16. BÖLÜM

10 2 1
                                    

Gölün arka kısmından gelen iki kurt dikkatimi çekerken alanisle hector gölden çıkıp kurtlara gittiler. Beyaz kurt alanisin etrafında dönüp kendini sevdirirken siyah olan da hectora yanaşıyordu. Onların yaratıklarının kurt olduğunu anında anlarken acaba neye benziyorlardı.. içime merak sarmış  sorup sormamak arasında kalmıştım. Şimdilik uzaktan seyirci olmayı tercih edip onları izlemiş ardından yaxiyi çağırarak eve geri girmiştim. Yarım kalan kitapları bitirmem gerekiyordu. Kütüphaneye girdiğimde armanın merdivenlerden bir kitap alıp aşağı indiğini gördüm. Onu
Rahatsız etmeden kendi köşeme giderken arman beni fark etmiş kısık gözlerle bana bakmaya başlamıştı. Kitabı önüme çekerken rahatsız mı ettim dedim. Hayır diyerek yanımda ki masaya geçerken yaxi için getirdiğim atıştırmalığı açıp armana uzattım. Atıştırmalığa baktıktan sonra teşekkür ederek içinden bir kaç tane almış ve önüne dönmüştü. Yaxi heyecanla masada bir o yana bir bu yana giderken önüne atıştırmalığı bıraktığım gibi hemen içine başını gömmüş ve yemeğe başlamıştı. Bu haline gülerken kitabı okumaya başladım.

Saatler bir birini kovalarken yorulmuş bir halde bitirdiğim kitabı masanın uzak köşesine koydum. Arman hala kitap okurken ayağa kalkıp esnemiş ve kahve istermisin demiştim. Kitaptan kısa bir süre başını kaldırıp bana baktıktan sonra  iyi olur demişti. Gülümseyerek sade diye fikir atarken evet diyince kütphaneden çıkıp mutfağa ilerledim. Havanın karardığını yeni fark etmiştim. İkimize kahve hazırlayıp kütüphaneye ilerlerken salonda oturmuş koyu muhabbet eden gruba baktım. Aria aralarına katılmış owenın yanında oturarak konuşmaya katılıyor sürekli gülümsüyordu. Bu beni mutlu ederken gülümseyerek kütüphaneye girdim. Kahveyi dikkatli bir şekilde armana uzatırken arman teşekkür ederek "son kitaplar mı?"diyerek masamda bulunan üç kitabı gösterdi. Başımı olumlu anlamda sallayıp evet bu üçü bittikten sonra rahatım dedim. Onaylamıştı. Yeniden sessizleşirken ona baktım. Onunla konuşmak istiyor ama çekiniyordum. Üzgün bir şekilde önüme dönerken armanın kitabı bırakıp bana döndüğünü gördüğümde nedensiz heyecanlanmıştım. arman "evet seni dinliyorum"dedi. Anında Ona dönerken "cevaplıcak mısın?"dedim. Arman gözlerini kısarken "soruya göre" dudaklarımı kıvırdım. tatmin olmamış bir halde "özel gücün ne?"dedim. Armanın dudağı kıvrılırken "merak ettiğin ilk şey bu mu?"dedi. Gözlerimi kısılmış bir halde "daha önemli ne olabilir ki?"dedim. Bilmem diyerek omuzlarını silkerken "klasik bir büyücüyüm. "Dedi. Kaşlarım alayla kalkarken "hadi ama... Herkesin girmek istediği sadece asillerin bulunduğu bir grupta yer alıyorsun. Nasıl klasik bir büyücü olabilirsin"dedim. Arman gülümserken "bilmem hiç böyle düşünmemiştim. "Diyerek bana baktı. "sıra bende capella... Gezi alanında bizim kurt veya vampir olduğumuza neden ikna olmadın?"dedi. Gülümsemiştim.. "çok belliydi. Yani kurt olma ihtimalini direk elemiştim ama vampir olarak baya kafa kurcaladınız aslında. Sonra buldum bir kaç bilgi ve ardından konuştuğum kadınla vampir olmadığınız kanısına vardım. Tabi sonra o ormanda yaşanan şey... o kalkan... Düşüncemi kessinleştirmişti. " Başıyla onayladı. "O kalkanı kırman çok büyük bir güçtür aslında"dedi. Başımı sallamıştım. "Kırarken canım çok yandı. Ellerimden kan aktı ve avucumun içinde garip bir simge belirdi. Ardından gözden kayboldu. "Dedim. Arman merakla kaşlarını kaldırırken "nasıl bir simge olduğunu hatırlıyormusun?"dedi. Bunu şimdiye kadar hiç düşünmediğimden afallamıştım. Masaya dönüp elime kalem alırken arman bana kağıt uzattı. Gülümseyerek elinden kağıtı aldım. Ufak tefek hatırladığım kadarıyla simgeyi çizmeye başladım.

Simgeyi gösterirken arman dikkatle bakmış ve "bu simge değil sembol

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Simgeyi gösterirken arman dikkatle bakmış ve "bu simge değil sembol. Hava elementini gösteriyor."dedi. Her şey anlam kazanmıştı. Demekki o zaman gücüm vardı. Tabiki olması gerekiyordu. Yoksa o kalkanı nasıl kıracaktım. Arman kağıdı masaya bırakıp bana döndü. "Sanırım sıra bende"dedim. Arman gülümseyerek başını eğdi. Bu haline tebessüm edip yeniden söz aldım. "Bu grubun lideri kim? İlla bir lider olmak zorunda öyle değilmi?"dedim. Arman başını kaldırıp bana bakarken "sence kim?"dedi. Gözlerimi kısmıştım. Soruya soruyla karşılık verilmezdi. Yinede omuzlarımı silkerek "bilmiyorum. Aklıma ilk gelen hector.. yada drake olabilir"dedim. Başını sallamıştı. Hector grubun liderimiydi? Doğru tahmin etmiştim. Arman sandalyeye iyice yayılıp cama doğru dönerken "grubun hakkında bu kadar bilgiyi nasıl öğrendin?"dedi. Bende onun gibi cama dönerken "araştırarak bulduğum bir kitapta. Hepinizden detaylı bahsediyordu."dedim. Anladım demişti. Bunun üzerine şaşırmasını beklemiştim. Gerçi onları betimleyen bir sürü kitap kütüphanelerinde vardı. Buna şaşıracak değildi. Yaxi elime konarken ona baktım. Avcumu açtığımda anında avcuma girmiş ve kıvrılarak başını baş parmağımın yanına koyarak uyumaya hazırlanmıştı. Bu tepkisi içimi ısıtmıştı. "Anlaşılan bir birinize alışmışsınız" başımı usulca kaldırıp bana bakan armana baktım. Gülümseyerek evet sanırım dedim. Arman masaya dönüp kitabı eline alırken bende konuşmanın bittiğini anlayarak masaya yanaştım. Yaxiyi uyandırmamak adına nazik davranmaya çalışıyor ve aynı zamanda kitabımı önüme çekiyordum. Sonunda kitabı önüme çekmiş ve ilk sayfasını açıp okumaya başlamıştım. Son iki kalmıştı. Yani bu da bitince son iki....

Gözlerimi gelen ışık hüzmesiyle açarken etrafına baktım. Anlaşılan yeniden kütüphanede uyuya kalmıştım. Elime baktığımda hala uyuyan yaxiyi görünce gülümsedim. Yaxiyi uyandırmamak için onu nazikçe masaya bırakmış ve ayağa kalkarak esnemiştim. Her yerim tutulmaya başlamıştı. Neyseki uyuya kalmadan önce bu kitabı da bitirebilmiştim. Diğer ikisi de bitti mi tamamdı. Yaxi yavaş bir şekilde kıpırdanmış ardından ayağa kalkarak bana bakmaya başlamıştı. Ona elimi uzatıp elime gelmesini bekledim. Yaxi elime gelince beraber kütüphaneden çıktık. Salona girdiğimde daha kahvaltının hazır olmadığını gördüm. Anlaşılan erken kalkmıştık. Gerçi kütüphanede arman olmayınca geç kaldığımızı düşünmüştüm. Yaxi uçup omzuma konunca bende mutfağa ilerleyip kahvaltılık hazırlamaya başladım.

Uzun uğraşlarım sonucu tek başıma kahvaltı hazırlayabilmiştim. Masaya gururla baktıktan sonra salondan çıktım. Ben masayı hazırlarken atıştırmış karnımı doyurmuştum. Yaxi de öyle. Beraber evden çıkıp ormana ilerledik. Biraz yürüyüş yapmak istiyordum. O minnacık sandalyede uyuya kalmaktan her yerim tutulmuştu. Bu yürüyüş yaxininde hoşuna gitmiş arada uçup uçup omzuma geliyordu. Arianın düştüğü çukura gelince hala kalkanın olup olmadığına baktım. Kalkan yoktu. Bizden sonra bir daha yapmamışlardı herhalde. Etrafımda hışırtılar duymaya başlamamla ürktüm. Burda bu gruptan başka bir büyücü grubu yoktu. Güvende olmam gerekirdi. Yaxi anında yere inip dönüşmeye başlamıştı. O da tedirgin olmuştu anlaşılan. Etrafımda ki sesleri iyi dinlediğimde bunların büyücüye ait olmadığını fark ettim. İşte şimdi hapı yutmuştum. Burda kurt olmaması gerekiyordu. Bir tek hector ve alanisin kurtları vardı onlarında bana saldıracağını düşünmüyordum. Yaxinin arkasına iyice yanaşırken çalılıkların arasından çıkan devasa kurda baktım. Bunların normal kurt olmadığı çok aşikardı. Bunlar kesinlikle kurt adamdı. Korkum artmış kalbim deli gibi atarken derin bir nefes aldım. Daha büyü öğrenmeye geçmemiştim. Gücümü bilmiyordum. Nasıl kullanacağımdan heberim yoktu. Panik atak geçirmeye başladığımı fark ettim. Derin bir nefes alırken owenın dediklerini hatırladım. Güç sensin demişti. Kendimi koruyabilirdim. Etrafımdan hışırtılar biterken etrafa baktım. Sadece bir değil bir kaç kurt adam görmemle gözlerimi kıstım. Korkmamalıydım. Herkesin söylediği o güçlü özel gücü sahiptim. Kullanmayı henüz bilmesem de kendimi koruyabilirdim. Yani koruyabileceğimi umuyordum. Önümde bulunan kurt insana dönüşürken onu izledim. Yaxi hazır olda bekliyor etrafımızı saran kurtlara öldürücü bakışlar atıp kanatlarını havalandırıyordu. Bakışlarımı onlardan ayırıp insana dönene baktım. "Benden ne istiyorsun?"dedim. Erkek gülümserken "böyle sadade girenleri çok seviyorum"demişti. Dikleşirken ciddiyetle ona bakmaya devam ettim. Onlara korktuğumu göstermeyecektim. Aklıma gelen düşünceyle duraksadım. O kalkan başta gözükmemesi doğruydu. Çünkü biri içine girdiğinde ortaya çıkıyordu. Yaxiye baktım. Aklımdan geçenleri okumuş gibi başını sallamıştı. Erkek "ne düşünüyorsan vazgeç. Bizden kaçamazsın"demişti. Ona baktım. "Senden kaçacağımı kim söyledi?"derken aynı anda yaxiyle arka tarafa kendimizi atmıştık. Çukura debelenerek düşerken yaxiye baktım. Benden daha iyi gözüküyordu. Erkek arkasında bulunan kurtlarla sınıra geldiğinde "ne oldu şimdi?"dedi. Güya benimle Alay ediyordu. Gülümseyerek ayağa kalkmaya çalıştım. "Şimdi derdin neyse anlatabilirsin?"dedim. Erkek çukura gelmek için adım attığında kalkanla karşılaştı. Gülümsemiştim. İşe yaramıştı. Mutluluk yüzüme yansırken erkek öfkeyle bana döndü. Bu bakışı sevmemiştim. Beni ürkütmüştü. Erkek kalkana baskı uygulamaya başlarken vücudum gerildi.

Bu kalkanı kurt adamlar kırabiliyormuydu? Gerçi.. Bunu görmek üzereydim...

Geçmişin SakladıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin