Yıl: 24 Ocak 2022
Zombi istilasının üzerinden tam olarak 1 yıl geçmişti. 2020 yılında başlayan ve insanların ölümüne sebep olan hastalıkla başlamıştı her şey. Bu tehlikeli virüs ile yaşamayı öğrendiğimiz sırada hayatımız daha da kötüleşiyordu fakat kimse bunun farkında değildi. Aşının bulunması ile herkes derin bir nefes alırken, asıl tehlikenin bu aşı olduğundan habersizlerdi. Kim bilebilirdi ki? Elbette eski yaşantılarının sona erdiğini, yeni bir düzene ayak uydurmaları gerektiğini biliyorlardı. Fakat, zombi istilasını kimse bilemezdi. Hazırlıksızlardı.
Şimdi ise hem zombilerden kaçıyor hem de zombilerden daha tehlikeli olan insanlardan uzak durmaya çalışır olmuşlardı. Zombilerin amacı belliydi fakat insanların ne istediği, ne düşündüğü ya da neyi amaçladığını kestiremiyorlardı. Yaşamak için öldürmek yoğunluktaydı. Artık kim olduğunuzun bir önemi yoktu. Kadın, çocuk, yaşlı.. kimsenin umrunda değildi. Kim güçlüyse hayatta kalırdı.Han Jisung, hayatta kalmak için bir çeteye katılmıştı. Onlar gibi biri değildi. Sadece onları koruyordu çünkü o iyi bir keskin nişancıydı. Çetesinde olduğu adamlar işlerini hallederken o, korumalık yapıyordu. Ayrılmayı düşünüyordu ama buna izin vereceklerinden emin değildi. Jisung, sandıkları kadar sadık biri de değildi. Onlar hakkında planları vardı. Sadece onları bırakıp gitmeyecekti. İşine ne yarayacaksa alacak yani hırsızlık yapacaktı. Bu onu nankör biri mi yapardı? Belki de.. ama umrunda değildi. Bunun için doğru zamanı bekliyor, kafasında kurduğu planları hayata geçirmek için sabırsızlanıyordu.
Gece çöktüğünde ateş yakılmıştı. Sınırlı sayıda olan yemeklerinden yiyorlardı. Jisung yemeğini yerken kafasında döndürdüğü binbir tilki ile etrafını izliyordu. Güvenilmez biri olduğu kesindi ama kesinlikle çok zeki biriydi. Bulunduğu çeteye de zekası ve yeteneği sayesinde girebilmişti. Yalnız da hayatta kalabileceğinden oldukça emindi. Sadece bir yere ait olmak istemişti. Sebebi ise, tarafını seçmek zorunda kalmasıydı. Yoksa zombiler tarafından değil, bu insanlar yüzünden zora düşebilirdi. Jisung her zaman işini sağlam kazığa bağlamaktan yanaydı. İstiladan önce de böyle biriydi.
Sonunda herkes uyumak için köşesine çekildiğinde, Jisung'un işe koyulma zamanı da gelmişti. Yanından hiç ayırmadığı dürbünlüsünü omzuna asıp ayaklandı. Sessiz olmak zorunda olduğunu biliyordu bu yüzden yavaş hareket ediyordu. Tabii, bu sırada kendi yavaşlığına da sinir oluyordu. Silah dolu çantayı aldıktan sonra, yiyecek erzaklarına doğru adımladı. Karşısına bir zombi çıksa bu kadar gerilmeyeceğini geçirdi içinden. Tekrar yere eğilip, yiyeceklerin olduğu çantayı da aldı. Artık daha fazla bir şey alamazdı. Alsa da, bu onu yavaşlatırdı. Son kez etrafına baktıktan sonra bulundukları yerden hızla uzaklaşmaya başladı.*
"Hey!"
*Arkasından duyduğu sesle küfür savurup koşmaya başladı. Onu görmüşlerdi ve büyük ihtimal öldüreceklerdi. Henüz ölmeye hazır olmadığı için tüm nefesini ortaya koyarak koşmaya devam etti. Ormanda oldukları için onları atlatmak biraz daha kolaydı. Yine de olabildiğince ses çıkarmadan ilerlemesi gerekiyordu.. zombiler sese duyarlıydı. Koşarken ileride bir ateşin yandığını gördü. Onlardan başka birileri de mi vardı? Bu belki kurtuluşu olabilirdi. Silah sesi duyduğunda refleks olarak eğildi. Bilerek ateş ettikleri ortadaydı onlar yakalayamazsa, zombileri peşine takacaklardı. Ateşin yandığı kampa yaklaşmak üzereyken bir şeye takılıp yuvarlanmıştı. Belli ki kampa gelmek üzere olan tehlikelerden biri olursa, bu tuzak onları durduracaktı. Kurban ise Jisung'du.
"Kimsin sen? Burada ne işin var?"
*Gözlerini açtığında kafasına doğrultulan silahları görmesi bir olmuştu. Kalkmak istediğinde ona silah doğrultanlardan biri omzuna ayağı ile bastırmıştı. Nefes nefese kaldığı için konuşamıyordu.*
"Silah seslerini duyduk, kimden kaçıyorsun? Buraya gelerek başımızı belaya mı sokmak istiyorsun sen?"
*Bir dakika işareti yaparak konuşanı susturdu. Kendini toparlayıp, kendini ifade etmeye çalıştı.*
"Bir grup kötü insandan kaçıyorum. Beni ve erzaklarımı esir aldılar. Bir yolunu bulup, onlardan kaçmayı başardım ama beni gördüler ve şimdi buraya geliyorlar. Lütfen, bırakın gideyim."
*Başındakiler birbirlerine bakmaya başladılar. Jisung'un yalan söyleyip, söylemediğini anlamaya çalışıyorlardı. Cevap basitti; o, çetesinden kaçan bir hırsızdı. Onlar bunu konuşurken diğerleri çoktan yaklaşmıştı.*
"Lütfen beni onlara teslim etmeyin. Size yardım ederim, şu çanta silahlar ile dolu diğeri de yemeklerle. Sizinle paylaşırım. Lütfen."
*Tekrar silah sesi duyulduğunda, silahlar ormana doğru çevrilmişti. Jisung endişe ile yerde sürünmeye başlamıştı. Kaçabileceğini sanıyordu ama elbette ki yanılıyordu. Şu an bulunduğu durumu özetleyecek olursa 'iki ucu boklu değnek' diyebilirdi. Bir el onu yakasından tutup, yerden kaldırmıştı.*
"Dur bakalım, hiçbir yere gitmiyorsun. Açtığın belayı temizleyeceksin."
*Yutkunup, onu yerden kaldıran adama baktı. Kesinlikle teslim edeceklerdi. Silah sesleri çoğaldığında, diğerleri de karşılık vermeye başladı. Jisung korku dolu gözlerle etrafına bakıyordu çünkü zombiler de her an gelebilirlerdi. Adam, bu baş belası çocuğu teslim etmek için zamanları olmadığını fark etti.*
"Mermilerinizi harcamayın, herkes arabalara!"
"Ben! Ben de geleceğim değil mi?"
"Kes sesini pis sıçan."
*Adam onu itip önden yürütmeye başladı. Diğerlerinin çantaları alıp, arabaya koyduğunu görünce rahatlamıştı. Zombiler bulundukları yere geldiğinde daha hızlı hareket edip arabalara bindiler. Jisung ağzını açıp bir şey diyemiyordu bile. Eğer konuşursa kafasına indirmelerinden korkuyordu. Ama en azından şimdilik güvendeydi. Arabası olan çok sınırlı insanlardandı bu kişiler. Belli ki onlar da güçlü ve tehlikeli sayılacak türdendi.*
"Ben, Jisung. Han Jisung."
"Sormadık."
*Onu tersleyen uzun, sarı saçlı çocuğa baktı. Bir an içinden elfe benziyor diye geçirdi. Gözlerini devirip önüne döndü. Ne bekliyordu ki zaten. Hemen kaynaşıp, aralarına alacak değillerdi. Ama çok sinirli oldukları kesindi. Haklı olarak.*
"Beni öldürecek misiniz?"
"Şu öndeki arabayı görüyor musun? Oradaki buna karar verecek."
"O Kim?"
"Lee Minho."
*Jisung, önde giden arabaya gözlerini dikti. Lee Minho'nun onu öldürmemesi için elinden geleni yapmaya karar vermişti. Ne isterse yapmaya hazırdı.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apocalypse. ┇Minsung.
FanfictionArtık dünya eskisi gibi değildi. Zombiler, tehlikeli çeteler ve hayatta kalma mücadelesi. Bütün bu vahşi duyguların içinde diğer insani duygulara yer var mıydı? Çift: •Minsung