eleven

344 42 3
                                    

daegu'da annemle kaldığım 3 gün boyunca eski günlerdeki gibi hissetmiştim. birkaç şey dışında her şey aynıydı, annem hala sevgi dolu anlayışlıydı.

apartmanın asansörüne binip valizimi de içeri soktum ve oturduğum katı tuşladım.
evde yine yalnız olacaktım ve artık bundan pek hoşlanmıyordum.
işim ve arkadaşlarım burda olmasaydı annemle başka bir şehire taşınmak isterdim.
sonunda oturduğum kata geldiğimde kapımın önünde yere oturmuş ve kafasını ayakkabılığıma dayamış sarhoş bir momo beklemiyordum.

geldiğimi farketmemişti çünkü yarı uykulu bir hali vardı.
yüzüne doğru eğilip alkolün kokusunu alınca yüzümü buruşturdum. alkol ve sigara karışımı kokuyordu.

benim geldiğimi farkedince bağırdı.

"AAA dahyunum gelmişş benim bebeğimm dahyunumm." söylediği her kelimenin son harfini uzatıyordu ve sesi çocuk gibiydi, bu hali çok komikti.

kolundan tuttum ve ayağa kaldırmaya çalıştım.

"anahtarın nerede momo? ya da telefonun?" eliyle kapısı kapalı kendi dairesini gösterince ona içimden bir küfür savurdum.

kolundan tutup onu salondaki koltuğa zar zor oturttuktan sonra valizimi de alıp içeri girdim.
bir yandan da "neden her zaman seninle uğraşmak zorundayım ki?" diye mırıldanıyordum.

"çünkü bana aşıksın."

bu nasıl sarhoştu ya o kadar kısık sesli cümlemi bile duymuştu.

"yoo" dedim üzerimi değiştirmek için kendi odama girerken.

son duyduğum şey arkamdan 'yalancı' diye bağırışıydı.

**

valizimdeki kirli sepetine attıktan sonra üzerimi çıkarmış pijamalarımı arıyordum ki kapım açılmıştı.

üzerimde sadece iç çamaşırı vardı ve hirai momo tam da karşımda dikilip beni süzüyordu.

"çık odamdan hirai " diye bağırdım üstümü kapatacak bir şeyler ararken.
o ise beni takmayıp adımlarını bana doğru yaklaştırıyordu.
sarhoş olduğundan adımları da sağa sola gidip duruyordu ve benim yanıma kadar zar zor yürümüştü.
alkolün etkisiyle kızaran yanaklarıyla ve bana bakan simsiyah gözleriyle çok da güzeldi.

bana iyice yaklaştıktan sonra sağ elini yanağımın altına dayadı ve bir süre gözlerime baktı. ben ise heyecanlanmıştım ve ne yapacağımı bilmiyordum.
vücudumu görmesinden utanmıyordum daha önce çok kez görmüştü ama şuan farklı olan iki şey vardı.
birincisi artık sevgilim değildi ikincisi de şuan başka bir sevgilisi vardı.

ellerini yüzümden çektim ve 'hadi içeri git." diye mırıldandım.

yatağımın üzerine koyduğum pijamalı giymek için tuttuğumda arkamdan yaklaşık çıplak omzuma bir öpücük bıraktı.
neden bunu yapıyordu? neden böyle dengesiz davranıyordu ki anlamıyordum.

kollarıyla karnımı sardığında omzumda bir sıvı hissetmiştim.
hirai momo başını omzuma koymuş ağlıyordu.
kollarından kurtulup yüzüne baktım ama o gözlerini kaçırıyordu.

"iyi misin?"

"hayır. lanet olsun. çok aptalım." diyip yatağıma oturdu ve burnunu çekti.
hala iç çamaşırlı olmamı umursamadan ben de yanına oturdum.

"neyin var?"

"sadece seni çok özledim dahyun. yetmez mi? güzel dudaklarını öpmeyi özledim. sana sarılmayı özledim. ama lanet olsun ki her şeyi berbat ettim."

bir şey demedim çünkü diyecek bir şeyim yoktu. evet, her şeyi mahveden kendisiydi.

"şuan sarhoşsun o yüzden kafan karışık." dedim yataktan kalkıp pijamalı giymek için yeltenince.

fakat o kolumdan tutup beni tekrar karşısına oturttu ve birden dudaklarını dudaklarımda hissettim.
karşılık vermemek için çok direniyordum ama onu o kadar özlemiştim ki yüzsüzlük yapıp karşılık verdim. dudaklarımda gözyaşının tuzlu tadını hissedebiliyordum.
dudaklarımız özlemle birbirini bulurken bir yandan elini sırtımda gezdiriyordu. öpüşmemizi bozmayarak yarı çıplak kucağıma oturdu ve diğer elini sütyenimden içeri sokmaya çalışırken kendime gelip dudaklarımı hemen ondan çektim.

ne yapıyordum ben?

onu kucağımdan çektiğimde hala nefes nefeseydim ve onun da benden farkı yoktu.
yatağın üzerindeki pijamamı alıp odadan çıkarken sesimin titrememesini umarak seslendim.

"sen burda uyu ben salonda uyuyorum."

bu yaşadığım şey yüzünden kesinlikle ileride pişman olacaktım.

**

hate you // dahmoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin