[M] I HATE MY FUCK BUDDY || YEONBIN ✔

IKILY:OTUZ DOKUZ

Yeonjun, kapının yanında duran siyah saçlı çocuğa baktı, gözleri iri, öfkeli ve vay canına - Yeonjun, Soobin'i hiç bu kadar kızgın görmemişti.

Soobin parmakları seğirerek soyunma odasına girdi. Beomgyu ne olduğunu bilmek isteyerek sessizlik içinde yutkunarak yürüdü.

"Güreş yapıyorduk!" Jihoon ağzından kaçırdı.

Soobin'in gözleri karardı, kafasını eğdi, "Senin  sorunun ne?" Soobin bağırdı ve Jihoon yutkundu.

"Soobin, ben-ben-" Jihoon başladı.

Yeonjun, Soobin'e baktı ve Soobin'in ona baktığını fark etti. Soobin onunla konuşuyordu. Jihoon da kafası karışmış görünüyordu.

"Neden ikiniz öpüşüyordunuz?" Soobin, gözlerini genişleten Yeonjun'u tersledi.

"Soobin, bekle! O-onu öpmedim! O-" diye başladı Yeonjun.

Soobin uzanıp onu duvara doğru itti, "Bunu hep yapıyorsun Daniel. Sana bir saniye güveniyorum ve sonra-"

"Daniel?" Jihoon sustu, sesi kısıktı.

Beomgyu aniden elini ağzının üzerine koydu.

"Bekle -biz seks yaparken ismini inlediğin adam mı ???" Jihoon tersledi.

Yeonjun dondu. Soobin arkasını döndü ve Yeonjun kendi kendine gülümsedi, "Ben-ben miydim?" Yeonjun, bu ani olaydan biraz mutlu bir şekilde fısıldadı.

"Oh, sikik kapa çeneni!" Soobin, "Neden onu öpüyordun?" Diye tersledi.

"Ben-" Jihoon başladı ve sonra inledi, yüzünü elleriyle kapatarak
"Bilmiyorum! Ben sadece...Çok kızmıştım, çünkü bu adam için beni tamamen görmezden geliyordun. Ve sonra onun adıyla inledin.Seks sırasında bir adamın adı, Soobin. Gerçekten çok kızmıştım ama bunu göstermek istemedim. Yani- "

"Yani beni aldatmaya mı karar verdin?" Diye sordu Soobin, öfkeyle damlayan sesiyle.

Jihoon yutkundu ve aşağı baktı, "Tabii ki hayır! Sadece oldu! Yeonjun buradaydı ve sonra-bilmiyorum. O işin içindeymiş gibi görünüyordu." Jihoon mırıldandı.

"Gerçek olan ne? Ben değildim! Ben düzüm, pislik-" diye başladı Yeonjun.

Soobin arkasını döndü ve Yeonjun hızla ağzını kapattı.

"Sikik çeneni kapa !" Soobin homurdandı ve Yeonjun başını salladı ,tuhaf bir şekilde gözü korkmuştu.

Soobin Jihoon'a baktı, "Siktir git!"

"G-gerçekten öyle demek istemedim, yemin ederim! Bugün gerçekten çok üzüldüm! Bana kaplumbağa osuruğu dedin, canım yandı. Sonra Yeonjun'a karşı çok dokunaklı ve yapışkandın, ama sonra etrafımda garip ve rahatsız davranıyordunç Neden bana evet dedin? " Jihoon yorgun bir şekilde sordu.

"Neden ben?" Yeonjun boynunun arkasını kaşıyarak mırıldandı.

"Gyu ya da başka birine bulaşamaz mıydın? Yani, daha çok senin tipin gibi görünüyorlar." Yeonjun devam etti.

Beomgyu'nun gözleri genişlemişti, yüzünde bir inançsızlık ve tam bir şaşkınlık ifadesi vardı.

Orospu gibi, ne olduğuna inanamıyordu.

Jihoon kızardı, "S-Sadece kapa çeneni." Jihoon kısık bir sesle dedi ve Soobin kaşını kaldırdı.

"O gün üstte olmamı istedin, değil mi?Bana altta olduğumu sorduğunda? Hm?" diye sordu Soobin.

Yeonjun, gözleri genişleyerek arkasına döndü. Soobin'in söylediklerini duyan Yeonjun, kahkahayı patlatmamak için parmak eklemlerini ısırmak zorunda kaldı.