2.7K 170 69
                                    

Aynadaki yorgun görüntüme bakarken musluğu yavaşça açtım ve soğuk suyu avuçlayıp yüzümü yıkadım. Ne kadar süre geçtiğini anımsamadığım kadar uzun bir süre yüzümü yıkadıktan sonra ıslanmış aynaya döndüm ve kanım çekilmişçesine beyaz suratıma baktım. Kızarıklıklarıma ve koyu göz halkalarıma dokundum. Saçlarımı ıslak elimle geriye atarken banyonun soğuğunu iliklerime kadar hissettim. Küvetin suyunu açıp losyonu küvetin içine rastgele boşalttım. Sıcak suyun içine soğuktan buz kesmiş ayaklarımı koydum ardından hissettiğim uyuşuklukla kendimi yavaşça saldım. Gözlerimi kapayıp sadece rahatlamak istedim. Ne düşündüğümü bile bilmeden öylece gözlerimdeki karanlığı izledim. Dış kapının kapanma sesiyle gözlerimi araladım. Sakince seslendim. "Asil?"

Geri cevap gelmeyince doğruldum ve havluyu vücuduma sardım. Soğuk mermerde ıslak ve çıplak ayaklarımla iz bırakırken banyonun aralık kapısından seslendim. "Asil sen misin?" Sadece ayak sesleri gelirken banyodan çıkıp merdivenlere yürüdüm. "Asil duymuyor musun?" Merdivenleri inerken mutfağın kapısında bir hareket görmemle ıslak ayağım basamakta kaydı ve dengemi kaybetmemi sağladı. Ayaklarım yerden kesildiği an hızla korkuluğa tutunmaya çalışsamda yuvarlanmama engel olmadı.

Çarptığım başımı tutarak bakışlarımı yukarı kaldırdım. Özge korkmuş suratıyla bana bakıyordu. "Aman tanrım! İyi misin!? Seni korkutmak istememiştim."

Acıyla başımı tuttum. "Sayende artık başımı hissetmiyorum." Eğilip vücuduma bakmamaya özen göstererek havlumu üzerime tekrar bağladı ve kolumun altına girerken konuştu. "Hastaneye götürmemi ister misin?"

"Sorun yok, çok sert düşmedim. Sadece anlım için buz getirsen yeterli. Ayrıca anahtarları sana kim verdi?" dediğimde mutfağa ilerleyip dolabı açtı. "Kapı açıktı."

"Ne demek açıktı?"

Elinde buzla döndü ve alnıma bastırırken konuştu. "Bilmiyorum, açık unuttun sanırım. Ya hırsız girip seni bu vaziyette bulsaydı. Evde tekken banyo etmen çok tehlikeli! Neden Asil'i beklemedin?"

"Bilmiyorum bir anda üzerimdeki her şeyden arınmak istedim."

"Bir sorun mu var?"

"Hayır sadece son zamanlarda anlamsızca düşünceliyim. Bir an için rahatlamak ve her şeyden uzaklaşmak istemiştim." dediğimde burukça gülümsedi ve saçımı sevdi. "Sana harika bir haberim vardı. Ama mahvettim sanırım."

"Ne haberi?"

Az önce olanları unutmuş gibi heyecanla konuştu. "Bil bakalım, yeni ev arkadaşım olmak için arayan kişi kim çıktı?"

Kaşlarımı merakla kaldırdım. "Kim çıktı?"

"Açelya!"

Anlamayarak kaşlarımı kaldırdım. "O kim?" Elini havada salladı. "Doğru ya adını bilmiyorsun! Kafedeki beğendiğim kız!" Şaşkınca suratına baktım. "Sence de ev arkadaşın olması çok mantıksız değil mi? Onu tanımıyorsun bile." Kaşlarını kaldırdı. "Her halükarda tanımadığım biri olacak, ilandan görüp aramış tamamen tesadüfi!"

"Zaten numaran yok muydu? Nesi tesadüfi?"

"Ah o gün kafeden çıktığımda kağıdı yerde buldum. Büyük ihtimalle umursamadı. Benim kim olduğumu bilmiyor şuanda. Numara veren kız olduğumu da söylemeyeceğim."

"Seni gördüğünde anlamayacak mı?" dediğimde ağzı şaşkınlıkla açıldı. "Anlar mı dersin?"

"İsmin yazıyordu." dediğimde sıkkınca nefes verdi. "Umarım o gün yaka kartıma ve bana dikkat etmemiştir."

"Bence tüm bunları bilerek yaptı. Seninle ev arkadaşı olmak istedi çünkü senden hoşlandı?"

Gözlerini irice açıp gülümsedi. "Böylesi daha romantikmiş umarım böyledir."

"Bence saçma, yeni tanıdığın biriyle ev arkadaşı olmak bana oldukça saçma geldi." dediğimde gözlerini devirdi. "Haftalardır görüyoruz, bence tanıyor sayılırız. Gayet iyi biri, ismi tatlı, kendi güzel, sesi de güzel."

"Bunlar onu iyi biri yapmıyor ama sen bilirsin."

Gözlerini kısıp güldü. "Kıskanıyor musun sen?"

Alayla güldüm. "Neyi kıskanmam gerekiyor?" Omzuma dokunup güldü. "Benden hoşlanmasını?"

"Ortada net bir şey yok sana aşkını ilan etmedi, ayrıca senden hoşlanması neden umrumda olsun?"

"Şaka yapıyorum, kızma hemen." diyerek güldü ve başını koltuğa yasladı. "Az önce daha önce kimsenin görmeyi hak etmediği şeyler gördüm, seçilmiş kişi miyim acaba?"

Dizine hafifçe vurdum. "Sapık mısın?"

"Yoksa ilk değil miydim? Yoksa benden önce Asil mi gördü!?" dediğinde gözlerimi irice açtım.

"Asil'le arkadaş olduğumuzu tahminen ne zaman anlarsın?"

"Asil gay olduğunu söylerse inanırım." dediğinde aynı anda kapının açılma sesi duyuldu.

Asil anahtarlarını fortmantoya bırakıp yanımıza gelirken gülerek sordu. "Neye inanırsın?"

Özge gülerek omuz silkti. "İkinizin aşık olmadığına."

Best Mistake • gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin