Bölüm 9 KİMDİ?!

69 47 26
                                    

 Saat 07:00

Alarm çalıyor... Bugün canım yataktan hiç çıkmak istemiyor. Havadan mıdır nedir hiç bir şey yapasım yok, ilk iki dersimiz her ne kadar beden eğitimi olsa da yatağımdan kalkıp hiç sevmediğim hoca ile karşı karşıya gelmek istemiyordum. Kendisi kısa boylu, ağzında sakız ile derse giren yalak herifin tekiydi! Üstelik hemen hemen her derste kavga ederdik! Ama maalesef canımızın her istemediğini yapmama gibi bir zorunluluğumuz olmuyor. Çok sessiz bir şekilde yatağımdan kalktım, babam gece işten geldi ve onu uyandırmamalıydım. Ablam da artık liseli bir genç kız olduğum için beni uyandırmasına izin vermeyecek her sabah kendi alarmım ile uyanacaktım. Banyoya gittim, elimi yüzümü yıkadım, saçlarımı taradım ve banyodan çıktım, odama doğru ilerlerken dış kapının kapandığını duydum. Annem işe gitmişti. Eşofmanlarımı giydim ve beden eğitimi dersine hazırdım. Mutfağa ilerledim, bugün canım kahvaltı yapmak da istemiyordu , bugün de kahvaltımı kantinden poaça ve çay alarak yapabilirdim. Siyah spor ayakkabılarımı ayakkabılıktan aldım ve dış kapıyı açtım. Ayakkabılarımın bağcıklarını zor olsa da yapmış ve asansöre binmiştim. Sonun da dışarıdayım. Havanın kapalı olmasına aldırış etmeden ağaçlara dokuna dokuna servisimin gelmesini bekledim. Okulun son haftası olması neticesiyle Ezgi, sürekli okulu asıp arkadaşları ile buluşmaya gidiyordu. Beni de çağırıyordu ama benim hiçbir yere gidesim yoktu. Merve'nin de ilk iki saat dersleri boş olduğu için uyuyacak daha sonra okula gelecekti. Tek başıma servisi beklemeye başladım. Salih amca da sağ olsun beni bekletmeden geldi, aferin sana tombiş şey.

-Günaydın kızım, bugün seninkiler yok mu? Hani neredeler?

-Merve daha sonradan gelecek Salih amca, dersleri boşmuş, Ezgi de geç kalmış siz gidin dedi.

Okulu astığını anlasa da anlamamazlığa vuruyor ve daha fazla üstüme gelmiyordu. Anlaşılan bugün o da günün de değil.

Bugün serviste yakın arkadaşlarımdan kimse yoktu, İpek de arkadaşıyla resim kursuna yazılmaya gitmişti. Servis boyunca sessiz sessiz oturdum, servise alanacak pek öğrenci olmadığı için, okula hemen gelmiştik. Servisten indim, Beden eğitimi dersimize giren o yalak hocayı, daha kahvaltımı bile yapmadan görmemek için bir hışımla kantine gittim. Taze simitin kokusu buram buram kokuyordu.

Kantinde beni karşılayan bizden yaşça büyük, orta kilolu, baş örtülü tontiş ablalar gülümseyerek bana bakıp,

-Ooo günaydın Lavinyacım, seni bu zamanlar da okulda görmek ne güzel. Gelmezsin diye düşünüyorduk.

-Valla bende öyle düşünüyordum ablacım ama şu aralar canım bir yerlere gitmek istemiyor.

-Boşver canım okul en iyisi, asmayın okulu gelin güzel güzel derslerinize girin

Bu işin sonunun bir nasihata gittiğini bildiğimden ve kısa kesmesi için,

-Abla bir poaça, bir simit bir de çay versene

-Buyur Lavinyacım, afiyet olsun.

-Sağ ol ablacım, sen bunu bizim hesaba yaz biz sana okul çıkışı öderiz.

Ablanın bıkmış suratını görmemek için boş bulduğum bir masaya oturdum ve poaçamı yemeye başladım. Ne yapalım yani alt tarafı okulun kantinine borç yapıp sonra vereceğiz diyorduk! Hoş verecek miyiz onu da bilmiyorum. Canımız isterse eğer öderiz, istemezsek de ödemeyiz.

Kahvaltımı yaptıktan sonra bahçeye gittim. Sıraya girdim ve o yüzünü görmeyi bile tahammül edemedğim beden hocamızı beklemeye başladım.

Ve geldi yalak!

-Günaydın gençler bugün nasılsınız bakalım? Hadi yine iyisiniz herkes serbest istediğini yapabilir.

'LAVİNYA'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin