gözümü kapatıp derin bir nefes aldım.
"beni niye sevmedin hirai?"
yavaş hareketlerle cebinden sigara paketini çıkardıktan sonra aynı yavaşlıkla çakmağı da çıkarıp sigarasını yaktı. ben inadına gözlerine bakarken o bana bakmamaya çalışıyordu. iki adımla aramızdaki mesafeyi kapatıp elimle çenesini tuttum.
"sana bir soru sordum beni görmezden gelmeyi kes."
elimi hızlıca kendinden uzaklaştırdıktan sonra sonunda bakışları beni buldu. bana öylece bakınca kalbim yine eskisi gibi hızlanmaya başlamıştı.
bundan nefret ediyordum.
kalbime söz geçirememekten nefret ediyordum.
bakışlarını bir süre yüzümün her tarafında gezdikten sonra sigarasından bir nefes çekti.
"bilmiyorum."
"ne?"
"bilmiyorum dahyun."
"beni çok üzdün sen" dedim sesim küçük bir çocuğun çemkirmesi gibiydi. " cidden çok acımasızsın. "
nefesini dışa verip ayakkabısıyla yere vurarak ses çıkarmaya başlayınca sinirle kolunu tuttum.
"bir daha gözüme gözükme tamam mı çalıştığım kafeye sırf mutlu olduğunu gözüme sokmak için geldiğini de biliyorum zaten bir daha seni görmek istemiyorum!"
benim bu sinirli halime nazaran onun aşırı sakin olması beni daha da sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyordu.
son kez maalesef hala aşık olduğum gözlerine bakıp ondan uzaklaştığımda
duyduğum son şey "bu birbirimizi
son görüşümüz olmayacak" diyişiydi.**
bundan sonra bölümler bunun gibi kısa olabilir bilmiyorum :)(