1.5K 121 10
                                    

Akşam karanlığında çıplak ayaklarımla bahçede dolaşırken tüm olanları sindirmeye çalıştım. Göğsümdeki acı ikiye katlanmış halde yorgunca dizlerimin üstüne çöktüm ve gözlerimi kapadım. Bundan belki de aylar öncesine kadar Asil'e aşık olup olmadığımı sorgularken, dün gece yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı. Daha önce hiç kimse hayatıma girip üzerimde Asil'in bana bıraktığı hisleri bırakamamıştı. Bu yüzden bazı zamanlar ben bile sorgularken bulurdum kendimi. Onun melek gibi görünen yüzü ve masum kalbinin ne kadar aşık olunası olduğunu düşünürdüm. Peki aşk böyle bir şey miydi? Aşık olunası o mükemmel kişiyi bulduğunuzda onu seçip ona aşık olabilir miydiniz?

Asil'in seçme şansı olsaydı bu kişi ben olmazdım. Arkadaşlığımızın neyin içine sürüklendiğinden bile emin değildim. Nasıl eskisi gibi olabilirdik bilmiyordum. Ve bu kalbime fazlasıyla ağır geliyordu. Dünden beri odasından hiç çıkmamıştı ve elimden burada oturup düşünmek dışında hiçbir şey gelmiyordu.

Çalılardan adım sesleri geldiğinde sesin yönüne döndüm. "Burada ne işin var?" Yanıma eğilip oturdu. "Telefonunun yokluğunu fark edemeyecek kadar dalgın olduğunu fark ettim." Duraksadı. "Bir de Asil'in bugün iş yerine gelmemesi var."

"Dünden haberin var mıydı?" dediğimde başını iki yanında salladı. Gözlerimi gözlerine çıkardım. "Yalan söylüyorsun." Omzunu silkti. "Biliyordum." Gözlerimi ondan ayırdım. "Neden söylemedin?"

"Karışmak istemedim." Telefonumu uzattı. "Kabul ettin mi?" Açık kahverengi gözlerine baktım. "Sence ettim mi?" Uzattığı telefonumu alıp önüme döndüm. Başını hafifçe salladı. Derin bir nefes aldım. "Sen hayatımıza girdiğinden beri hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor." Hafifçe dönüp tekrar ona baktım. "Başıma açıklanamaz olaylar geliyor. Ve ucunda, kenarında köşesinde bir şekilde hep sen oluyorsun."

"Ve bu beni ürkütüyor." Yutkundu. "Kaçmıyorsun." Duraksadım. "Ne?" Derin bir nefes aldı. "Madem ki seni ürkütüyorum, neden kaçmak yerine her geçen gün gözlerin daha çok üzerimde oluyor?" Ardından ekledi. "Başına gelen her kötü şey için beni suçluyorsun."

"Benim hissettiklerimi sen hissetseydin ne yapardın?"

"Ne hissediyorsun?" 

"Sanki..." Derin bir nefes aldım. "Sanki beni hipnotize ediyorsun." Duraksadım. "Bana zarar veriyorsun. Ve sanki tüm bunları yapmaktan keyif alıyorsun."

"Nasıl yapıyorum bunu?"

"Bilmiyorum." Derin bir nefes alıp uzandı. Ardından yattığı yerden bana baktı. "Ve korktuğun halde her geçen gün benimle daha fazla konuşuyorsun. Sende garip bulmuyor musun bunu?"

Gözlerimi kapayıp yanına uzandım. "Çünkü ben böyleyim. Bataklıktan çıkmak için debelensem de sanki bir yanım bataklıkta boğulmak istiyor." Gözlerimi açıp ona doğru döndüm. "Ve artık debelenmekten yoruldum."


Best Mistake • gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin