son kez maalesef hala aşık olduğum gözlerine bakıp ondan uzaklaştığımda duyduğum son şey "bu birbirimizi son görüşümüz olmayacak" diyişiydi.
eve geldiğimden beri dediği şeyin anlamını çözmeye çalışıyordum. benden ayrılan kendisi olduğu halde peşimi bırakmayacak ve sırf üzülmem için mutluluğunu gözüme mi sokacaktı yani? umarım bunu yapmazdı.
şimdi şöyle bir durum var; birini unutmaya çalışırken sürekli karşında görürsen onu unutman pek de mümkün olmaz - ki ben onu yıllarca görmediğim halde hiç unutamamıştım bile-
bende bir sorun olmalıydı artık bundan emindim. benden başka kimse 3 yıl görmediği birini hala sevmezdi bence.
evet tam 1 saattir oturmuş selena'nın rare albümünü dinlerken bunları ve daha fazlasını düşünüyordum. ilişkisi bitmiş çoğu insan gibi kendimde ne hata olduğunu da düşünüyordum tabi hem de her gün. ben bu kızla kafayı bozmuştum resmen yoksa yıllar geçmesine rağmen bunları düşünmemin başka açıklaması olamazdı. üstüne selena'nın şarkıları beni tam da bu havaya sokuyordu.
kadın tam bir müzikal dehaydı bir kere üstelik onunla ortak bir yönümüz de vardı, terk edilmiştik.
ama o, zaman da alsa bunu atlatıp eskisinden daha da güçlü birine dönüştü bense eskiye takılı kalmaya devam ediyordum. sanırım aramızdaki en büyük fark buydu.
ayaklarımı kanepeye uzatıp laptopumu kucağıma aldım. bir yandan da şarkıyı anlamak için gözümü kapatıp dinliyordum.
seninle israf olan çok gece var
hala tadını alabiliyorum
bundan nefret ediyorum,
keşke geri alabilseydim çünkü
eskiden yakındık ama tanıdığın
insanlar tanımadığın insanlara dönüşebilir
ve en acıtan da tanıdığın insanların tanımadığın insanlara dönüşmesidir
şarkının sözlerinde doğruluk payı olmayan hiçbir cümlesi yoktu. insanlar göz açıp kapatıncaya kadar değişebiliyordu.
bir gün seni seviyorum diyip ertesi gün tekmeyi basabiliyorlardı. bazı şeyleri bu kadar düşünmekten ciddi anlamda nefret ediyordum.
laptopu tekrar koltuğa bırakıp kahve yapmak için ayağa kalktım fakat ayağa kalkarken ayağım yerdeki şişeye takılınca yeri boylamıştım.
tanrıya şükür kafamı çarptığım yer halıydı eğer fayansa çarpsaydım ağır bir hasar alabilirdim. o şişeyi oraya koyan chaeyoung'a bir küfür savurup ayağa kalktım. geçen gün işten sonra hep birlikte benim evimde içip ertesi gün de işe geç kalmıştık maalesef ama yanımızda jinyoung da olduğu için patronum kızamamıştı. tamam sinirlenmişti ama sadece azarlamıştı onu da hak etmiştik.
kafamı her ne kadar halıya da çarpsam çarpan kısmı ağrımaya başlamıştı. oflayarak ayağa kalktım ve buzluktan buz alıp kafama tutarken diğer elimle de ısıtıcıya su koyuyordum.
sonunda suyu koyup düğmeye bastıktan sonra koltuğuma dönecekken zilin çalmasıyla duraksadım.
bana bu saatte kimse gelmezdi ki?
elimle tuttuğum kafamdaki buzu çekmeden merakla kapıya doğru yürüdüm.
gördüğüm kişi şuan en son görmek istediğim kişi bile değildi.
**