OYUN

168 22 3
                                    

  Annem zeynepleri çağırdı , üçüde kapıdaymış zaten. Çıktık beraber , hastanede koccaman birşey başımda bandaj kolumda alçı zombi gibi dolaşıyorum etrafta. Başımın ağrısını umursamadan kızlarla konuşmaya çalışıp etrafı izliyorum. Onlarda düştüğüm anı taklit edip gülüyorlar , kendi karakterleri yok ki hep taklit hep taklit, ellerine de malzeme geçmiş âdilerin... Onları umursamayarak önlerinde yürüdüm etrafa baktığımda içim burkuldu. Benim kolum kırılmış onun için gelmişim ama buradaki insanlar kol kırığına secde ederler. Öyle herkes sessizce sıralarının gelmesini bekliyorlar. Derdi olan varsa hastaneye gelsin bence , derdini unutur kesinlikle buradaki insanların öyle dertleri var ki bir avuç nefes için kendileriyle savaşıyorlar , bazıları kazanıyor bazılarında sessiz sonsuz uykunun kucağına bırakıyor kendisini... Sonra geride  kalanlar ... Onların yaşadığı müthiş acı bütün devrelerini yakıyor olmalı. Bir düşünsenize kendinizi bildiğiniz zamandan beri yanınızda olan birini geri kalan hayatınızda birdaha göremiyeceksiniz. Yada çok sevdiğiniz çok yakın gördüğünüz birinin acı çekmesi ve elinizden hiçbirşey gelmemesi. Bunu ailem üzerinde hiç düşünmüyorum buna cesaretim yok , ama örneğin arkamda benimle dalga geçerek eğlenen üç gerizekalıya birşey olsa napıcağım konusunda hiç bir fikrim yok bunu düşünmek bile canımı acıtıyor.  Etrafta sedyede olan hastalar serumla dolaşanlar gülümsemek için dişlerini sıkanlar...

    Düşüncelere dalmışken bir sesle irkildim ve hemen o tarafa baktım. Zeyneplerde gülmelerini kesip benimle aynı yöne yöneldiler. Karşıda doktora bağıran bir kadın var , üstelik ağlıyor. Yanına yaklaştığimda söylediği sözleri duyunca boğazım düğümlendi.

  

    " Hayır şaka yapıyorsunuz öyle değil mi benim eşim ölmedi değil mi ? Lütfen birşey yapın o benim evim o benim dünyam lütfen ölmediğini söyleyin nolur "

     " yapabileceğimiz hiçbirşey kalmadı hanımefendi , durumu çok ağırdı  , zaten geldiğinde kalbi durmuştu lütfen sakin olun "

    "Hayır nolur rüya olsun lütfen kabus olsun, efe   Efem..."

Kadının ağlama sesleri bütün hastaneyi başına topladı. Yanına gelenler sakinleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar" yok kızım , yapma kızım , yazık kızım" gibi sesler duyuldu. Yaklaşmadık yanlarına uzaktan izledik. Birkaç dakika sonra hemşirenin yaptığı sakinleştiriciyle uyudu kadın. Kalabalık dağıldı bizde tekrar dolaşmaya başladık. Betül koluma girdi zeyneple dilek yeniden kahkahaya başladılar. Betülle konuşurken ikisi bizi durdurup önümüze geçtiler dilek gülerek " dilek and zeynep show sunar " dedi ve bir şeyler yapmaya başladılar. Zeynep dileğe dönerek:

- "ayarla kızım " dedi. dilekte gülerek cevap verdi.

-" oldu hocam "

- " çekilin"

-" did did did did did did "

-" hastayı kaybettik ilan et zenan "

-" hayır etmicem o ölmedi ölemez suat bey "

-" ilan et dedim zenan o öldü onun için herşey bitti ... Biz işimize bakalım ee ne zaman evleniyoruz?

-" ben işine değer veren bir doktorum kariyer peşindeyim"

- "evlenmeden hamile kalmayı biliyorsun ama " diyerek dileğin yakasını tuttu zeynep. Bu rezilli daha fazla sürdüremeyiz öyle değil mi  , Betül kesti ve kızmaya başladı.

- ultragevezesiniz herşeyi dalgaya vurmak sizin işiniz bu , ciddiyeti öğrenemeyecek misiniz ? Basit hareketler yapmayın kesin gevezeliği o kadının ağlaması hiç mi canınızı acıtmadı be , çene çene çene....

TÜKENMEZ KALEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin