IKILY:YEDİ

1.5K 91 11
                                    

İyi olan şeyler hakkında konuşalım - son birkaç gündür Soobin futbolda yavaş yavaş gelişiyordu ve artık koç tarafından azar yemiyordu, bu yüzden Yeonjun'a minnettardı.

Öte yandan, Yeonjun gelişmiyordu ve bu Soobin'i sinirlendiriyordu - çünkü Yeonjun soruları nasıl çözeceğini ve cevaplayacağını biliyordu, ancak onları yazıp beynini kullanacak kadar umursamıyor gibiydi.

Yani teknik olarak Yeonjun hala fen de başarısız oluyordu.

"Fen ödevini unutma, notlandırıldı." Soobin, kitaplarını göğsüne sıkıca tutarak, dedi.

"Ah?" Yeonjun, kütüphanede otururken telefonuna bakarak dedi. Soobin gözlerini devirdi.

"Yeonjun, ciddi ol. Yarın başka bir sınavımız var. Bu arada, sana sorduğum soruları yaptın mı?" diye sordu Soobin.

"Hayır." diye yanıtladı Yeonjun, instagram da dolaşıp seksi kızların resimlerine ateş emojileri atıyordu.

"Dikkatsiz olmayı bırakmazsan başarısız olmaya devam edeceksin. Fen de iyisin, yemin ederim! Lütfen bana inan." Soobin yavaşça söyledi.

"Saçmalama kapa çeneni. Fen’i berbat ediyorum, bunu biliyoruz. Ve ödevler kimin umurunda ki? Sadece- bakıyorum." Yeonjun dedi ve sonra ayağa kalktı.

Soobin, onun yanlarındaki masaya doğru yürüdüğünü izledi, burada 14 yaşında bazı çocuklar oturuyordu, onlar fortnite hakkında konuşurken ödevlerini önlerine koydular.

"Hanginiz fen biliyor?" Yeonjun, tüm dikkatlerini çekmek için ellerini masaya çarparak sordu. Çocukların yüzleri soluk, gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

"O-o." İçlerinden biri hızlıca, büyük boy gözlükleri olan birini işaret ederek dedi ve hepsi onun korkuyla yutkunduğunu gördüler.

Yeonjun öne doğru eğildi, çocuğun gözlüğünü çıkardı ve sonra masaya fırlattı. "Ödevimi bu akşam bitirir ve bana ver, yoksa seni iç çamaşırınla ​​soyunma odasına asarım. Yani, beğensen de beğenmesen de bitir. Anladın mı?" Yeonjun alçak sesle homurdandı ve aceleyle başını salladı, korkmuş görünüyordu.

Soobin ona doğru koştu. "Hey, hey! Hayır, bunu yapmıyorsun." Soobin, Yeonjun'a dik dik baktı. Soobin çocuğa gözlüğünü uzattı.

"Üzgünüm, işinize devam edin." Soobin, sonra Yeonjun'un kolunu tuttu ve onu kütüphanenin diğer tarafına sürükledi.

"Bana toplum içinde dokunma!"dedi Yeonjun ve Soobin çabucak Yeonjun'un kolunu bıraktı.

"Öyleyse o çocuklara zorbalık yapmayı bırak! Bunu yapıyorsun- beni duyuyor musun? Sen. Ben ve o çocuklar değil,nasıl olduğu umrumda değil." dedi Soobin

Yeonjun, "Gerçekten akıllıysan beni motive et o zaman." diye alay etti. Soobin durdu. Üç saniye düşündükten sonra başını salladı.

"Tamam, tamam. Seni motive edeceğim, ama burada değil. 10 dakika sonra odanda, tamam mı?" Soobin, Yeonjun'un kafasını karıştırarak dedi.

| Yeonjun'un odası |

Soobin, Yeonjun'un odasına yastık, terlik, ikonik çoraplar, eşofman altı, bol bir gömlek, gözlük, süveter ve ceket giyinmiş bir şekilde girdi.

Yeonjun hırıldadı, "Bu ne? Ve bunun moda olmadığını söyleyebilirim. Tam bir aptal gibi görünüyorsun!" Masaya vurarak atarak güldü.

"Sanırım gerçekten bir inek gibi görünüyorum." Soobin mırıldandı. Yeonjun'un ev ödevini çıkardı ve masanın üzerinde tuttu.

[M]  I HATE MY FUCK BUDDY  || YEONBIN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin