15. sen kimsun

5.9K 729 537
                                    

Nöbetteki sağlık çalışanlarımıza armağanımdır 🤗

***

Kadının neşesi yerine gelirken nihayet yolun aşağısındaki virajdan bekledikleri misafirin arabaları gözüktü.

Sonay kocaman göbeğine aldırmadan "geldiler" diyerek yerinde zıplayınca annesinin azarlar bakışlarına maruz kalsa da burada vakit kaybedemezdi. Bir yandan içeri koştururken bir yandan cıvıldadı

" Ay ben haber vermeye gidiyorum"

Selma hanım artık kaçacak yeri olmadığını biliyordu. Vakti gelmişti, kocasının son emaneti kelebekler gibi uçuşarak yuvasını kurmaya hazırlanırken surat asmak olmaz diye düşündü.

Pamuklu tülbentine gözyaşlarını aceleyle silip yanına gelen eltisi, kaynı, damatı ve kızına tebessüm etti.

Çocuklar, Tarık ve dayı bir arabada gelirken, Zeliha hanım, yolculuğu doğru düzgün konuşamadığı Esmanın yanına oturarak yapmış, üç saatlik yolda uzun uzun dertleşmişlerdi.

Arada bir sözlerine karışan Mahiri azarlamaktan da geri kalmamıştı.

Şu an çok mutlu olsa da kırgındı oğluna, madem memleketten evlenmek istemiyordu, neden söylememişti.

Zeliha hanım, anlayışsız bir kadın değildi ki. Gelin aynı memleketten olursa köye daha hevesle gelir, hem de örf adetleri birbirine uyar diye arzu etmişti. Olsun, onlar huzurlu olduktan sonra ne fark ederdi.

Hem ne güzel, dünürleriyle gidip gelirken yeni yerler görmüş oluyorlardı.

Kurban olduğu memleketin her karışı güzeldi de, deniziyle yeşiliyle karadeniz bambaşka bir dünyaydı.

Nihayet kıvrım kıvrım gökyüzüne uzanır gibi geldikleri yol tükenip üç katlı, geniş bahçeli villa ortaya çıktığında gözleri korktu.

Kendi evleri bu evin yanında bağ evi gibi kalıyordu. İster istemez endişesini yeğeniyle paylaştı

"Esma, biz nerelere geldik kızım. Bu insanlar bizim fakirhaneye kız verirler mi?"

Açıkcası Esma, varlıklı olduklarını biliyordu da bu kadarını hiç ummamıştı. Derin bir nefes alıp endişeli de olsa gülümsedi.

Şu zamanda bulunmayacak kadar kıymetli bir oğulları vardı. Herşey para pul değildi ya.

"Nasipse kimseler önüne geçemez Yenge"

Arkasındaki ikilinin konuşmalarını dinleyen Mahir dayanamayarak tekrar Müdahale etti.

" Annem, sen iste daha büyüğünü yaptırayım. Ben resmini görmüştüm bu evin, iç dekoruna bizim ustalar geldi. İnsanların değerini parayla ölcenlerden bize hayır gelmez hem Kemal abim öyle biri değil ki, o kadar varlıkla ablamın alt katında oturuyor. Karartma içini"

Evin bahcesine uzanan araba yoluna sürereken bir yandan verandada bekleyenleri seçmeye çalışıyordu. Aradığını bulamayınca yüzü asıldı.

Özlemek değildi de araya kilometreler girince halini vaktini merak etmişti.

Park edip usul usul indiler arabadan. Çam sakızı çoban armağanı hediyeler getirmişlerdi.

Elif hem meraklı bakışlarla manzarayı izliyor hem de arkadaşlarına kavuşacağı için seviniyordu. Yine de dedesinin elini tutup uslu uslu yürümeyi ihmal etmedi. Bilal zaten araba durduğunda uyanmıştı ve başı babasının omzuna yaslı ayılmayı reddediyordu.

Osman bey, Kemal ile dünür olmayı tüm kalbiyle istediği için hevesle hanımların önden geçmesini bekledi.

Halime, gelenleri Selma ve Sonayla tanıştırırken beyler kaynaşmıştı çoktan.

Sûzidil Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin