Zile ikinci defa bastığımda sonunda kapı aralanmıştı. İlk defa gördüğüm bir yüz kapıyı açtığında şöyle bir baktım. Bana hoş geldiniz derken yeni olduğunu anlamıştım. Ona tebessüm ederek içeriye girdiğimde gözlerim kardeşimi aramıştı. Ekin ve Meriç'i salonda oturmuş vaziyette bulduğumda bana şöyle bir bakış atmışlar bende tebessüm ederek elimdeki çantayı yere bırakmıştım. Ve o an ne olduysa Ekin eli karnında kalmıştı. Onu haftalardır görmüyordum ve bariz şekilde karnı belirginleşmişti. Buradan her an doğrularak gibi görünüyordu. Sağ elimi kaldırıp tam ağzımı açacaktım ki bana kötü bir bakış atıp uzaklaşmıştı
"Hoş geldin Mavi," Uzaklaşan kardeşime bakarken hoş buldum dedim. Ekin neden bir öfkeyle gitmişti. "Oturmaz mısın?" Kardeşim tamamen kaybolduğunda ona baktım. Onu görmeyeli epey değişmişti. Sakalları uzamış biraz daha kilo almış gibiydi. Yanına gittiğimde nasılsın diyerek oturdum. Sanki haline alışmış gibi görünüyordu. "İyi diyelim iyi olsun, sen nasılsın?" Ona cevap vermeden küçük bir ekleme yaparak görüşmeyeli demişti. Ellerimi dizlerimin üstünde birleştirip tekerlekli sandalyesine bakmıştım.
"İyi değilim Meriç, galiba tek iyi olmayan ben de değilim. Ekin neden bir şey söylemeden gitti?"
"Sence Mavi?" Düşünmeye gerek yoktu. Ben bencilin tekiydim. Sanki ölen abimin bir tek benim abim olduğunu düşünüp kabuğuma çekilmiştim. Oysa Ekin daha kötü zamanlar geçirmişti. Benden kat be kat daha ağır acılar çekmişti ve ben bütün bunları şimdi fark ediyordum. "Bak benim haddime değil olamazda ama o senin küçük kardeşin senin desteğine ihtiyacı var. Birazda bende ötürü çok zor zamanlar geçirdi. Ben bugüne kadar seni çok aramak istesem de müsaade etmedi. Madem geldin şimdi kardeşine destek ol. Onun buna çok ihtiyacı var." Artık ablalığın yap demek istiyordu.
"Nereye gitti?" Bildiğim kadarıyla odaları üst kattaydı. "Kazadan sonra alt kattaki odaya yerleştirdik. Bebek odasında değilse koridorun sonundaki odadır." Tamam diyerek ayaklandığımda "Mavi aramıza geri dönmene sevindim." Galiba sevinen tek ki sensin... Başımı sallayarak oradan uzaklaştım. Koridorun sonunda ki odanın kapısını tıklatmama rağmen gel diye olmamıştı. Kapıyı açıp içeriye baktığımda kimse yoktu. Bebek odası demişti. Kapısında ki pembe süslere bakılacak olursa burada olmalıydı. Bu defa kapıyı çalmadan girdiğimde kardeşimin yerde oturduğunu gördüm. Eline kızının şapkasını almış uğraşıyordu. "Yanına oturabilir miyim?
Cevap gelmeyince yanına oturdum. Ekin yüzüme bile bakmıyordu. Ben onun nasıl ilgisini çekeceğimi iyi biliyordum. Bende onun gibi bağdaş kurup elimi karnıma götürdüm. "Hamileyim." Elim karnımda yüzüne bakmaya çalışırken kıpkırmızı olduğunu fark ettim. Bana baktığında gözleri kocamandı. "Nasıl, siz yoksa?"
"Hayır, barışmadık. Barışmak gibi bir ihtimalimiz de yok. Bebeğimiz üç aylık..." Ona nasıl olduğunu uzun uzadıya anlatmıştım. İlk tepkileri en az benimki kadar şaşırtıcıydı. Sonra tekrar durgunlaşarak önüne baktı. "Sana çok kırgınım abla içimdeki kırgınlık çok derin, seni affedebilir miyim bilmiyorum."
"Affetme ben kendimi affetmeyeceğim. Benim küçük kardeşim olmana rağmen hayatta ki tek tutunur dalım olmana rağmen seni göz ardı ettim. Kendi bencilliğimde boğulup giderken seni hiç düşünmedim. Ben kendimden başka hiç kimseyi düşünmedim. Biliyorum eskiden de böyleydim. Bir şey oldu mu içine kapanır bir köşeye çekilirdim. Bu defa böyle olmaması gerekirdi. Bir abla olarak zor günlerinde yanında olmam gerekirdi."
Ekin'in ağladığını görünce kollarıma alıp sarıldım. Bunca zaman ondan ayrı kalarak ne düşünmüştüm. Onu görmeyince abim aklıma gelmez acım azalır mı? "Benim için çok zor oldu. Meriç bir yandan abimin acısı bir yandan çok zor zamanlar geçirdim. Bazen bebeğimi de kaybedeceğim korkusuyla ölüp ölüp delirdim. Meriç olmasa onun sevgisi olmasa ne yapardım bilmiyorum." O iyi bir dediğimde burnunu çekiştirmişti. "Kızımı kendi kızı gibi kabullendi. Beni ve kızımızı çok seviyor. Bana bu süreçte hem arkadaş hem de iyi bir eş oldu. Onun hakkını asla ödeyemem. Şahin eniştem bile her hafta sonu bize ziyarete gelip nasıl olduğumuza baktı... Peki sen nerdeydin, neden bir kez olsun beni görmeye gelmedin. Sen hep demez misin elin hamuru kanla yoğrulmuştur diye. Peki sen nende yoktun. İki kuzen bana o kadar yabancı olmalarına rağmen canları gibi davranırken sen nende yoktun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3
Hành độngMafya ve Aşk masalı devam ediyor... MAFYA Ve AŞK 5 Komiser yardımcısı bir kadın ve Mafya'nın hiç başlamaması gereken aşk oyunu! Adam sorar: kaçınız çıplaklığınıza güvenmek yerine karakterinize güvenecek kadar kadınsınız? Kadın cevap verir: kaçınız ç...