Selam kedicikler! Özledim sizi bee neyse uzatmadan bölüme geçiyorumm
Bölüm sonundaki sorulara bakmadan geçmeyin!
~~~
Etrafa biraz daha bakındım ama kimse yoktu. Bi kaybolmadığım kalmıştı. Cidden şaka gibi. Tahminimce sağdan geldiğini düşündüm ve oraya doğru yürüdüm. Fakat hiç görmediğim bir yere geldim. Zaten tahminim hep yanlış çıkar.Keşke tahmin ettiğim yerin aksi yönüne gitseydim. Oflayarak geldiğim yere geri döndüm. Sonra aslında aynı yerde dönüp durduğumu farkedine olduğum yerde durdum.
Hava iyice kararmaya başlamıştı. Duyduğum köpek havlama sesiyle korkuyla etrafımda döndüm.
Görünürde bir şey yoktu ama sesler git gide yaklaşıyordu. Soğuktan çenem titremeye başlamıştı. Kollarımı etrafımda sarıp ısınmaya çalıştım. Çok soğuktu.
Ayakta durmakta zorlandığım için kenarda duran direğe yaslanıp, karların üzerine oturdum. Dizlerimi kendime çekip, kollarımı etrafına sardım. Soğuktan bedenim uyuşumaya yüz tutmuştu.
"Bahar!"
"Bahar ses ver!"
Duyduğum sesler uzaktan geliyordu. Kimin sesi olduğunu algılayamıyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım ama ellerim ve bacaklarım uyuştuğu için kalkmaya çalışırken, yere düştüm. Acı dolu bir inleme çıktı dudaklarımdan.
"Burdayım." Bağırmaya çalıştım ama boğazımdan belli belirsiz bir mırıltı döküldü sadece. Karların üzerinde cenin pozisyonuna geldim. Soğuktu. Soğuk bıçak kadar keskin ve yakıcı olabiliyormuş ve ben bunu çok iyi anlamıştım. Uykum vardı. Çok uykum vardı. Gözlerim biran önce kapanmak için çırpınırken, bu kez diretmedim ve gözlerimi yumdum.
Zihnim tamamen karanlığa bulanmadan önce duyduğum son ses bana yaklaşan adım sesleri ve aşığı olduğum adamın korku dolu sesiydi. "Bahar gözlerini aç! Bana bak!"
---
Gözlerimi yavaşça araladım. Ölmemiştim. Oteldeki odamda, yatakta uzanıyordum. Üzerimde kat kat yorgan ve battaniye vardı. Artık üşümüyorum ama halsizdim.
Odanın kapısı açıldı. "Uyanmışsın." Diyen kişi Barlas'tan başkası değildi. Bakışlarımı ona çevirdim. "Hıhı." Diye mırıldandım.
Elindeki tepsiyle yanıma geldi ve tepsiyi yatağın yanındaki komidine koydu. Çorba getirmişti bana. Hafif tebessüm ettim. "Ne o hasta bakıcılık mı yapacaksın?" Diye sordum alayla.
Barlas kıkırdadı. "Hasta değilsin sadece seni bulmasam soğuktan ölebilirdin ama evet sana çocuk bakıcılığı yapacağım." Dedi benim gibi alayla. Gözlerimi kısıp dil çıkarttım. "Sensin çocuk." Dedim burun kıvırarak. Beni doğrultup, yastığı sırtıma koydu.
Arkama yaslandım ve yorganı biraz üzerime çektim. "Üşüyor musun hala?" Diye sordu endişeyle. "Biraz." Deyip ekledim. "Çok açım. Çorba neyli?" Amacım benim için endişelenmesin diye konuyu değiştirmek değildi. Gerçekten açtım. Benim için endişelenmesi ve ilgilenmesi ise anca hoşuma giderdi. "Sebzeli." Dedi kısaca.
Barlas tepsiyi yatağa koyup bana içirmeye başladı.
Çorbayı zar zor içtim. Resmen içim ısındı. Tamamen kendime gelmiş gibi hissettim. Bi an kendime gelip elindeki çorbayı kendi elime aldım. Gitsin Gaye'ye içirsin çorbasını. "Ben içerim." Diye söylendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen Fiction"Bakışıyla bir dağı devirir. El alemi dize getirir. Bütün herkes onu konuşur öyle zannetsin." İddiayı kazanmak için dikkat çekmem gerekiyordu. Şarkıyı söylerken aynı zamanda dans etmeye başladım ritime uygun. Etrafta gezdirdiğim bakışlarımı tekra...