada bir çalışan gibi davranmanı istemiyorum! Bir Agreste'sen ona göre davranacaksın!
Kaşlarımı çatıp ona baktım
Marinette: Beni mutsuz etmeyi her seferinde başarıyorsun..
Cama yaslanıp, arabanın duracağı zamanı bekledim..
Sonunda gelmiştik. Arabadan inince yeniden şirketin mükemmeliğine bakmaya başladım. Adrian yanıma gelip elimi tutunca, kendime gelip içeri geçtik. Acaba geçmesemiydik? Her yerde bir telaş vardı. Bazıları ellerindeki renkli kumaşları odadan odaya gezdiriyor, bazıları ise kağıtlarla boğuşuyordu
