[M] I HATE MY FUCK BUDDY || YEONBIN ✔

IKILY:ON ÜÇ

"Choi!"

Soobin yürümeye devam etti.

"Soobin!"

Soobin yürümeye devam etti ama daha hızlıydı.

"Choi Soobin!" Soobin durdu, arkasına döndü, dik dik baktı.

"Ne halt istiyorsun?!" Sinirlenerek tersledi ve önünde duran mavi saçlı çocuğun kaşlarını çattığını gördü.

"Göz ardı edilmekten hoşlanmıyorum." Yeonjun sızlandı.

"Şey, kötü muamele görmekten hoşlanmıyorum, bu yüzden ikimiz de kaybedeniz." Soobin, uzaklaşmak için geri döndü.

Bugün Pazartesi sabahıydı. Derslerin başlamasına hala 20 dakika vardı ve Soobin, Yeonjun'un saçmalıklarına hazır değildi.

Soobin dün geceden sonra yurduna geri döndüğünde Yeonjun'dan nefret ettiğine karar verdi. Nefret derken, Yeonjun'a hâlâ, ona bu kadar kötü davranmasının canını yakacak kadar şişman bir aşık olduğunu kastediyordu.

"Dinle Bin. Seninle gerçekten konuşmak istiyorum." dedi Yeonjun, Soobin'in yanında yürürken.

"Ben yokum."

"O zaman sadece dinle!" Yeonjun, Soobin'in kolunu kavradı ve onu ters çevirdi.

"Neyi dinleyeyim? Lucy'ye ne yaptığını mı? Eğlendin mi? Onu siktin mi? -" Soobin irkildi ve Yeonjun içini çekti ve sonra Soobin'i kapıcı dolabına sürükleyerek içeri girip arkalarından kapıyı kapattı.

Yeonjun, Soobin'i duvara bastırdı ve Soobin ona birkaç saniye kızarak baktı ve sonra Yeonjun'un kıkırdadığını duydu.

"Onunla yatmadım."

Soobin durdu, "Ne?"

"Hiç mesaj atmadım ya da onu aramadım. Olanlar için kendimi kötü hissettim. Sadece kafam karıştı, ama bunları sana söylememeliydim." Dedi Yeonjun ve Soobin yutkundu.

"Tuhaf değil mi? Yani, biriyle takılırsan ve sonra aniden sana onun ya da erkek arkadaşı diye seslenirse ne hissederdin?" Yeonjun, sözlerinin geçerliliğinden emin olarak yavaşça söyledi.

"İğrenç olduğunu söylediğimi biliyorum, ama gey meselesi hakkında konuşmuyordum, benim için sorun olmadığını biliyorsun, değil mi? Erkek arkadaşın olduğumu, açıkça olmadığım halde nasıl dediğinden bahsediyordum.Hala uygunsuz, Bin. " Yeonjun devam etti.

Soobin anlıyordu ve bu tamamen doğruydu. Açıkça birisine benim sevgilim demek doğru değildi, öyle değildi. Soobin için kesinlikle acıtıyordu, çünkü Yeonjun'un onun olmasını istiyordu.

"Anladım." Soobin, Yeonjun'a küçük bir gülümsemeyle cevap verdi.

"Bin, söylemeye çalıştığım şey, bu kadar gereksiz yere sert olmamam gerektiğiydi." Yeonjun uzağa bakarak mırıldandı.

Soobin'in özür dilediği sırada Yeonjun'dan keşfettiği bir şeydi. Yeonjun yana bakmaya devam etti, bu yüzden Soobin yanağını dürttü ve Yeonjun'un ona bakmasını sağladı.

"Kimseye özür dilemiyorum, bu yüzden bunu iyi karşılasan iyi olur." Yeonjun dedi ve Soobin güldü.

"Beni dene."

Soobin, sonra Yeonjun'un gömleğini tutmak için ellerine uzandı, "Özrünü kabul ediyorum. Sadece kötü davrandığın için üzüldüm. Atari salonunda çok iyi vakit geçirdik ama sen o kızla flört etmeye başladın-"

"Peki ya ? "

"Um .. Demek istediğim, tam oradaydım-"

"Woah- bekle!" Yeonjun bir adım geri çekilerek dedi.