15. BÖLÜM

8 2 1
                                    

Saat öğlene gelirken bitirdiğim kitabın mutluluğuyla ayağa kalktım. Bitirmiştim. Gözüm diğer kitaplara ilişinci mutluluğum sönmüş ve ağlamamak için kendimi zor tutar hale gelmiştim. Yaxi havada uçarak hole çıkarken nereye gidiyorsun diyerek peşine takıldım. Kendisi salonda bulunan kahvaltı için hazır olan masaya doğru ilerlemişti. Benim gibi acıktığını anlamıştım. Yerime geçerken owen "bitirdin mi kitabı"dedi. Gözlerimi kısarak ona bakıp "en kalınını bitti."demiştim. Owen tatmin olmuş bir edayla başını sallayarak kahvaltısına dönmüştü. Yaxi tabağımın yanında dururken aldığım ekmek parçasını önüne koyup yemesini sağladın. Bertildanın sesiyle kafamı kaldırıp ona baktım. Bertilda ariaya ithafen "dün iyi ilerledin aria. Gerçekten güçlüsün"demiş ve "bugünde çalışalım diyorum"diyerek eklemişti. Aria başını olumlu anlamda sallarken ben gözlerimi grupta gezdirip "benim yurda gitmem lazım. "Dedim. Bütün grubun gözleri beni bulurken yerimde rahatsız bir şekilde kıvrandım. Altı üstü yurda gidip kıyafetlerimi toparlayacaktım. Sessizliği bozan Arman olurken"ben götürürüm seni"dedi. Buna gerek olmadığını söylemek için ağzımı açmıştım ki benimde orda işim var demesiyle sustum. Owen çatık kaşlarıyla bana bakıp "kitaplar ne olacak?"dedi. Jadon elinde tuttuğu kağıt parçasını owena fırlatırken "capellayı biraz rahat bırak."dedi. Owen gözlerini kısıp jadona bakmış ve daha sonra bana dönerek gözlerini devirmişti. Onun bu ani değişen ruh haline gülerken kahvaltımı etmeye devam ettim.

Masayı toparlayıp hole çıkarken hector ile ilerleyen armana baktım. Arman bana baktıktan sonra hectora dönmüş bir şeyler söylemiş ve ardından yanıma gelmişti. Beni götürecek olmasına karşı teşekkür etmiştim. Yeni gelen ufak arabımızın nerde olduğunu bile bilmezken nasıl gideceğimi düşünüyordum açıkçası. Gerçi hiç olmadı gene taksi çağırırdım. Armanı takip ederken evin arka kısmına doğru ilerleyip düğmeye basmasıyla bir sürü araba gördüm. Bu kadar çok araba olması beni heyecanlandırmıştı. En arkada bizim ufak arabamızı da görünce heyecanla armana gösterdim. Arman evet diyerek arabaya doğru ilerledi.  Onun ilerlediği arabaya gözüm ilişirken hemen yanına gidip arabaya bindim. Bizim arabanın burda olmasına çok sevinmiştim. Gerçi bundan sonra kendim de gidebilirdim ama armanın arabasına artık binmiştim. Ayıp olurdu yani..  Arman göz ucuyla bana baktıktan sonra arabayı çalıştırıp garaj diyerek nitelendirdiğim alandan çıktı. Önümüze gelen virajdan döndükten sonra bu gezi alanına giden yolla karşılaşmamıza karşı afallayarak ona baktım. "burda böyle virajmı vardı?"dedim. Arman gözünü yoldan ayırmazken "evet ama sadece büyücüler görebiliyor"dedi. Başımı sallamıştım. Demekki o zamanlarda büyücü değildim. Çünkü o virajı daha yeni görüyordum. Oda ordan çıktığımızdan olsa gerekti.. Başımı cama yaslarken "hep bu kadar sessizmisin?"dedim. Başımı camdan ayırmamıştım. Ama bana baktığını hissedebiliyordum. Cevap vermemesine karşı durumu kabullenme kararı alıp daha fazla zorlamak istemediğinden bende susmuştum. Sessiz geçen yolculuğumuzla şehire geldiğimizi gördüm. Yurdu tarif ederek beklemeye başladım. Arman yurdun önüne park edince "işim uzun sürmez "dedim. Başını sallamıştı. Gözlerimi kıssamda kapıyı kapatıp yurda girdim. Hep bu kadar soğuk muydu yoksa bana karşı mı böyleydi anlayamıyordum. Bütün grubun aksine bana karşı daha soğuk davranıyor ve benimle konuşmuyordu. Odama gelmemle düşüncelerimden ayrılmış ve odaya girerek hemen ariayla benim eşyalarımızı bavullara yerleştirmeye başlamıştım.

Eşyalar hazır olunca iki bavulun ağzını kapatıp ayağa kalktım. Şimdi sıra bu iki büyük valizi aşağıya nasıl indireceğimdeydi. Koridora çıkarken gördüğüm ilk kişiye seslenip çağırmış ve  bana yardım edebilecek mi diye sormuştum. Erkek beni Kabul edip bir valizi kendi alınca mutlulukla gülümsedim. Aşağı indiğimizde arabanın kapısına yaslanan armanı gördüm. Arman bizi görünce hızla yanıma gelmiş ve erkekteki valizi almıştı. Erkeğe dönerken "gerçekten teşekkürler"demiştim. Erkek omuzlarını silkerken "yurttan ayrılıyormusun?"dedi. Başımı sallamıştım. Erkek peki demiş ve arkasına dönüp ilerleyince bende valizimi alarak arabaya doğru götürdüm. Arman valizi alıp bagaja yerleştirirken bende arabaya biniyordum. Her şey hızlı gelişse de belkide en doğrusu buydu. Bu yüzden durumu alışmaya çalışıyor her şeyi kabulleniyordum. Arman şoför koltuğuna geçince ona bakıp teşekkür ettim. Rica ederim diyerek arabayı çalıştırınca gülümsedim. En azından ağzından bir kaç söz çıkıyordu. Başımı cama çevirirken "kitapları bitirmek için kendini zorlamana gerek yok. Owenın her zamanki hali. Bu kadar takma"dedi. Camdan dışarı bakarken "hayır. bende hemen bitirmek istiyorum. Hem bugün owenın drake yaptığı kışkırtmadan sonra bir de bana yapmasını kaldıramam"dedim. Gözlerim armana kayarken "o sana böyle bir şey yapamaz"dedi. Oldukça ciddiydi. Gerçi her zaman böyleydi. Yani ben onu her gördüğümde ciddiydi. Başımı sallarken "Çok emin konuşuyorsun"desemde ikimizde owenın bana da yapma olasılığını biliyorduk. Bugün yurda gelip kitapları bırakmama karşı bile kaşlarını çatmıştı. Arman göz ucuyla bana bakıp "kitapları bitirince fiziksel eğitime başlayalım"dedi. Heyecanla ona bakıp "gerçekten mi?"dedim. Sonunda kendi gücümü görebilecektim. Bir tek kanlı ayda vücudumdan ışık yayılmıştı. Onun dışında gücümle alakalı hiç bir şeyi bilmiyordum. Ahh tabi birde yaxiyi. Yaxiyle olan bağımda vardı tabi. Araba garaja yanaşırken arabadan indim. Beni götürmüş olmasına karşı yeniden teşekkür ederken bagajdan indirdiği valizleri alıp ilerlemeye başladım. Yukarı çıkartmam gerekmediği yada aşağı indirmem gerekmediği sürece valizleri yönlendirebiliyordum. Arman arkamdan gelip yanıma yerleşirken bir valizi elimden alıp yanımda ilerledi. Onun bu haline tebessüm etmiştim. En azından düşünceliydi. Holden geçerken owenla karşılaşmıştık. Owen elimdeki valizlere ardından saate bakarken "ne kadar geç kaldın"dedi. Dudaklarımı büzerken "bitireceğim dert etme"dedim. Owen ikna olmamış bir halde bana bakmayı sürdürürken arman bana göz ucuyla baktıktan sonra "owen!"diyerek ikaz etmişti. Owen armanın ismini söylemesine karşı gözlerini kısarken "herkes bana cephe almış"diyerek ağlar gibi ses çıkartarak holde ilerlemeye başlamıştı. Owenın arkasından "saçmalama"desemde owen omuzlarını silkerek salona girmişti. Arman ilerlemeye başlayınca bende peşine takıldım. Odalarımızın önünde durduğumuzda ona baktım. Teşekkür ederek elindeki valizi alarak odama geçtim. Benimle konuşma meraklası değildi ve gereksiz konuyu uzatmak istememiştim. İki valizden arianın kini ayırıp kendikimi dolabıma yerleştirmeye başladım.

İşim oldukça uzun sürmüştü. Dolabı toplamak ne kadar zordu. Ayağa kalkarken hole çıktım. İyice acıkmıştım. Adımlarım mutfağı bulurken mutfaktan kendime atıştırmalık hazırladım. Yaxi uçarak tezgaha konarken ona bakıp gülümsedim. Gözüm cama iliştiğinde camın evin arka tarafına baktığını gördüm. Bahçede bertilda ile aria büyü yapıyordu. Sandwich elime alıp yaxiyle Birlikte bahçeye çıktık. Bertilda ile aria büyü çalışmaları yaparken arka kısımda koca bir gölün yanında olan alanis suyla oynuyordu. Yanına ilerleyen hector alanisin yanında elektrik patkatırken alanis ürkmüş ve suya düşmüştü. Hector gülerek sevgilisine ilerlerken alanis sinirle suyu kaldırmış ve Büyük bir miktarı hectora fırlatmıştı. Hector sırılsıklam olurken gülerek alanise bakmıştı. "Madem bu kadar ıslandım"diyerek alanisin yanına göle atlarken onların bu ilişkisini gülerek izliyordum. Çok samimiydi..  Bakışlarım etrafta yeniden gezerken Jadonı gördüm. Jadon ağaç dibine çökmüş otururken yanına Vega gitmiş konuşmaya başlamışlardı. Draken sesiyle bakışlarım onlardan ayrılırken draken bertildanın büyüsüne karışıp "o öyle değil"diyip omzuyla ittirmesine karşı bertilda çatık kaşlarıyla "ya drake"demişti. Drake bertildanın bu haline gülerken bertilda sinirle draken omzuna atlamıştı. İkisinin bir birleriyle atışmaları gülümsememi arttırmıştı. Gözüm her yerde ariayı ararken owenla konuştuğunu gördüm. Rahatlamıştım. Yaxi omzumdan uçarak ilerlerken onu izledim.

Geçmişin SakladıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin