1.7

109K 1.8K 870
                                    

Medya: Barlas Ataman

Sizi seviyorum heee iyi okumalarr

o((*^▽^*))o

Uykumu bölen Simay'ın beni aramasıydı. Simay'a geziye katılmak istemediğimi söylediğimde kendisi zaten öğretmenler karnım ağrıdığı için eve gittiğimi söylemiş. İşte hayırlı kanka diye buna deniliyor. Simay ile telefonu kapattıktan sonra duşa girmiştim. Yemek yerken Netflix'den yeni bir diziye başlamaya karar verdim. Dizinin ikinci bölümünün sonunda Simay tekrar aradı.

"Bahar falcıya mı gitsek?" Diye sordu, istemsizce göz devirdim. Simay'a kalsa yediğimiz hamburgerin bile falına baktıracak. Tam hayır diyecekken gözüm cama kaydı. Hava çok güzeldi ve benim dışarı çıkmam gerektiğini düşündüm. "Olur, nerde buluşuruz?" Diye sordum. Yatağımdan kalkıp dolabıma yönelirken telefondan bir cırlama sesi geldi. "Harika! İki dakikaya sizin evdeyim!" Dedikten sonra hemen telefonu yüzüme kapattı.

Klişe kombinim olan bol paça pantolon, sadece göğüs kapatacak siyah crop ve üstüne oduncu gömleği. Tamamen hazır olduktan sonra saçımı topladım. Simay iki dakika demişti ama bu iki dakika on dakikaya geçiyordu. Evden çıkıp Simay dışarıda beklemeye karar verdim. Neyse ki çok geçmeden Simay gördüm. Beni görünce hevesle yanıma gelip "Hadii!" Diye söyledi.

Simay ile beraber meşhur falcıya doğru yürümeye başladık. "Beklerken dinleme cihazı falan vardır bir şeyler söylemeyelim." Dedim, Simay bana göz ucu ile bakıp "Benim bulduğum mekanda nasıl bekleyeceğiz acaba?" Diye sordu, doğru ya Simay sürekli en lüks yerleri bulur. Bu nedenle beklemek gibi bir şansımız da yok.

Simay'ın bahsettiği falcıya gelince etrafı inceledim. İçeri girmeden önce içimden 'Allah'ım sen benim günahlarım Simay'a yaz.' demeyi de ihmal etmedim tabii ki. İçeriye girdiğimizde birer kadın yanımıza geldi. "Hoş geldiniz." Dedi, Simay "Hoş bulduk." Deyince benim bir daha hoş bulduk dememize gerek kalmadığını düşünerek sessiz kaldım. "İsterseniz zaman içeri girebilirsiniz." Dedi kadın, Simay teşekkür edip girmek istediğini söyleyince kadın bize yolu gösterdi.

Kapıdan içeriye girdiğimizde odanın tamamen simsiyah olduğunu gördüm. Köşede bir tane büyük bir kazan vardı. Ne yani bizim kaynatıp içecek? Şirkette olan yönetici masallarından burada da vardı. Ne kadar resmi bir yer (!) Simay ile beraber karşılıklı olan tekli koltuklara oturduk. Yaşlı bir kadın vardı, gülümseyip bize baktı. "Hoş geldiniz." Dedi, bu sefer Simay cevap vermesin diye hızlı bir şekilde "Hoş bulduk." Dedim.

"Simay sen zorla mı getirdin bu kızı?" Diye sordu, Simay kafasını olumsuz anlamda sallayıp "Hayır." Diye cevap verdi. "Önce senden başlayalım." Dedi yaşlı kadın Simay'ı ima ederek. Galiba Simay önceden de buraya gelmişti ki ismini biliyor. "Elini uzat bakalım." Dedi yaşlı kadın. Simay elini masaya koyunca yaşlı kadın bir elini Simay'ın elinin üstüne koydu. Diğer elini ise 'Sihirli küre' denilen o küreye koydu.

"Sen niye bu kadar pişmansın?" Diye sordu yaşlı kadın, Simay gülümseyip "Ne pişmanlığı?" Diye sordu. Yaşlı kadın gözlerini kapatıp "Çok üzüleceksin." Dedi, Simay bana bakınca gülmemi tuttum. "Büyük bir kavga olacak." Dedi yaşlı kadın. Ardından gözlerini açıp "Üzülmemeye çalış." Diye söyledi. Elini küresinde gezdirirken "Bela var. Belaya bulaşma." Dedi.

Yaşlı kadın iki elinde çekip Simay'a baktı. "İki soru hakkın var." Dedi ve iki elini de küreye koydu. "Ne gibi bir bela var?" Diye sordu Simay, yaşlı kadın derin bir nefes alıp verdikten sonra "Sevgilin, o tamamen bela." Dedi, Simay alt dudağını yalayıp "Peki, neye üzüleceğim?" Diye sordu. Yaşlı kadın bir kaç saniye cevap vermeden durdu. Ardından gözlerin açıp ellerini küreden çekti. "Bir şeye değil, üst üste gelecek her şey."

SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin