Derin bir nefes aldım ve belimi saran ellerini ittirdim. Sıcak nefesi inatla tüm hücrelerime vururken başımı geriye omzuna yasladım. "Sadece uzak durmanı istiyorum."
Kulağıma fısıldadı. "İstemiyorsun." Hafifçe titredim ve hızla doğruldum. "Bana iyi gelmiyorsun." Gitmek için bir adım attım. Soğuk elini elime dokundurdu. "Biliyorsun."
"Neyi biliyorum?"
"Önceki, şimdiki, ve gelecekteki hayatın için gerekenin ben olduğunu..."
"Sen sadece kafamda yaşatmak istediğim bir yabancısın."
Elini belime sarıp beni kendine yaslarken başını boynuma hafifçe değdirdi. "Benim aşkım için yaşıyorsun."
"Ben aşk nedir bilmem."
"O zaman bu hissettiğin..." Elini göğsümün sol altına yaklaştırdı. "Hissetmem için dokunmama gerek bile yok." ekledi. "Bu hissettiğin ne peki?"
"Korku." Elini kolumdan aşağı indirdi ve elimi tutup kalbime getirdi. Elimi göğsümdeki kırmızı ıslaklığa değdirdi. Ardından ellerimdeki kızıllığı dudağıma hafifçe sürttü. "Peki ya bu ne?"
Korkuyla derin bir nefes aldım. Hafifçe gülüp belimi saran elini çekmeden önüme geçti ve eliyle çenemi kavradı. Dudaklarını sakince dudağımın üstüne dokundurup ayrıldı ve dudağına bulaşan kızıllığı görmemi sağladı.
"Tüm bunlar tesadüf mü?"
"S-sen bana ne yaptın?"
Alayla güldü. "Sen yaptın." Elini elime uzatıp ellerimizi birleştirdi. "Benden başka çıkış yolun yok farkında değil misin?"
"Bu dünyadan kurtulmak istemiyor musun?"
Başımı hafifçe salladım. "İstiyorum."
"Aç elini."
Sorgulamadan elimi açtığımda keskin aleti elime bıraktı. Tişörtümü hafifçe açtı. Ellerim sanki ne yapmam gerektiğini biliyorcasına göğsüme tanıdık ama bir o kadarda yabancı işaretler ve harfleri çizdi.
Kırmızı sıvının vücudumdan akışını gördükten sonra uzanıp elini çizdiğim figürde gezdirdi ardından ellerimi hafifçe sarıp bileğime doğru ilerledi, elimi kaldırıp dudağına sürttü. Ardından benim dudağıma değdirdi. Fısıldadığı anlamsız kelimeler kulağımdan içeri girdiğinde adım atıp kızıl dudaklarımızı birleştirdim. Ağzım gelen tadı yıllardır biliyor ve bunu bekliyor gibiydi. Gözlerimi kapayıp vücudumdan akan kızıllığı ve göğsüme işlenmiş yazıları hissettim.
Fısıldadı. "Artık benden kaçışın yok."
Gözlerimi korkuyla araladım ve yatakta doğruldum. Gecenin karanlığında doğrulup odamın balkonuna çıktım ve derin bir nefes aldım. Soğuk rüzgar vücuduma değerken ve ağaç yapraklarını hareketlendirirken aşağıda hareket eden karanlığa döndüm. Geçen sefer gördüğümle benzer silüet bana döndüğünde karanlıkta yüzüne dair hiçbir şey görünmüyordu. Beyaz dişlerini göstererek güldüğünde korkuyla irkildim ve hızla odama girip kapıyı kapadım. Aynanın karşısına geçtim ve korkuyla geceliğimi sıyırdım. Temiz vücudumla karşılaşınca derin bir nefes verdim. "Sadece rüyaydı. Sadece rüyaydı. O dışarda gördüğün şey de rüyaydı."
Derin bir nefes alıp odadan çıktım ve Asil'in kapısını hafifçe tıkladım. Ses gelmeyince daha fazla dayanamayıp içeri girdim ve bacaklarını kıvırmış uyurken masum suratına baktım. Sessiz adımlarla yanına ilerleyip duru yüzünün yanında durdum. "Sen ne kadar güzel bir adamsın." Elimi hafifçe kaldırıp alnından başlayarak saçlarını sevdim. Ardından yüzünü ve kirpiklerini... Uykusunda hafifçe açılmış pembe dudaklarına dokundum. Elime vuran sıcak nefesiyle içimdeki tüm korku uzaklaştı. Yanında bulduğum boşluğa hafifçe yerleşip uzandım. Yüzümün önündeki yüzünün masumiyetini izlemek istedim bir süre. Öyle ki saatler geçtiğini fark etmedim bile. Sanki ne zaman korksam ihtiyacım olan o ve masum suratıymış gibiydi. Elimi gecenin karanlığında ay gibi görünen yüzüne tekrardan getirdiğimde gözlerini hafifçe kırpıştırdı ve yavaşça açtı. Ardından uykulu sesiyle konuştu. "Kabus mu gördün?" Başımı hafifçe salladım. "Küçük bebeğim benim, gel buraya." Kollarını açıp beni sıcak kollarının arasına aldı ve saçlarıma küçük bir öpücük bıraktı. Elimi belimdeki elinin üzerine yerleştirdim.
Uykuya dalmadan önce fısıldadı. "Ben buradayım. Ve seni çok seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Mistake • gxg
Kısa HikayeKaçıp kurtulabilirdim, ama içimde hissettiğim küçücük bir his, o hissi dinlemek istedim. Tamamlandı.