Bölüm 15 SANA İNANIYORUM

34 8 5
                                    

Saat 12:00

-Lavii uyan kızım, bu saate kadar hala nasıl uyuyorsun anlamıyorum! Gece de erken yatıyorsun ne oluyor sana?

-Sanada günaydın annecim, sabah sabah ne enerji bu böyle?

-Sabah dediğin öğlen 12 oldu. Kalk kahvaltını yap biz yaptık, ayrıca telefonun da çalıp duruyor

Telefonum mu çalıyor? Hemen bakmalıyım ki beklediğim kişiden mesaj var mıydı. Yataktan fırladığım gibi komidinin üstüne bıraktığım telefonumu aldım. Bakıyorum ki mesaj Ahmet'ten i tiyatro grubundan olan arkadaşlarımın mesajları.. Bunlar da okul kapanmadan mesaj atmazlar şimdi bu kadar ne konuştular acaba?

Evet anneannemden geldim geleli kendimden geçmiş bir vaziyetteydim. Bunun farkındayım ama  kendime gelmem için yapmam gereken bir şey yoktu.. Ya da ben bilmiyordum. Markete çıktığım da onu karşımda görmek o kadar şaşırtıcıydı ki. O an ki duygumun tarifi var mı acaba? Hiçbir edebiyatçının heyecan ve sevgi dolu sözleri ifade edemeyecek benim hislerimi. Bundan eminim. Bu tarif edilemez bir şeydi. Daha önce hiç yaşayamadım ve sanki de ondan başka kimseyle daha hiç yaşamayacağım bir şey. Bu his, hem onunla deli gibi olma isteğinin yanı sıra içimde şah damarlarımın dahi patlama sınırına ulaşacağı kadar korku dolu da bir yangın.. 

Üstelik en son anneannemler de görmüştüm ve 2 gün geçmesine rağmen daha görüşmeyip konuşmamıştık bile. 

Telefonuma gelen tiyatro grubundan atılan mesajları okuyorum..

Geç, geç, geyik yapmışlar,hımm aa evet benim adım geçiyor ve Ali'nin yazdığı 'Lavinya çok acil bana dönmen lazım Kahraman hoca seni çağırıyor bugün kültür merkezinin sahnesinde saat 2 de olman gerek. kesinlikle gel.'

Mesajı okuduktan sonra ellerimin titremesi ile bir kaç saniye telefon ile bakıştım. Tiyatro için beni çağırıyordu üstelik hemen hazırlanıp gitmem gerekirdi. Banyoya ilerledim ve elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı taradım. Tekrar odama gittim ve giysi dolabımdan beyaz renkte ki boğazdan bağlamalı, belden otutturmalı, ve kol altı kısmının bel hizasına kadar inen detaylı elbisemi alarak giydim. Saçlarımı iki yandan tokaladım. Ve mutfağa gittim.

-Oo hayırdır Lavii bu aralar bize sormadan bir yerlere gidip doruyorsun? Ne oluyor sana?

-Bir şey olduğu yok ablacım. Neden herkes aynı soruyu sorup duruyor. BugünKahraman Hoca kültür merkezinin sahnesine çağırmış beni. Oraya gitmem gerek. Biliyorsun tiyatro grubuna dahil olmuştum. Oradan çağırdılar. Kahvaltı edip çıkmam gerek.

-Ne tiyatrosu bu? Nereden çıktı? Daha önce bahsetmemiştin.

-Evet annecim, daha önce bahsetmedim fakat tiyatroya olan ilgimi biliyorsunuz. Okulda da tiyatro kursu açılınca bende kayıt oldum ve kabul edildim. Şimdi de oraya gideceğim.

-İyi tamam Lavinya, eğer geç çıkacaksan bize bildir baban seni almaya gelir. Oradan başka yere gideceksen eğer de bize haber vermeden bir şey yapma tamam mı?

-Tamam anne merak etme. 

dedikten sonra hemen mutfak masasına oturdum ve anın tadını çıkara çıkara kahvaltımı yapmaya başladım.. Tabi ki aklım hala Ahmet'teydi. 2 gündür ara sıra mesaj attım fakat mesajlarıma cevap alamayınca utancımdan daha mesaj atıp arayamadım bile.. Çok ısrarcı gibi görünmemek için bir hayli saçma sapan davranıyor, ama yine de o, ısrarcı mesajlarıma maruz kalıyordu. 

Mutfak masasından kalktım ve dişlerimi fırçalayıp odama gittim. Ve onun kolyesini sakladığım çekmecemden parmaklarımın arasına aldım, ellerim de gezdirdim ve kokladım... Kendi kendime içimden bir söz verdim ' Seni asla unutmayacağım'...

'LAVİNYA'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin