Gitme kal yanımda

3.7K 390 1.1K
                                    

Kapı açıldığında içeriye Şahin girmişti. Onu görünce doğrulmaya çalışsam da bu gücü kendimde bulamadım. Onu görmek doğum sancılarımı yeniden çekmek gibiydi. Bir kez daha elimi sımsıkı tutuğu ana gittiğimde yutkundum. Şahin ile kontrole geldiğimde suyum gelmişti. Oğlumuz bizi hazırsızlık yakalamıştı. Hala içimde ona dair şüpheler var olsa da doğum sırasında ki verdiği desteği unutamazdım. "Nasıl hissediyorsun?"

"Falakaya yatırılmış gibi..." Aklıma daha acılı bir sahne gelmemişti. Belki de kurşuna dizilmiş gibi demeliydim ama bu bile az acılı bir şey olabilirdi. Yakınıma doğru gelirken dayanamadım. "Bugün bizim için harika bir gündü, her ne kadar canım yansa da oğlumuzun kokusunu içime çektiğimde dünya durdu. Bu yüzden bir karar verdim, oğlumuzun adını ikimiz koymalıyız. Bana önerebileceğim bir isim var mı?" Başımı olumsuz anlamda sallarken bitkin görünüyordu. "Peki, ben birkaç isim sıralıyorum sen içinden seç." Başını olumlu anlamda salladığında sessizliği ürkütse de devam ettim. "Deniz, Kuzey, Arda, Rüzgar, Efe..."

"Efe!" Hepsini dinlemeden anında karar vermişti. İyi ki en sevdiğim isimleri söylemiştim. "Efe... Harika bir isim..." Tam bana bir şey diyecekti ki kapı çalındı. İçeriye hemşireyle birlikte oğlum geldiğinde gözlerim dolmuştu. Ellerimi oğluma doğru uzattığımda içim gitti. Hemşire karnımız acıktığı dediğinde içimde büyük bir coşku olmuştu. Bana nasıl kucağımda tutmam gerektiğini gösterirken en sevdiğim antika parçam gibi kucağıma aldım. Bana nasıl emzirmem gerektiğini anlatırken dünya bir tek ben ve oğlum kalmıştı. Onun cennet kokusunu içime seçerken simsiyah saçları babasını hatırlatmıştı. O an gözleri dolu Şahin'e baktığımda yüzüne tatlı bir tebessüm vardı.

"Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?" Hemşire giderken ailemin yokluğunu fark etmiştim. "Şahin bizimkiler nerede? Neden Ekin yok, annemler hemen gelemese de Ekin çoktan gelmiş olmalıydı yoksa kapılar mı?" Mutlaka içeriye gelmesi gerekmez miydi?

"Ben... Ben onlara haber vermeyi unuttum." Ne dediğimde Ateş'in yüzünde ciddi bir ifade belirdi. Aileme nasıl haber vermezdi. O an dehşete düştüm. Yoksa bebeğimi benden alıp götürecek miydi? Tabi ya kaçırmak için en güzel zaman değil miydi? " Önemli olan yalnızca biziz birazdan haber veririm." Şahin gözlerini oğlundan alamazken oğluma biraz daha sarılmıştım. Bana doğru eğilip yüzünü yaklaştırdığında saniyesinde tokadı basmıştım ki oğlum tiz ağlama sesine onun sıcak dudakları katılmıştı. Şahin'in dudaklarını alnımda hissederken tokat sesi hala kulağımda çınlıyordu ki Şahin yavaşça geri çekilip kıpkırmızı olan yüzüyle bana baktı.

"Şahin ben..." Öpeceğini hiç düşünmemiştim. Ben oğlumu benden çalacağını düşünmüştüm. "Şahin ben özür dilerim... Bir anlık..." Şahin beni dinlemezken karnıma yeniden ağrılar saplanmıştı. Birkaç adımla odadan çıktığında ağzım açık arkasından bakmıştım ki hemşire yeniden içeriye girdi. "Şimdi gitmeliyiz daha sonra yeniden geliriz." Oğluma küçük bir buse bıraktığımda gözlerim dolu hemşireye bakmıştım. "Siz çok şanslısınız oğlunuz çok tatlı eşinizse üstünüze titriyor kapınızın önünden bir salise ayrılmaması gerçekten hayranlık uyandırıcı kendinizi iyi hissetmelisiniz."

Hemşire oğlumla birlikte giderken içime kor düşmüştü. Ona nasıl vururdum. Oysa niyeti beni ve oğlunu öpmekti. Allah'ım yine büyük bir hata yapmıştım. Tek başıma dakikalarca durup birilerinin gelmesini bekledim. Tam hemşireyi çağıracaktım ki içeriye Rıdvan ardından da adamlar girmişti. Gel derken içeriye hepisinin dalacağını hiç düşünmemiştim.

Şahin'in geri geldiğini düşünürken içeriye adamları dolduğunda kendimi toparlamıştım. Adamları etrafımı kuşatırken neye uğradığımı şaşırmıştım. Bugüne kadar hiç böyle yapmamışlardı. Ben henüz ağzımı açamadan Rıdvan söze girdi. "Mavi Hanım yardımınıza ihtiyacımız var, Şahin Bey gitti." Nereye gitmişti, hem ne yardımı bu halimle kime ne gibi bir yardımım olabilirdi. Nereye diye fısıldadığımda dikişli yerlerim sızlamıştı.

AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin