elimdeki siparişleri dağıttıktan sonra su içmek için mutfağa girdim.
içtikten sonra bardağı tezgaha koyup çıkacaktım ki içeri jinyoung girince durdum. bana bir şey söyleyecekmiş gibi görünüyordu."dahyun, otursana konuşalım biraz hem yeni sipariş de yok şimdilik." başımı sallayıp gösterdiği sandalyeye oturdum.
nasıl başlayacağını bilmiyormuşcasına birkaç kez bir şey söyleyecekmiş gibi açtı ağzını fakat tek kelime etmeden kapattı. gerilmişti bunu anlayabiliyordum ve sebebini de gayet iyi biliyordum.
gay olduğunu bana daha önce söylemediği için suçlu hissediyordu.yaslandığım sandalyeden ona doğru eğilip elini tuttum.
"jinyoung, bana hesap vermek zorunda değilsin, ben senin arkadaşınım annen değil. anlatmak için kendini hâlâ hazır hissetmiyor da olabilirsin seni çok iyi anlıyorum bunları ben de yaşadım. bu yüzden kendini suçlama dostum."
"ben.. en yakın arkadaşlarımdan olduğun için sana anlatmadığım için kötü hissediyorum. zaten fark edeli çok olmadı ama sen beni onunla görmeden önce ben anlatmak isterdim." dedi dudağını büzerek.
sandalyeden kalkıp hafifçe omzuna vurdum.
"amaaan jinyoung bu kadar takma sen mutluysan bundan daha önemli bir şey yok benim için. ha sen söylemişsin ha ben görmüşüm ne fark eder?"
başını sallayıp gülümsedi.
patronum, jinyoung'a düşmekte de haklıydı şimdi hetero olsam ben de düşerdim. nesnel olarak düşünürsek arkadaşım jinyoung oldukça çekici biriydi. normalde daha önceden gelen çıkma tekliflerini kabul etmiyordu ama bu sefer o da patronuma fena düşmüş heralde.
"sen iyisin değil mi? hani momo'yu da gördün falan ya.." devamını getirmeyerek bakışlarını bana dikti.
ne kadar zor zamanlar geçirdiğimi biliyordu çünkü hep yanımdaydı.
"atlattım ben o günleri." dedim yalan söylerek. "onun için üzülmeyi çoktan bıraktım beni merak etme de sen kendine bak artık."
"ne olursa olsun yanındayım biliyorsun değil mi dahyun?"
"biliyoruuuum." dedikten sonra ona kısa bir sarılma verip mutfaktan çıkarmak için elinden tuttum.
o sırada mesaj gelince elimden kurtulup telefonunu açtı.
"kimdenmiş?"
"jaebeom'dan. japonya'dan gelen kardeşiyle buraya geliyormuş ille de tanıştırmak istedi her ne kadar istemesem de ısrarlarına dayanamayarak kabul ettim." dedi telefonunu cebine sokarken.
hmm'layıp tekrar elinden tuttum ve birlikte mutfaktan çıktık.
**
9 numaralı masaya da siparişlerini verip tezgaha yaslandım.
"yoruldun mu?" diye sordu tezgâhı silen jihyo.
başımı salladım. bugün çok müşteri yoktu aslında ama birden şaşırtıcı derece yoğunluk başlayınca hâliyle ben de yorulmuştum.
bileğimdeki saatime baktığımda sonunda mola saattinin geldiğini fark edip jihyo'ya söyledim. o da nefesini dışa verip "sonunda!" dedi ve yerini o moladayken mutfağa bakan çalışana bıraktı.ikimiz birlikte arka tarafa çıktık ve her zamanki yerimize oturduk.
anormal bir şey yoktu her şey aynıydı.
jinyoung sigarasını kül tablasında söndürürken bir yandan da telefonuyla ilgileniyor chaeyoung da sakızını sesli bir şekilde patlatıp elindeki dergiyi karıştırıyordu.
masanın üstünde duran termostan kendime kahve doldururken isteyen var mı diye sordum ama kimseden ses çıkmayınca omuz silkip kendime doldurdum ve arkama yaslandım.
bardaktan yükselen dumanı içime çekerken yüzüme vuran sıcaklığı hissetmeyi seviyordum. kahve hakkında her şeyi seviyordum aslında.
kimse konuşmuyordu, konuşacak konumuz da yoktu zaten.
telefonumu çıkarıp tarihe baktığımda noel'e yaklaştığımızı fark ettim. annem noel'de beni çağırmıştı onu görmeyeli yaklaşık 2 ay olduğundan ben de onu özlemiştim.
depreyondayken beni hep yanına çağırmıştı ama ben o halimi ona göstermemek için daha iyi olduğumu söyleyip geçiştiriyordum.
yalan konusunda iyiydim. pinokyo olsaydım burnum şu an arşa falan çıkardı herhalde.tam twitter'a girecektim ki solumda jinyoung kolumu dürtüklemeye başladı. gözümü telefondan ayırmayıp 'hıı' diye mırıldandım.
sesim komik çıkmıştı ama umursamıyordum.
hâlâ kolumu dürten jinyoung'a bağırdım.
"ne var jinyoung neeee??!!"
bir şey demeyip gözüyle bir noktayı işaret ettiğinde derince bir of çektim.
neden şu hayatta en son görmek istediğim kişi her zaman karşıma en çok çıkan kişi oluyordu ki?
**
biraz da jinyoung'u abartalım😉👍