22. Ev

5.4K 635 500
                                    

İstanbul dönüşünün ertesi günü Mahir işe beraber gitmek için nişanlısını evinden almayı ihmal etmedi.

Bütün dünya gibi şirkettekiler de Mahir'in Günay ile nişanlandığını öğremiş gördükleri yerde hayırlı olsun diyordu.

Mahir gururla, Günay biraz mahcup teşekkür ederken Aynur hanım da ne kadar sevindiğini söyleyip tebrik edince genç kız şaşırdı. Bu kadının ağzından iş dışında ilk kez bir şey duyuyordu.

Nişanlısını ofise kadar geçiren genç adam, gözü arkada kala kala bu gün için ön hazırlığını yaptığı planları devreye soktu.

Öncelikle mihir olarak yazdığı şeyleri sahibine teslim etmek istiyordu.

Öğlen sonrası genç kızı alıp daha önceden konuştuğu galeriye götürürken itiraz etme çabaları sadece gönlünü şenlendiriyordu.

Hazırda bekletilen ablasının arabasının bir örneğini son imzaları da atarak teslim aldılar. Mahir'in arabası daha sonra şirkete bırakılacaktı.

Artık kızın arabasında devam eden yolculukları bu kez oturdukları mahalleye doğru olunca Günay merakına yenik düştü.

"Eve mi gidiyoruz, şirkette işlerim vardı."

Genç adam kocaman tebessümüyle başını iki yana salladı. Kızın meraklı kıvranışını izlemek şahane oluyordu.

Evin sokağına gelmeden iki sokak aşağıdan saptıklarında Günay yaşadığı aydınlanmayla kıpkırmızı oldu. Yengesi Mahir'in evinin sokağını önceden göstermişti.

Biraz korku biraz heyecanla gözlerini adamdan başka her yerde gezdirerek sakin kalmaya çalışıyordu.

Nihayet bahçe içindeki bir apartmanın önünde durduklarında bakışlarını ellerine sabitledi.

Adam basbayağı kızı evine getirmişti. Belki sadece dışarıdan gösterir diye umut ederken arabadan inmesiyle iyice ne yapacağını bilemez hale geldi.

Mahirden korkmuyordu ama bir yandan fazlasıyla da tedirgindi.

Adam, kızın endişesini ta sokağa saptığında fark etmişti. İki kelime söylese rahatlayacak olan kızın bu ürkek ceylan halleri fazlasıyla sevimli olduğu için o işi biraz daha ertelemeye karar verdi.

Kız hala put gibi kıpırtısız dururken bastırmakta zorlandığı gülüşüyle kapısını açarak " Hadi" dedi.

Hadi?

Mahir'in yörüngesine girdiği her an horona duran kalbi bile köşesine sinmiş, atmıyordu sanki.

Usulca arabadan inen kız tutmayan dizlerine rağmen başını öne eğerek adamı takip etmeye çalıştı.

Kızın adım seslerini dinleyerek önden ilerleyen genç adam cebinden çıkardığı şık anahtarlığa takılı anahtarla binanın giriş kapısını açarak kenara çekildi.

Kızın ürkek adımları kapının eşiğine geldiğinde yere diktiği gözleriyle görebileceği şekilde elini önüne uzattı.

Allah kısmet ederse bu merdivenleri ömür boyu el ele çıkmak istiyordu.

Kız bir önüne uzatılan ele bir adamın mütebessim çehresine baktı.

Mahirdi o, duyulan güvene asla ihanet etmezdi. Gerekirse kendinden bile koruyacağını adı gibi biliyordu.

Derin bir nefes alıp tebessüm ederek uzatılan eli tuttuğunda içine yayılan ılık his başını döndürürken, adam kızın buz gibi olmuş elini ısıtmak ister gibi sımsıkı sarmalayarak merdivenlere yöneldi.

Sûzidil Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin