Beraber yurda girerken gülümsüyordum. En azından bir şeyler öğrenmiştik ve bunun mutluluğu tarif edilemezdi. Aria kendini yatağa atarken not aldığı defterini kaldırmış ezberlediği büyüleri söylüyordu. Onun bu haline gülerken bende bilgisiyarın önüne geçerek deftere not aldıklarımı bilgisiyara aktardım. Büyücülerin üç gruba ayrılması işimi kolaylaştırmıştı. Bilgisiyarda işim biterken internete girip asil büyücüler yazıp arattım. Önüme gelen ilk siteye girdiğimde oldukça yaşlı bir adam resmi ve altında biyografisi yazıyordu. Dikkatimi fotoğraftan çekip yazıya odaklanırken "büyücülerin bilgini" yazan başlığı okuduktan sonra dikkatli bir şekilde aşağı kaydırarak geri kalan yazıyı okudum. *Bu bilgin asil büyücülerin yanından ayırmadığı büyücüydü. Oldukça bilgi sahibi olmasının yanı sıra savaş stratejisi ve bir çok etken onu oldukça değerli yapıyordu. Bu bilginin bilgisi asiller tarafından asil olmasa da asil olarak görünmesini sağlamıştı. Bilgisinin sonsuz olması ve oldukça fazla olması düşmanların dikkatini çekmiş ve 1998 yılında kafası kesilerek öldürülmüş ve çok geçmeden ceseti bulunmuştur.* Son kısmına oldukça şaşırmıştım. Profesörün dediği gibi bilinçsiz halk tarafından öldürülmüştü. Bu oldukça üzücüydü. Alt kısma geçip başka bir ismi okurken fotoğrafının olmaması dikkat çekiciydi.
"Asil karakter hector"
Asil karakter mi? İlgi çekici olduğu kesindi. Yazıya dikkat kesilirken *yıllara meydan okumasıyla bilinen hector bir çok asile meydan okuyacak güçte olmasıyla tanınıyordu. Acıması yoktu. Ve özel gücünü kullanmaktan çekinmiyordu. Yakın zamanda kendisinin sevgilisi olmuş ve acımazlığı bir nebze azalmıştı. Kalbinde sevgi yok düşüncesini kıran hector sevgilisine olan bağlılığıyla büyücüler arasında uzun bir süre konuşulmuştu. Ne yazıkki hector sonradan sevgilisi ile sırra kadem bastı.
-büyücüler topluluğu kitabından alıntıdır.Yazıyı bitirip sitede gezmeye devam ederken başka bir yazı olmaması dikkatimi çekti. Hectorun yazısının altındaki kitabın ismini yazıp araştırırken hemen kitabı İnternet üzerinden satın almış ve adresimi yazmıştım. Bakışlarımı bilgisiyardan kaldırdığımda ariaya döndüm. Ayağa kalkmış celalli bir şekilde büyü sözlerini tekrar edip yapmaya çalışıyordu. Onun bu haline gülümserken "sen de bu hırs varken varisler yanında halt eder"dedim. Aria bana dönerken "alay etme capella. Burda ciddi bir iş yapıyorum"diyerek önüne dönerken gülümseyip bilgisiyara döndüm. Araştırmaya devam ederken sürekli aynı yazıların çıkmasına karşı bilgisiyarı kapatarak yatağıma doğru yol aldım. Aria benim bu hareketime karşı "yarın ormana gidiyormuyuz?"dedi. Başımı hızla yataktan kaldırıp ona bakarken "ne ormanı?"dedim. Omuzlarını silkerek "büyücülerin ormanı. Onlar hakkında yeterince bilgi biliyoruz. Tanışmak istiyoruz dost canlısıyız falan dersek belki anlaşabiliriz"dedi. Dalga geçmeye başlarken "saçmalama aria. Böyle bir şey yapsak bile kabul etmezler "dememe kalmadan aria "niye öyle düşünüyorsun. Hatırlarsana kızıl gözün dediğini. Sizi öldürmek istesek karşımızda olmazdınız dedi. Demekki amaçları bizi öldürmek değil"dediklerine karşı kaşlarımı çattım. Haklıydı. Kızıl gözlü çocuk öyle demişti ama sanki erkendi. Onlar hakkında daha ne biliyorduk ki. Toplu bilgiler dışında onları kapsayan bir bilgi birikimimiz yoktu. O grupta kimler vardı? Asiller mi yoksa variler miydi? Yada özel güçleri neydi? Biz daha hiç birini bilmiyorduk. Düşüncelerimi sesli söylemiş olmalıyım ki aria bana cevap verdi. "İşte tamda bu yüzden oraya gidelim diyorum. Onlara soralım" gözlerimi kısarken "ve onların cevap vereceğini mi sanıyorsun"dedim. Aria dudaklarını büzerek "niye hep kötü düşünüyorsun"demiş ve kitabına tekrar odaklanmıştı. Şuanda onların yanına gitmeyi düşünmüyordum. En azından bilgi birikimimiz oturmalıydı. Aklıma gelen düşünceyle ayaklanırken yeniden bilgisiyarın başına geçtim. Aria bu hareketime karşı şaşkınlıkla bana baksa da o kitabın yazarının biyografisini araştırmaya başladım. Asiller hakkında bilgi sahibi olduğu belliydi. Bizim yaşadığımız şehre biraz uzakta yaşıyor olsa da oraya gidecektik. Ariaya dönerken "yeni bir adresimiz var "dedim. Aria hızla yanıma gelip bilgisiyara bakarken"asiller hakkında oldukça fazla bilgiye sahip ve bunun üzerine kitap yazmış"dedim. Aria omzuma vururken"bu Sherlock tavırların hoşuma gitmeye başladı "diyerek yarın giyeceklerin hazırlamaya başladı. Bu kızın tutumuna hayrandım. Haline gülümserken yeniden yatağıma geçip bu sefer uyumak için gözlerimi kapattım.
Sabah arianın dürteklemesiyle uyanırken zorla yatakta doğruldum. Ne oluyor derken garip yüz ifadesine karşı afalladım. Bana endişeyle bakarken "misafirimiz var"dedi. Yatakta dikleşirken arkasını dönüp gösterdiği kıza baktım. Kaşlarım kalkarken gümüş rengindeki saçlarına uyum sağlayan masmavi gözleriyle oldukça güzel ve seksi kıza karşı ariaya bakarken bu kim diyerek göz kaş işareti yaptım. Ve yataktan çıkıp doğruldum. Hazırlıksız yakalanmıştım. Kız beni uzun bir süre süzdükten sonra gülümsemiş ve elini uzatmıştı. "Alanis sizinle tanışmak için can atıyorum"dedi. Şaşkınlıkla ariaya dönerken ariada benim kadar şaşkın bir şekilde kıza bakıyordu. Kendimi toparlayarak elini sıktım. "Memnun oldum alanis. Ben capella. Bizi nerden tanıyorsun?"dememle alanis gülümsemiş ve "aslında aynı üniversitedeyiz ama siz fark etmediniz sanırım"dedi. Aria alanise dikkatle bakarken "Hadi ya. Aslında üniversite de herkesi tanırım"dedi. Alanis ariaya dönerken bilmiyorum dedi ve ardından arianın açıkta kalan büyü defterine bakıp eline aldı. Hızlı bir manevra yapsamda alanis çoktan görmüştü. "Bunlar ne?"diye sorarken endişeyle "araştırma ödevi. Böyle saçma sapan bir şey"demiş ve elinden almıştım. Alanis anladım derken "kusura bakmayın bende bir anda aldım. Yazı stili ilginç olunca dayanamadım"dedi. Aria önemli değil derken bana dönmüş ve "sen hazırlanda çıkalım"dedi. Başımla onaylarken alanis "sormamda sakınca yoksa nereye"dedi. Gözlerimi kısıp alanise bakarken "sahi bizim bu odada kaldığımızı nerden öğrendin?"dedim. Alanisin yüzü düşerken bana dikkatli bir şekilde baktı. "Ortak arkadaş diyelim"dedi. Başımı sallarken "aslında bizim çok arkadaşımız yoktur. O yüzden merak ettim"dedim. Alanis gözlerini kısıp gülümserken "her arkadaş edinmeye çalışan kişilere karşı bu kadar sertmisin?" Başımı sallarken "hayır. Bir anda gözümü açtığımda gördüğüm davetsiz misafirlere karşı öyleyim sanırım. "Dedim. Alanis anladım derken aria ortamın gerginliğini azaltmak adına "şey kusura bakma bizimde işimiz var. Yarın istersen bir cafede konuşuruz"dedi. Başımı çevirirken "hayır aria. Yarında işimiz var unuttun mu?"dedim. Alanise karşı içimde olumsuz bir his vardı ve ona güvenemiyordum. Aria bana bakarken hızla "ah evet benim hatam. Unutmuşum. "Dedi. Alanis başıyla onaylarken "neyse belki bir gün buluşuruz"dedi. Gülümserken "evet belki bir gün"dedim. Alanis bana anlam veremediğim bir şekilde samimi gülümseme sunarken odadan çıktı. Kalbimin hızlı attığını yeni fark etmiştim. Ariaya dönerken "sen herkesi böyle içeri mi alacaksın?"dedim. Aria endişeyle "ben bilmiyorum. Sana kahvaltı getirmek için çıkacaktım ki karşımda onu gördüm."dedi. Başımı olumsuz anlamda sallarken "ona güvenemedim aria. Sanki.... Bilmiyorum içimde ona karşı garip bir his var."dedim. Aria bana bakarken "benimde... O yüzden seni hemen uyandırdım."dedi. Tamam derken "daha dikkatli olmalıyız " diyerek banyoya girdim. Hızla üzerimi değiştirip banyodan çıkarken arianın koluma girmesiyle yurttan çıktık. Taksi durağına yürüme kararı almıştık.
Otobüs durağının ordan geçerken ilerde biriyle konuşan alanisi gördük. Alanis olduğundan emindim çünkü o gümüş saçlar oldukça belirgin bir özellikti. Özellikle o masmavi gözleri. Sanki Birlikte uyum içerisindeydiler. Garipti.. hemde ürkmeme neden olacak şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Sakladıkları
Fantasyİki genç üniversite öğrencisi önlerine gelen garip ama ilgi çekici gezi için hazırlanırlar. Gezinin vaddettiği şey eski zamanda yaşadıkları bilinen vampirlerin yaşam yerlerini göstermektir. Aria bu konuda ne kadar heyecanlı olsa da capella zıt duygu...