ⅩⅥ

1K 105 21
                                    

Evin kapısını zorlukla açıp beni kucağından indirmeden yukarı taşıdı. Yatağıma yavaşça bırakıp eliyle alnıma dokundu. Banyoya ilerleyip küvetin suyunu açtı ve yanıma dönüp yanıma oturdu. Elini elimin üzerine bıraktı. "Sıcak bir duş al."  Başımı iki yanımda salladım. "Tek istediğim burada öylece uzanırken ölüp gitmek." Başını yana eğdi ve elini saçlarıma getirip geriye doğru okşadı. "Böyle şeyler söyleme." Gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuştum. "Konuşmamız gereken şeyler var." Derin bir nefes aldım. "Ama konuşamayacak kadar yorgunum, korkuyorum, darmadağınım." Başını salladı. "Bugün orada yaşananlar ikimizin arasında sonsuza dek bir sır kalacak."  Yüzümden düşen ıslaklığı eliyle sildi. "Ne senin ne de benim hiçbir suçumuz yok."

Elimden kaldırıp yavaşça banyoya götürdü. Suyu eliyle kontrol edip musluğu kapadı. "Şimdi duşunu al ve biraz olsun gevşemeye çalış." Başımı iki yanımda salladım. "Nasıl?.. Nasıl tüm bu yaşananlar normalmiş ve geçebilecekmiş gibi davranabilirim?" Elini saçlarımdan geçirip hafifçe yüzüme eğildi. "Bunu konuşmanın yeri burası değil Gece." Havlumu çıkarıp küvetin yanına bıraktı. "Daha kötü olmadan duş al."  Kapıdan çıkmadan önce elimi hafifçe bileğine değdirdim. "Burada kalabilir misin?" Derin bir nefes verdim. "Korkuyorum." Bir süre duraksadıktan sonra onaylayıp yere yan bir şekilde oturup çömdü ve dümdüz önündeki duvara bakarak dizlerini kendine çekti. 

Üzerimdeki geceliği sıyırıp kendimi yavaşça sıcak suyun içine bıraktım. Nemli saçlarım tekrar ıslanırken ayağımdaki yaraya baktım. Elimle ayağımdaki yaraya dokundum ve derin bir nefes aldım. "Olanlar rüya mı gerçek mi ayırt edemiyorum." Gözlerini gözlerime çevirdi. "Ne zamandan beri görüyorsun?" Başımı yaslayıp tavanı izledim. "Seninle tanıştığımdan beri." dediğimde derin bir nefes aldı. 

"Seni gördüğümden beri." 

Hafifçe ona döndüm. "Bu yüzden bana karşı garip davranıyordun." Başını salladı ve gözlerimizi birleştirdi. "Tüm bunların ne olduğunu çözmeye çalışıyordum."

"Peki tüm bu olanlar ne? O kızlar... O iki kız kim? Neden devamlı onları görmek zorundayız?" Derin bir nefes aldıktan sonra zorlukla konuştu. "Ne zaman dışarı çıksam gözlerim hep birini arıyor gibi etrafı incelerdi." 

Bana döndü. "Hep sanki nefes almam için birine ihtiyacım varmış gibi yaşıyordum."

"Ama bunun sadece aptal bir his olduğunu sanıyordum... Seni gördüğüm güne kadar bunun gerçekten saçma bir his olduğunu düşünüyordum." Gözlerini kaçırdı. "Sonra rüyama Estelle girmeye başladı. Her an her saniye onun ölümünü ve çektiğim acıyı görüp durdum."

"Ne zaman senin etrafında olsam bir şeyler garip ilerliyor, halüsinasyonlar görmeye başlıyordum." 

Olduğu yerden zorlukla kalktı ve yanıma gelip yaralı ayağımı suyun içinden çıkardı. Yaranın üzerinde elini gezdirdiğinde göğsümde ki sızıyı hissettim. Elimi göğsüme yaklaştırdığımda tek eliyle tişörtünü hafifçe açıp göğsündeki benzer yarayı gösterdi. Ardından ayağımdaki yaraya küçük bir öpücük bıraktı. "Seninleyken sanki hipnotize oluyor ve bunu durduramıyorum." Ayağımı nazikçe suya bırakırken yaranın kayboluşunu izledim. 

"Fakat dün gece bambaşkaydı."  

Dirseğini küvetin kenarına koyup üzerine başını yan yasladı. Derin bir nefes aldım. "Dün gece aynada o kızı gördüm." Başını salladı. Gözlerini korkarak gözlerime getirdi. "O iki kız aşıktı."

Kaşlarımı çattım ve elimi kalbime yanaştırdım. "O iki kız... Biz miydik?" Başını iki yanında salladı. "Bilmiyorum."  Elini zarifçe yanağıma yerleştirdi. "Tek bildiğim içimde durduramadığım -sanki kalbimi sökecek- bir acı ve aşkı aynı anda taşıyorum." 

Ardından tüm konuştuklarımız hiç yaşanmamışcasına şampuanımı alıp hafifçe eline döktü. Saçlarımı narince sabunladı ve duruladı. Öyle ki sanki içimde taşıdığım bu kızın tüm hayatını tek bir hareketi, tek bir dokunuşuyla anımsadım o kısacık an.

Havluyla bedenimi narince sardı ve beni banyodan çıkardı. Giyinip yatağa hafifçe uzandığımda üzerimi battaniyeyle örtüp yanıma oturdu. Kurutma makinesini alıp sakince saçlarımı kuruttu. Öyle sakin öyle hiçbir şey olmamış gibi bir hisle birlikte, bir o kadar canımı yakan bir o kadar yakıp kavurucu bir his içindeydim. Hafifçe ona döndüm ve elindeki kurutma makinesini kenara bıraktım. Kollarımı -neredeyse hıçkırarak ağlayacak gibi hissediyorken- yavaşça vücuduna sardım. "Özür dilerim Marina..." 

O an söylediklerimi ben değil, o söylüyordu. 

"Sana bunu yapıp hayatını beni aramakla geçirmeni sağladığım için özür dilerim."

Derin bir nefes verdi ve saçlarıma derin bir öpücük bıraktı. "Seni aramaktan asla yorulmadım Estelle... Asla."

Best Mistake • gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin