Girdiğimiz mağara benzeri alanda ilerlerken sessiz olan zeminden gelen tok adım sesleri eşliğinde kocaman salon benzeri bir yere geldik. O kadar büyük bir alandı ki bir çok oturma alanı piyano yemek masası ki kalabalık olduklarını varsayarsak oldukça büyüktü. Hepsi bir arada olmasına rağmen düzgün bir şekilde dizilmiş ahenk oluşturuyordu. Owen Büyük şöminenin önünde bulunan oturma grubuna geçerken peşinden gidip gösterdiği kanepeye oturarak ona baktık. Gerilmiştim. Ellerimi birleştirip derin nefes alırken owen'a odaklandım. Owen ariayla bana baktıktan sonra "kimlerden nasıl bu kadar bilgi aldınız bilmiyorum ama büyük başarı. Şimdi asıl meseleye gelirsek neden burdasınız?"dedi. Boğazımı temizleyerek dikleşirken "aslında sizi ilk başta merak konusu olduğundan araştırmaya başladık. Yani O tarihi alanda çarptığım erkek onun öncesinde de ormanda yaşananlardan ötürü. Ama sonra bu meraktan çıkıp mesele haline geldi. Bizde meseleyi çözmek istedik ama bu yapboz parçaları gibi olduğundan işler sarpa sardı. Öğrendiğimiz doğru yanlış bir çok bilgi var. Ve ormanda arianın yaralanması durumundan sonra drake ile konuşmamıza dayanarak bizi öldürmeyeceğinizi umarak bu meseleyi bize siz çözün dedik. Çünkü biz çözmeye çalışırken daha çok bu işe battık. " Owen başını sallarken ariaya dönmüş ve "sahi sen nasıl oldun"demişti. Aria bu soruyla afallarken "iyiyim. Bir haftaya yakın odadan çıkamadığımı varsayarsak atlattım"dedi. Owen başını olumsuz anlamda sallayıp "abartı. Kullanılan ilaç ve yöntemler yanlış. ben bir günde ayağa kalkmanı sağlardım. Her neyse konu bu değil. " Bana dönen bakışlarıyla "bu meseleye battık derken?"dedi. Aria bana bakıp gülümserken "sizi araştırırken öğrendiğimiz büyüler hakkında uzun uğraşlarım sonucunda büyü yapmayı başardım"dedi. Owen ariaya kısık gözlerle bakarken"nasıl yani? Sanrı mı oldun?"dedi. Aria hevesle başını sallarken owen kararsız bir şekilde"ne kadar uzun sürdü?"diye sordu. Aria bana dönerken bazı hesaplamalar yapıp "iki hafta "dedim. Owen şaşkınlıkla bana ve aria ya bakarken "iki hafta oldukça kısa bir süre. Ne büyüsü yaptın?"dedi. Aria yerinde dikleşirken omuzlarını silkti "bilmiyorum. Kağıtta bulduğum bir büyü" dedi. Owen kaşlarını çatarken "siz büyüyü hafife mi alıyorsunuz? Ne demek yaptığım büyüyü bilmiyorum. Büyünün iyi kısmı olduğu kadar da kötü kısmı var. Burda yap büyüyü görmeyim."dedi. Aria owenın ani değişen haline karşı ürkerken owena döndüm. "Ne demek kötü kısmı? Sen neyden bahsediyorsun?"dedim. Owen bana dönerken "bu çocuk oyuncağı değil Capella. Büyü yapmak tehlikelidir özellikle sanrı olmaya çalışan bir insan için. Varislerin bile büyü yapmaya çalışırken öldüğünü göz önünde bulundurursak daha da tehlikeli"dedi. Aria telaş yaparken şaşkınlıkla ona baktım. Bizim bundan haberimiz yoktu. Ve bu iş çılgınlaşmaya başlamıştı. Ya aria kötü büyü yaptıysa diye düşünmeden edemezken vücuduma giren ürperti eşliğinde vücudum titremeye başladı. Bu ilk defa ormanda gördüğüm adamla başlamıştı. Otobüste... Yeniden oluyordu. Beynim korkmasa da vücudum zıt tepkiler veriyordu. Derin bir nefes alırken ariaya baktım. Aria owenın ısrarıyla ayağa kalkmış ve gözlerini kapatarak büyü yapmak için uğraşıyordu. Avuçlarım terlerken bana neler olduğunu çözmeye çalıştım. Hadi ama şimdi olmazdı. Sakin olmaya çalışırken gözlerimi kapattım. Her şey yolundaydı... Bu cümleyi defalarca söyleyip vücudumu kontrol altına alırken arianın işte oldu demesiyle onlara baktım. Owen geçite şaşkınlıkla bakarken "sen bunu bu iki hafta da mı yaptın?"dedi. Aria başını sallarken "evet neden? Kötü büyümü yoksa?"dedi. Korktuğunu ses tonundan bile anlarken ayağa kalkarak onların yanına gittim. Owen aria bakarken "bu en zor büyülerden biridir. Bunu bazı asiller bile bu kadar kısa sürede yapamaz. "Dedi. Kaşlarım kalkarken gururla arianın omzuna vurdum. Aria göğsünü dikleştirip kasılırken owen bize bakıp "geçitin kapanması ne kadar sürüyor"dedi. Bilmiyorum derken owen başıyla sallamış "aria senden geçite odaklanmanı ve kapanma süresini uzatmanı istiyorum"diyerek geçitten geçmişti. Gözlerim irileşirken nereye gittiğini çözmeye çalıştım. Aria telaş içerisinde "ben... ben nasıl yapıcam bunu. bu nereye gitti. "Diye bağırırken kolumu omzuna koymuş sakin ol diyerek ona destek olurken sadece odaklan aria. Bu geçiti açmayı başardın. Süresini uzatabilirsin dedim. Aria tamam diyerek derin bir nefes alırken geçite karşı ellerini kaldırdı ve tüm odağını oraya yönlendirdi. Bu gergin ortamda etrafa bakınmaya başlarken salonda bulunan büyük pencerelere doğru yol aldım. Boydan boya pencere olan duvarın yanına gidip ormana bakarken camların bu mağaranın girişine baktığını gördüm. Girişin yanlarında bulunan ve diğer ağaçlara kıyasla koyu renkte olan ağaçlar dikkatimi çekerken onlara dikkatle bakmaya başladım. İkisininde sadece dört büyük dalı vardı. Dallara baktığımda dalların uca doğru inceldiğini ve resmen bir ele benzediğini görmemle gözlerim irileşti. bunlarda neydi böyle. Ağacın gövdesine bakarken tepeye doğru ilerlediğinde kafaya benzer hatta tepede boynuz görünümlü saplarla kaşlarımı çattım. Bu yaratık kitabında geçen yaratıklardan olabilirmiydi. Hızla çantamı alıp kitabı içinden çıkartırken ağaçların olduğu kısma gelerek bu görüntüye benzer görüntü aradım. Uzun sürmeden aynı görüntüyü bulurken şaşkınlıkla başımı kaldırdım. Oldukça tehlikeli yaratığım bu kapı girişinde ne işi olurdu anlayamıyordum. Biz buraya girerken bunu nasıl fark edememiştik. Tüylerim diken diken olurken kalbimin hızlandığını hissettim. Bu kitabın bu kadar kalın olması böyle yaratıkların yüzlerce tehlikeli versiyonunun olduğunu kanıtlıyordu resmen. Derin bir nefes alırken elim kalbime gitti. Bunlara alışmam gerekecekti. Belki de heryer de yaratık vardı ama şekil değiştirmede usta olduklarından göremiyordum. Mesela bana bunu ağaç deseler çok rahat kanardım. Arianın sonunda dediğini duymamla arkama döndüm. Owen gülümseyerek geçitten çıkarken geçit yavaş bir şekilde kapanmış ve yok olmuştu. Owen ariaya bilmiş bi ifadeyle süzdükten sonra "tebrikler hanımefendi. Bu işte varislerden önde olduğunuzu bu büyüyle bile kanıtladınız. Beni götürdüğün yer kurt adamların iniydi. "Dedi. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken "kurt adammı? Yok artık. onlarda varmı?"dedim. Owen bana dönerken evet demiş ve elimdeki kitaba bakmıştı. Gözlerini kısmasına karşı gülümseyerek "dışarda bulunan yaratığı bulmaya çalışıyordum"dedim. Owen merakla yanıma gelirken camdan baktı. Ona karşı hızla elimi kaldırıp ağaçları gösterirken "bunlar "dedim. Owen göz ucuyla bana bakarken "senin sırrın ne Capella. Sanrı değilsin. "Dedi. Başımı ona çevirirken "ne demeye çalışıyorsun"dedim. Owen bana merakla dönerken omuzlarını silkerek "gördüklerini her kişi göremez. Sanrıların görmesi bile uzun zaman alır. Üstelik Sen sanrı değilsin. Sen nesin?"dedi. Kaşlarım çatılırken "insan"dedim. Owen bu kelimeme karşı kahkaha atarken "çok yaratıcısın"demiş ve arkasını dönerek ariaya doğru ilerlemişti. "Sıkıntı değil. Eninde sonunda foyan ortaya çıkar" kaşlarımı çatarken konuyu değiştirmek adına "diğerleri nerde?"dedim. Owen omuzlarını silkip koltuğa otururken "ülke dışındalar. İşleri var" aria başını sallarken "seni de her duruma karşı mı burda bıraktılar"dedi. Owen ariaya bakıp evet derken bende kitabımı alıp çantama koymuş ve "artık gitmeliyiz aria. Saat geç oldu. Ne zamandır burdayız."dedim. Aria başıyla onaylayıp yanıma gelirken ayaklanan owena karşı son kez dönüp "alanis niye bizim odamıza geldi?"dedim. Owenın kaşları kalkarken "alanis odanıza mı geldi?"dedi. Aria evet derken owen bilmiyorum diyerek başını salladı. "yardımcı olduğun için teşekkür ederim. Özellikle bizi öldürmediğinden"dedim. Owen omuzlarını silkerek " lafı bile olmaz."demişti. Gülerek arianın koluna girip mağara dan çıkarken owen arkamızdan gelmiş ve bizi tarihi alana kadar geçirmişti. Tarihi alana gelmemize rahatlarken telefonumdan taksiyi arayarak beklemeye başladım. Bu arada owen hala bizi bekliyordu. Gelen taksiye karşı ilerlerken owenda pardesüyü başına örtüp gözden kaybolmuştu. Gülümseyerek taksiye bindim. Hayatımın bu denli değişmesi hoşuma gitmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Sakladıkları
Fantasyİki genç üniversite öğrencisi önlerine gelen garip ama ilgi çekici gezi için hazırlanırlar. Gezinin vaddettiği şey eski zamanda yaşadıkları bilinen vampirlerin yaşam yerlerini göstermektir. Aria bu konuda ne kadar heyecanlı olsa da capella zıt duygu...