Medya: Bahar Akay
---
Söylesem ne kaybedebilirim ki? Alay eder miydi? Ah, öyle bir şarkı vardı dimi? Seni sevdiğimi söylesem, alay edip güler misin? Yoksa sen de sever misin?
"Ben senin yanında değilim." Keşke her saniye yanında olabilsem. Barlas bana bakıp alaylı bir şekilde güldü. "Yanında değilim Barlas, senin yani sizin hakkınızda bir şey öğrendim. Sen de beni yanına çektin. Babalarımız ortak olacak diye dip dibeyiz ama halen daha senin yanında değilim." Ben bunları derken Barlas'ın gülümseyen suratı asık bir surata dönmüştü.
Oturduğum yerden ayağa kalktım. "Unutma Barlas Ataman, senin yaptığın küçük bir hata yüzünden bu hale geldik." Dedikten sonra odama geçtim. Barlas da arkamdan odaya geldi, benimle konuşmak istiyor gibiydi. Neyse ki yemeğe çağırıldığımız için bahçeye indik. Babam mangal yapacakmış sanki çok biliyor da. Masaya oturup sessizce durdum. Barlas'ın babası ve benim babam beraber mangal başında oturuyorlardı. Barlas yanıma oturmuş annem ise karşımda oturuyordu.
"Okul bitmek üzere, zayıfınız var mı?" Diyerek sohbet açmaya çalıştı annem. Okul bitmiyor sadece ara tatil veriyor. "Sınavların bazıları açıklanmadı ama açıklanan kadarı ile zayıfım yok." Diye cevap verdi Barlas. Bu çocuk matematikten kalmadı mı? Yalancı ya. "Aynen, Barlas'ın matematiği çok iyi." Dedim, Barlas bana 'sus.' dercesine bakış atarken gülmemi tuttum.
Annem ile olan muhabbet köfteler gelince bitmişti. Ekmek dilimini alıp içindeki yumuşak yerini ayırmaya başladım. Sert tarafını pek sevmem. İç tarafı ayıkladıktan sonra sert tarafını masaya koydum. Barlas ise ekmeğin sert tarafını alıp kendi tabağına koydu. "Ekmek bitirmemek günah." Dedi Barlas, sanki uyuşturucu satmıyor gibi bir de bana günahtan bahsediyor.
Köftemi yerken Barlas bana kendi ekmeğinin içini ayıklayıp verdi. Kendisi ise sert tarafını yiyordu. Bir sey demeden yemeye devam ettim. Köftemi bitirmemle Barlas tabağıma kanat et koydu. "Çubuk gibi kaldın, ye az." Diye söylendi bana. Göz devirip kanat eti yerine koydum. "Barlas oğlum o biraz inatçı, kanat et sevmez." Dedi babam. Barlas ise gülümseyerek kanat eti tekrar tabağıma koydu. "İnatçı değildir, yer şimdi." Dedi Barlas, ardından bana üstten bir bakış attı. Kanat eti yemeye başladım. Tadı güzelmiş. İçindeki kemiği Barlas'ın tabağına koydum.
Sofradaki küçük atışmalar falan bitince zaten yemeğimiz de bitmişti. Barlas onlar da 'fazla rahatsızlık vermeyelim.' deyip kalkmıştı. Ne rahatsızlığı ya geceye de kalın diyemedim. Hem Barlas benimle uyur falan. Şimdi ise salonda oturuyorduk. Annem ve babam birbirlerine bakarken ben de onlara bakıyordum. Yanlış anlamayın romantik bir bakışma değil, bana bir şey diyecekler ama konuya kim girsin diye birbirlerine bakıyorlar. "Ee söyleyin artık." Dememle ikisi de bana baktı.
"Barlas ile aranda ne var?" Diye sordu babam, babam birden sorunca annem öksürdü ama nafile. Ben duymam gereken cümleyi zaten duydum. "Arkadaşız." Dedim. Gözlerimi devirip onlara arkamı döndüm ve odama çıktım. Cidden bazen tuhaf oluyorlardı. Dışarıdan Barlas ile ne gibi görünüyorduk acaba?
Banyoya girip küveti sıcak suyla doldurdum. Köpürmesi için mor yaban mersini aromalı toplardan attım. Suyun rengi tatlı parıltılı bir mora dönmüştü. Üzerimi çıkartıp tamamen soyundum. Suyun içine girdim.
Uzun bir duşun ardından yıkanıp küvetten çıktım. Saçımı kurutup, nemlendirici kremlerimi sürdüm. Sebepsizce keyfim yerindeydi. Şortlu pijama takımını giyinip yatağa girdim. Uyumadan önce Wattpad'den kitap açıp okudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen Fiction"Bakışıyla bir dağı devirir. El alemi dize getirir. Bütün herkes onu konuşur öyle zannetsin." İddiayı kazanmak için dikkat çekmem gerekiyordu. Şarkıyı söylerken aynı zamanda dans etmeye başladım ritime uygun. Etrafta gezdirdiğim bakışlarımı tekra...