ⅩⅤ

1.1K 99 15
                                    

Ne zaman uykudan uyansam tüm dünya durmuş ve sanki ben öylece odamda sıkışıp kalmışım gibi hissederdim. Öyle ki yüzüme ılık ılık esen rüzgarla ve yüzüme değen çıtırtıyla gözlerimi yeşil ve mavinin özenle birleştiği gökyüzüne doğru araladığımda bir an için tüm dünyanın öylece durduğunu sandım. Soğuk rüzgar nefesimi keserken hafifçe doğruldum. Olduğum yere bakarken kanlı ayaklarımla karşılaştım. "Rüya değil miydi?"

Ayağa kalktım ve etrafımda döndüm. Yerde yatan Açelya'yı gördüğümde irkilip bir kaç adım geriledim. "Yoksa yine mi rüyadayım?" Soğuk hava tenimi yırtarcasına estiğinde kollarımı vücuduma sardım. Elimle Açelya'ya dokunup uyandırmaya çalıştım. "Uyan!"

Tepki vermeyen vücuduna pes edip arkamı döndüğümde daha önce varlığından haberdar bile olmadığım ormanın ortasında gözüme ileride parıldayan deniz çarptı. Çıplak ayaklarım sızlasada yavaşça toprağın üstünde denize doğru yürüdüm.

Ayağım kumla birleştiğinde soğuk kum taneleri ruhumu ürpertti. Masmavi denizin önünde durup korkuyla derin bir nefes aldım. Denizin ortasında süzülen kızıllığı gördüğümde hafifçe bir iki adım geriledim. Ayaklarımın üzerinde yükselirken suyun yüzeyinde görünen soluk beyazla olduğum yerde durdum. "Kim var orada?"

Deniz gitgide kızıllığı bana doğru ittirirken bir kaç adım atıp bacaklarımı suyla buluşturdum. Zorlukla bir kaç adım atıp yüzmeyi bilmediğim halde gördüğüm beyazlığa ilerledim. Ağzıma su dolacak kadar ilerlediğimde zorlukla elimi uzatıp gördüğüm şeyi kendime çektim.

Suyun üstünde duran bedene daha yakından baktığımda çığlığım bütün ormana dağıldı. Titreyen ellerimle bedeni kumsala zorlukla çekmeye çalıştım. Çekmeye çalıştığım her an ağzım deniz suyu ile dolup beni boğacak olsa da inatla çekeledim. Ama sanki kumsala gitmeye çalıştıkça daha derine gidiyor ayaklarımın yere değdiğini hissedemiyordum. Yükselip nefes almaya çalışırken yanımdaki bedenin soluk suratına baktım ve gözyaşlarımın yüzümden süzülmesine izin verdim. "Dayanamıyorum..."

Titrek nefesimi havaya bıraktım. "Eğer oralarda bir yerlerde benim için bir umut varsa," zorlukla debelendim. "Tek istediğim buradan kurtulmak."

İleriden koşarak gelen beden gözüme çarptığında hala inatla -sanki çok da istiyormuşcasına- yaşamak için cebelleşiyordum. Ne için ve kim için çebelleşiyordum inatla peki?

Elimde ölü bir beden... Denizin içinde çaresizce savrulan ben... Ne beni bağlamıştı bu kadar yaşama arzusuna? Belki bir rüyanın içinde olduğumu bile sanabileceğim bir anın içinde, ne diye bu kadar uğraştım kurtulmak adına? Başımı denizin gövdesine gerisin geri bırakıp elimin ucunda buz gibi bir bedenle güneşin denizle buluştuğu o incecik çizgiyi izledim. Hatta o an eğer normal bir anda olsaydık bunun gördüğüm son şey olmasını isteyebilirdim.

Görüş alanım bulanıklaşırken kolumdan hızla çekildim ve suyun içinde savruldum. Suyun altından belimi saran kollarla yukarı savruldum. Vücudumdan sular süzülürken güneş ışığının tam olarak göz kapaklarımın üstünde olduğunu hissedebiliyordum. Başım sert zeminle buluştuğunda gözlerimi yavaşça araladım ve ilk önce tanımakta zorlandığım kahverengi kızarık gözlere baktım. Korku dolu ifadesine bakıp daha önce içimden gelmeyen bir cesaretle ıslak yüzüne hafifçe elimi yerleştirdim.

Korkudan tüm hücrelerim donmuş gibi hissediyorken dudaklarım tüm bunların aksine kıvrıldı. "Asil'i buldum." Başını telaşla salladı ve saçlarımı geriye attı. "Sen iyi misin?" Zorlukla doğruldum ve gözlerimle onu aradım. "O nerede?"

"Suyun içinden sadece birinizi çıkarabilirdim."

Soğuk yüzümden akan sıcak gözyaşlarımı hissettiğimde elimle hafifçe yüzüme dokundum. "Ona nasıl bunu yapabilirsin?" Zorlukla nefes alıp denize döndüm. "Onu bulmuştum..." Titreyen elini elimin üzerine bıraktı ve korkuyla yere çömdü. "Bizim burada ne işimiz var?" Ardından titreyen elini denize doğru uzattı. "Onun burada ne işi vardı?"

Best Mistake • gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin