🎵Eskitilmiş Yaz- Uyursam geçer mi?Oy verip yorumlarınızı belirtirseniz çok sevinirim! Keyifli okumalar!
Hayat her zaman çok acımasız gelmişti bana, bir insan olsaydı benim gözümde; o kişi kesinlikle babam olurdu. Acımasız ve umursamaz, düştüyseniz kalkmanıza izin vermeden bir tekme daha yerdiniz.
Adamın yardımını reddederek kamyona zor da olsa çıkıp derin bir oh çektim, içerisi o kadar sıcaktı ki anında mayışmıştım. Direksiyona oturduktan sonra ayaklarıma baktı ve "Sana ne yaptılar kızım?" dedi.
Sesine sezdiğim acıma duygusu kendimi düşürdüğüm durumun küçüklüğünü bir kez daha gösteriyordu bana.
"Adım Mehmet. Bak kapının orda açılmamış bir su şişesi var al iç onu." Arabayı çalıştırırken beni neden düşündüğünü merak ediyordum, ne yani sadece dümdüz iyi bir insan mıydı yok beni kandırıp Çetin'in yanına mı götürecekti?
"Telefonunuzu kullanabilir miyim?" Ağlamaktan çatallaşan sesimle kurduğum cümleyi idrak ettikten sonra hafifçe sola doğru yükünü verdi ve sağ ön cebinden telefonunu çıkarıp bana doğru uzattı. Elimi uzatıp telefonu alırken gözlerim ellerime takıldı, çamur kalıntılarıyla birlikte o kadar pis görünüyordu ki dikkatli bakınca bütün vücudumun pislik içinde olduğunu gördüm. Elimi montuma sürtüp temizlemeye çalışırken "Dert değil kızım." dedi Mehmet amca.
Gözlerime yine yaşlar birikirken kafamı teşekkür edercesine salladım yoldan bir anlığına da olsa gözünü çekip bana bakan adama. Biraz da olsa üstüme sürtüp çamur kalıntılarından temizlediğim elime aldım telefonu, ablamın numarasını hatırlamaya çalışırken kaşlarım çatılmış gözlerim kapanmıştı. Öyle bir durumdaydım ki, adımı bile unutmuş olabilirdim. Yaklaşık iki dakika düşünüp toparlayabildiğim numarayı çevirip kulağıma götürdüm, "Ne olur ölme. Yalvarırım ölmüş olma" diye kendi kendime fısıldarken numaraya ulaşılmadığı yankılandı ahizede.
Başka bildiğim hiçbir numara yoktu, hoş olsa da kimseye güvenemezdim artık. Kapatıp bir ümit yeniden numarayı çevirdiğimde yine aynı sonucu aldım.
Yeniden ararım diye düşünerek telefonu kucağımda bıraktıktan sonra kapının yanındaki açılmamış su şişelerinden birini alıp açtım ve kana kana içmeye başladım. Şişedeki su bittiğinde Mehmet amca "İstediğin kadar iç." Dedi. Şişeyi yanıma bırakıp önüme döndüm, ön camdaki sigara paketini gördüğümde kendi cebimi kontrol ettiğimde sadece çakmağımı buldum, sigara paketini düşürmüş olmalıydım.
"Sigaranızdan alabilir miyim?" Utanarak söylediğim cümleye karşın elini uzatıp al dercesine kafasını salladı. Bir dal alıp cebimden çıkardığım çakmakla yaktığımda, çektiğim nefesle birlikte gözlerim kapandı. Aldığım nikotinin verdiği rahatlamayla rahatça arkama yaslanabildim.
"Polise gitmek istemediğinden emin misin? İleride bir karakol var, o tarafa dönebilirim." Soru işaretleriyle yüzüme baktı.
Kafamı iki yana sallamamla "Peki." Deyip önüne döndü. "Kırk dakikaya merkezde oluruz."
Kaşlarım çatıldı. "Sizi yolunuzdan etmiyorum değil mi? Beni merkeze yakın bir yerde de bıraksanız olur, zahmet etmeyin." Birini zahmete sokmanın verdiği utanç yüzümü kızartırken "Ben zaten merkezden geçecektim kızım. Uzun yola gidiyorum." Dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜVEYDA
Novela JuvenilDostu sandıkları tarafından ihanete uğradığını öğrendi. Gözlerinin içine bakarak kalbini dağlayanlara, yaş dolu gözlerin bulanıklığının ardındaki yeni düşmanlarına gözlerini dikti; yapmadığı bir şeyin bedelini ödetmek isteyen senelerdir pusuya yatmı...