Hyunjin gözlerini açtığında odasındaydı. Başında ise Profesör Rain bekliyordu. Başındaki ağrı ile yerinden kalkmaya çalıştı ama başadamadı. Aldığı darbe yüzündendi. İlk konuşan Rain olmuştu.
"Sonunda uyanabildin. Adamlarımı sana sert davrandıkları için azarladım merak etme."
Hyunjin sinirle bakıyordu. Neler olduğunu yavaş yavaş hatırlamaya başlamıştı. Rain oturduğu yerden kalktı ve Hyunjin'in yatağına doğru yaklaştı.
"Gördüklerini arkadaşlarına anlatırsan, oradakiler gibi olursun. Yeterince açık olduğumu düşünüyorum."
Hyunjin iyice gerilmeye başlamıştı. Elbette çocuklardan bunu saklamayacaktı. Başını tuttu.
"Bir şartla anlatmam. O gördüğüm köpeği sahiplenmek istiyorum. Bunu yaparsan kimseye bir şey anlatmam."
Böylece Hyunjin ve Rain anlaşmış oldular. En azından Rain öyle sanıyordu. Çocuklara ise yeni silinen yerden geçerken düştüğünü ve buradaki doktorların onunla ilgilendiğini anlatacağını söylemişti. Rain tatmin olmuş olacakki doktorları gerçekten de onunla ilgilenmeleri için göndermişti. Rain kendini zeki sanıyordu fakat Hyunjin ondan daha zekiydi. Minho ve Chris'in anında bir şeyler planlayacağını ve buradan kurtulacaklarını biliyordu. Doktorlar, Hyunjin'in yanına köpekle birlikte gelmişlerdi. Sırada çocuklara olan biteni anlatmak vardı.
Yemek saati geldiğinde hepsi yemekhanede buluşmuştu. Çocuklar elbette Hyunjin'i sorulara boğuyordu. Üstelik köpeği de yanında getirmişti. Hyunjin olan biteni sessizce anlatmıştı. Bulduğu yeri, saldırıya uğramasını, köpeği nasıl aldığını.. hepsini tek tek anlatmıştı. Bu kesinlikle diğerlerini sinirlendirmişti. Ama Hyunjin'in anlaşmasını biliyorlardı. Buna uygun hareket etmek zorundalardı ki başlarına bir şey gelmemeliydi. Hiçbir şeye karışmadan buradan çıkıp gitmeleri gerekiyordu. Ama şüpheli davranmamalılardı. Olayın üstüne gitmek isterlerse anlaşılırdı. Birkaç gün daha kalacaklardı. Yanlarına gelen çocukla başlarını kaldırdılar.
"Merhaba ben Profesör Rain'in yardımcısı San. Tanıştığımıza memnun oldum. Sizlere silahlarınızı geri vermem söylendi. Yemeğinizi yedikten sonra beni silahlarınızı bıraktığınız yerde bulabilirsiniz. Afiyet olsun."
Herkes şaşkınlıkla San'a baktıktan sonra ona teşekkür edip, arkasından gidişini izlediler. Silahlarını geri alacak olmaları güzel bir şeydi. Hyunjin'i yeterince korkuttuklarını düşündüklerinden silahları geri veriyorlardı. Sonuçta bir yanlış yapamazdı. Silahları olsa bile buradaki kimseye karşı koyamazlardı. Daha kalabalıklardı. Jisung, Minho'ya baktı.
"Demek ki oradaki hayvanlar göz boyamaktı. Asıl hedefleri insanlar."
Minho onu onayladı.
"Haklısın stres topu. Bu insanlar düşündüğümüzden daha tehlikeli."
Minho'nun herkesin içinde ona stres topu demesi Jisung'u gereksiz yere utandırmıştı. Çocuklar onların yakınlaştığını zaten biliyorlardı ama yine de utanmıştı. Alışması da uzun sürecek gibi duruyordu zaten. San'ın dediği yere gidip silahlarını aldılar ve odalarına çekildiler. Jisung üstünü çıkarıp yarasına baktı. İzi geçmeyecekti elbette ama böyle görünmesi de sinirini bozuyordu. Minho bunu fark edince onu yatağa uzandırdı ve üstüne çıktı. Yarasına öpücükler konduruyordu. İyi hissetmesi için yapıyordu bunu. Bir de öpmüş olmak için. Jisung, bu sefer cesur davranıp, onun saçlarını okşadı. Onunla başka şartlarda, istila olmasaydı işte o zaman karşılaşsaydı.. mükemmel bir çift olabilirler miydi? Neden bunu düşünmüştü ki şimdi? Belki de bu fikir hoşuna gitmişti. Minho yara izine öpücük kondurmayı bırakıp dudaklarına yöneldi. Jisung onu kendine doğru çekip öpmeye başladı.
Hyunjin iyice gece çöktüğünde Kkami ismini koyduğu köpeği ile biraz yürüşe çıkmak istemişti. Ortalık sessizken biraz kafa dinleyebilirdi üstelik. Kkami ile koridorları dolaşırken San'ı gördü. Eşyalarını toplamıştı. Gidiyor muydu? O zaman neden bu kadar sessiz olmaya çalışıyordu ve etrafı gözlüyordu ki? Hayır gitmiyordu. Resmen buradan kaçıyordu. Hyunjin nedense hep görmemesi gereken şeyleri görüyordu. Kkami, San'a doğru koşmaya başlayınca içinden küfürler savurdu ve arkasından gitti. San onları görünce olduğu yerde kaldı. Hyunjin, San'a doğru baktı.
"Kkami ile yürüyüşe çıkmıştım."
"Kkami mi? Ona bu ismi mi verdin?"
Hyunjin onu onaylamak için başını salladı. San sadece gülmüştü.
"Size iyi şanslar Kkami ve Hyunjin. Ben gidiyorum."
Yürümeye başladığında Hyunjin onu kolundan yakaladı ve durdurdu.
"Neler döndüğünü bildiğin için buradan kaçıyorsun. Uzun zamandır burada olduğunu biliyorum. Bize yardım edersen çocuklar ile arkanı kollarız ve buradan birlikte çıkarız. Sadece Minho hyung ve Chris hyung'a bütün bildiklerini anlat."
San, bir süre düşündü. Tek başına kaçmaya çalışmak tehlikeli olabilirdi. Bu insanlara ne kadar güvenebilirdi bilmiyordu ama başka bir şansı olmadığının farkındaydı. Onlarla birlikte kaçmak doğru olandı. Tek kişi halledemezdi. Hyunjin'i onayladı. Burası ile ilgili bütün bildiklerini anlatacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apocalypse. ┇Minsung.
FanficArtık dünya eskisi gibi değildi. Zombiler, tehlikeli çeteler ve hayatta kalma mücadelesi. Bütün bu vahşi duyguların içinde diğer insani duygulara yer var mıydı? Çift: •Minsung