AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3

Bölüm 18

Şahin gittiğinde kendimi yatağa bıraktım. Kardeşim hamileydi. Ondan şüphelensem de konduramamıştım. Henüz on dokuz yaşında küçücüktü. Okulu vardı, güzel bir kariyeri olacaktı. Bu yaşta nasıl hamile kalabilirdi? Allah'ım bu yüzden mi evden kaçmıştı. Ben ona sorular sorduğumda bu yüzden mi gözleri doluyordu. Elimi sıkışan kalbime götürdüm. Babam, annem hatta abim delirecekti. Mahvolmuştuk, en çokta Ekin mahvolmuştu. Bu yaşta nasıl anne olurdu? Allah'ım bana yardım et. Az önce Şahin'e suç atmıştım ama suçlu olan benim kardeşimdi benim abimdi. Şahin'in hayatına ben girmiştim o benimkine dahil olamamıştı. Abimi kumara alıştıran o değildi çünkü görmüştüm senetler uzun süredir oyun oynadığını bariz şekilde gösteriyordu.

Ekin... Kardeşim desen hamile kalalı en aşağı iki hafta olmalıydı, bu Şahin'inde suçu değildi ve ben sanki bütün hata onunmuş gibi onu suçlamıştım. Oysa tek derdi bana yardım etmekti, etmişti de... Sinirimi birbirinden çıkarmak isterken hedef tahtam o olmuştu. Bütün bunları yapmak zorunda değilken bile bana o kadar çok yardımcı oldu ki ben iki üç gündür bütün sinirimi ondan çıkardım. İçten içe kardeşimin oraya düşmesinin sebebi olarak bile onu gördüm... Şimdi gerçeklerle karşı karşıya kalmak beni derinden sarmıştı.

"Abla az önce Şahin'i gördüm bir öfkeyle aşağıya iniyordu, yoksa kavga mı etiniz?" Ekin içeriye dalınca bedenim titremişti. O halde Şahin yine haklıydı, benin kardeşim benim kocama yılışıyordu. O an gözüm kararınca ayağa kalktığım gibi tokadı bastım. Tokat onu yere savururken hala sesi kulağımda çınlıyordu.

"Sen... Sen hamilesin.... Bunu kendine nasıl yaparsın? Sen nasıl kimden hamile kalırsın Ekin, senin yaşın kaç söyle bana senin yaşın kaç?"Az önce kendinden emin içeriye giren kardeşim yerde kıvranarak ağlıyordu. Dizlerimin üstüne çöküp kollarını tutarak o nu sarstım. Tek gayem onu kendine getirmekti. "Lanet olsun sana Ekin, lanet! Adıyla hitap ettiğin adam benim kocam! Beni duyuyor musun o benim kocam! Onunla evlendim... Neden biliyor musun, seni o cehennem kurtarabilmek için o adamla hiç düşünmeden evlendim. Sense karşıma geçmiş abi demek yerine adama yılışıyorsun, sen bu kadar mı düştün söylesene yine ağzını yayarak konuşsana..."

"Abla... Ben..."

"Sen ne Ekin, sen ne? Neden yaptın bunu bu kadar mı kudurdun, bu kadar mı düştün? Haram olduğunu bildiğin halde başka adamlarla yatmak nedir? Babamız duysa kalbine inmez mi?"

"Söyleme... Yalvarırım söyleme abla... Abim beni öldürür abim duyarsa beni öldürür. Bana acımazsan karnımda ki bebeğe acı onun hiçbir suçu yok..."

"Kahretsin!" Ben şimdi ne yapacaktım, abim duysa bu işi namus meselesine dönüştürüp hem Ekin'i hem de o adamı bulup öldürürdü. "Kim? Babası kim Ekin, hemen bana kim olduğunu söyle..."

***

Güç bela aşağıya indiğimde hala ayaklarım zangırdıyordu, nasıl olup da yürüdüğümü bilmiyordum. Telefonla konuşan Şahin'e yaklaştığımda telefon konuşmasını sonlandırarak tamamen bana döndü. Neyin var, diye sorduğunda titreyen elimle telefonu uzattım. Az önce kor bir öfkeyle ona on gün süre tanımıştım ama buna hiç gerek kalmadı. "Ekin... Ekin kim olduğunu söyledi. Adı ve telefon numarasını yazdı." Kötü olduğumu anlamış olmalıydı ki kolumdan tuttu. "Kardeşin geçekten hamile mi?" Başımı salladığımda gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Bu nasıl bir utançtı böyle. Şahin hiç düşünmeden beni göğsüne çektiğinde kokusunda sakinleşmeye çalıştım. "Merak etme o iti bulacağım, elimden ne geliyorsa en fazlasını yapacağım." Benim için daha fazla ne yapabilirsin? Artık yaptıklarının altında eziliyorum benim senin borçlarını ödeyemem... Şahin saçlarımı okşadığında gözlerimi kapattım. "Merak etme her şey yoluna girecek..."