🎶 TXT - Blue Hour
Hakem başlama düdüğünü çaldığında tribünlerden gelen çığlık sesleri kulaklarımı tıkama isteğimi kabartsa da bunu yapmamıştım. Anın büyüsüne kapılıp kulak zarımı neredeyse yırtacak yükseklikteki sesi görmezden gelebilmiştim. Hatta öyle ki, tezahürat sesi insanı çoşturan türdendi. Öğrenciler tuttuğu takımın adını haykırırken, sahanın her zaman böyle dolu olup olmayacağını merak etmiştim. Hiçbir takımı tutmuyordum ve futbolla yakından uzaktan alakam yoktu. Ancak bugünden sonra futbolu sevecekmişim gibi geliyordu.Maçın on beşinci dakikasında Jungkook'un takımı kaleye hücum halindeydi. Jungkook takım arkadaşından pas alıp son sürat kaleye yöneldiğinde heyecandan nefesimi tuttuğunu fark etmiştim. Tribünler ayaktaydı. Dayanamayıp ben de ayağı kalktığımda paramedik ekibin gözlerinin üzerimde dolaştığını hissetmiştim. Tam o sırada Jungkook önündeki oyuncuya çalım atıp, topu kaleye fırlattığında ağzımdan bir çığlık kaçtı. Neyseki yüksek sesin arasına karışan çığlığım dikkat çekmemişti.
Top ağları sallandırdığında havaya zıplayıp takımı alkışladım. Jungkook sevinçle takım arkadaşlarına koşarken kolunu havaya kaldırmış ve bileğindeki siyah bilekliği öpmüştü. Daha sonra gözlerimiz birbirine değdiğinde nedense ona gülümseme gereği hissetmiştim. Gülümsememe kısa bir karşılık verip oyuna geri dönmüştü.
"O bileğindeki ne ? Toka mı?" Maç normal seyrine döndüğünde kalktığım yere geri oturmuş ve Ryujin'in sorusuyla gözlerimi ona çevirmiştim.
"Bilmem bileklik olabilir." Diye tahminde bulundu Lia.
"Sevgilisinindir. Uğur versin diye takmıştır. Çok romantik değil mi?" Jongin sırıtıp kızlara döndüğünde Ryujin gülmüştü.
Elbette olabilirdi. Yakışıklı ve zekiydi. Etraftan duyduğum kadarıyla nazik ve arkadaş canlısıydı. Okul futbol takımının kaptanıydı. Sevgilisi olmaması için hiçbir neden yoktu. Şayet uğur getirmesi için taktıysa, çokta tatlı bir hareketti bence. Yine de adını koyamadığım bir duygu ruhumu sarıp sarmalamıştı. Belki kıskançlık ? Chanyeol'un beni böyle sevmemesi içimi burkmuştu sanırım. Bazıları sevdiği kişi tarafından çok güzel sevilirken, benim de içinde bulunduğum bazıları ise hiç sevilmiyordu.
Maç tekrar hareketlenirken, kendimi düşüncelerin içinden çıkarmayı başarmış ve gözlerimi topa çevirmiştim. Jungkook'un takım arkadaşı topu kaleye doğru sürüp ona pas vermişti. Jungkook topu alıp hızla ceza sahasına yönelirken karşı takımdan biri bacağını tam Jungkook'un önüne uzattığında hızla ayağı kalkmıştım. Jungkook çok süratliydi ve bu yüzden kendini koruyamamıştı. Karşı takımdaki oyuncunun bacağına takılıp sertçe yere düştüğünde tribünlerden dehşet bir ses yükselmişti. Endişeli gözlerimi ona çevirdiğimde bacağını tuttuğunu görmüş ve hızla ilk yardım çantasını aşmıştım. Sahaya yöneleceğim sırada Lia kolumu tuttu.
"Chaeyoung, hakem bizi çağırmadan sahaya giremezsin." Tam o sırada hakem düdüğünü çalıp paramedik ekibi çağırdığında Lia kolumu bırakmıştı. Koşarak yerde acıyla kıvranan Jungkook'un yanına gittim. Beni gören Jungkook yüzündeki acılı ifadeyi silmeye çalışmıştı. Yere eğilip yüzünü inceledim.
"Tam olarak nereye darbe aldın ?" diye sordum bağırıp sesimi ona duyurmaya çalışırken. Bana bileğini gösterdiği sırada hakem düdüğünü çalmış ve penaltı noktasını göstermişti. Karşı takımdan itirazlar yükselmeye başladığında Jungkook'un bileğini kontrol ediyordum. Tam ilk yardım çantasını açıp malzeme alacağım sırada karşı takımdaki Jungkook'u yere düşüren oyuncu sinirle topa bir tekme attığında top hızla bize doğru yönelmişti. Şaşkınlıkla topun bir göktaşı gibi tepemize düşmesini beklerken Jungkook aniden beni belimden yakalamış ve kendisiyle birlikte yere yatırmıştı. Top üstümüzden sıyrılıp yere düşerken ben donmuş bir şekilde Jungkook'un üstünde öylece uzanıyordum. Gözleri tam gözlerimin içine bakıyordu. Yakından pürüzsüz yüzünü daha net görebilmiş ve gerçek güzelliğinin insanı bayıltacak cinsten olduğunu tecrübeyle sabitlemiştim. Tribünlerden bir sürü ses geliyordu ancak ben sadece onun belimdeki ellerini hissedebiliyordum. Sonunda kendime gelip hızla doğrulmuş ve Jungkook'un şaşkın yüzüne bakmıştım. En az benim kadar şaşkındı. Hakem yanımıza yaklaşıp tedaviyi saha kenarında sürdürmemi söylemeden önce topu yanlışlıkla bize atan oyuncuya sarı kart göstermişti. Sonunda kendime gelip ayağı kalktım ve Jungkook'un ayağı kalkmasına yardımcı olabilmek için elimi uzattım. Elimi tuttuğunda, tüm bedenimi saran elektrik yanaklarımın kızarmasına ve heyecandan titrememe yol açsada bunu gizleyebilmiştim. Birlikte saha kenarına yürüdüğümüzde Jungkook kendini yere bırakmıştı.
Bileğine soğutucu sıkıp, sıkı bir bandajla sarmadan önce ağırısını dindirmek adına ağrı kesici krem ile ovmuştum. Tüm süre boyunca gözlerinin kızaran yüzümde gezdirdiğini bilsem bile ona bakamamıştım. O sırada penaltı kullanılmış ve Jungkook'un takımı bir puan daha öne geçmişti ancak ikimizde bunu farkında değildik. Çünkü o, bileğinde dolaşan parmaklarıma odaklanmıştı. Bense tedavisini sürdürürken az önce yaşadığımız anın etkisinden hala çıkamamıştım.
🌸
2021'in ilk bölümümden herkese merhaba! Umarım herkes sağlıklı ve mutludur. Bu yıl tüm sorunlarımızın aydınlığa kavuşması dileğiyle ! Lütfen bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Yorum okumak benim için gerçekten ilham kaynağı. İçimde bu ikiliyi çok seveceğime dair bir his var. Hepinizi kocaman seviyorum...
Rory Lorenzo
01.01.21
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Make Me a Sad Girl | Rosékook
Fiksi Penggemar"Ben Jeon Jungkook. Ve bu da küçük kızım Rosie." Dudaklarımdan küçük bir kıkırtı kaçmıştı. Jungkook gözlerini kısıp anlamak ister gibi yüzümü inceledi. Tuttuğu elimi geri çekip gülümsememi yüzümden silmeye çalıştım. "Ah, özür dilerim. Köpeğinle adaş...