"Ben Jeon Jungkook. Ve bu da küçük kızım Rosie." Dudaklarımdan küçük bir kıkırtı kaçmıştı. Jungkook gözlerini kısıp anlamak ister gibi yüzümü inceledi. Tuttuğu elimi geri çekip gülümsememi yüzümden silmeye çalıştım.
"Ah, özür dilerim. Köpeğinle adaş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sahanın tam ortasında oturmuş, önümdeki basket topunu ileri geri itiyordum. Gözlerim kapının üstündeydi. Her an açılacak olan kapıdan içeriye girecek kişiyi merakla bekliyordum.
Son dersten müdür beyin benimle görüşmek istediğini söyleyerek çıkmıştım. Çünkü kızların ve Jungkook'un buraya geleceğimi bilmesini şimdilik istemiyordum. Onları atlatabilmenin tek yolu buydu.
Kızlara ve Jungkook'a kısa bir mesaj atmış ve beni beklememelerini çünkü müdür ile görüşmemin uzayacağını yazmıştım.
Dersin bitiş dizi çaldığında derin bir nefes aldım ve oturduğum yerden kalkıp volta atmaya başladım. Öğrenciler büyük bir gürültüyle okulu terk ederken kapıdan girecek kişiyi sabırla beklemeye devam ediyordum. Ancak ben ne kadar aceleci davranırsam karşımdaki kişi o kadar yavaş davranıyordu sanki.
Bir kaç dakika içinde okul neredeyse boşalmış ve sahanın içini derin bir sessizlik kaplamıştı. Kulağıma sadece hızlı nefes alış veriş seslerim geliyordu.
Az sonra kapı açıldığında nefesimi tutmuş ve gelen kişiyi görmek için gözlerimi kısmıştım. Kapı tamamiyle açıldığında gördüğüm yüz beni şaşkına çevirmişti. Dudaklarımı araladım ancak ne diyeceğimi bilemiyordum.
"Sen..." dedim, o bana yaklaşmaya devam ederken. "...beni buraya çağıran sen misin ?" Bana doğru yürümeye devam ederken başını salladı.
"Evet Chaeyoung. Dolabına notları bırakan da benim. Seni buraya çağıran da." Ben de onun gibi ileri doğru adım attığımda artık karşı karşıya gelmiştik.
"Neden ?" diye sordum sinirlerime hakim olmaya çalışarak. "Ben sana yardım etmeye çalışırken sen neden beni böyle bir belirsizliğin içine attın Kim Ye-Rim ?" Kaşlarımı kaldırıp gözlerimi yüzüne diktiğimde Ye-Rim bir kaç saniyeliğine bakışlarını benden kaçırmıştı.
"Sadece kulaklarını tıkayıp gözlerini kapattığın gerçekleri bilmeni istiyorum." dedi gözlerini tekrar gözlerime çevirirken. Başımı salladım.
"Evet." dedim sinirden gülmeme engel olamayarak. "Saçma oyunlarından sıkılmıştım. Kendince gerçekleri anlatmaya başlayabilirsin." Ye-Rim durduğu yerde dikleşip kendinden emin bir duruş sergilemeye çalıştı. Gözlerimi bir an bile ondan çekmeden söyleyeceklerini sabırla bekledim.
"Bak Chaeyoung. Amacım seni üzmek değil. Amacım sadece gerçeklerin ortaya çıkması. Sevdiğim adamı herkes tarafından yanlış anlaşılıyor ve ben bunu düzeltmek istiyorum." Gözlerimi kıstım.