Herkes profesörü takip ediyor ve anlattıklarını dinliyordu. Hastane çok büyüktü ama sadece bir kısmı kullanılıyordu. Yaralılar tedavi ediliyor, burada kalmalarına izin veriliyordu. Çocuklar sonunda dinlenebilecekleri bir yer bulmuş olmalarına sevinirken Minho buraya ısınamamıştı. Hyunjin'in ise pek umrunda değildi. Sadece yalnız kalmak istiyordu. Profesör onları büyük bir laboratuvara getirmişti. Minho buraya neden ısınamamakta haklı olduğunu böylece görmüş oldu. Burada çeşitli hayvanlar vardı ve hepsi kafesin içindeydi. Çoğu ise bitkin haldeydi. Minho bundan hiç hoşlanmamıştı. Bu yüzden sormadan edemedi.
"Burada bu hayvanlar ile ne yapıyorsunuz?"
Profesör Rain, Minho'ya doğru döndü ve gülümsedi.
"Onlar benim deneklerim. Bana yardımcı oluyorlar."
Jisung kedilere, köpeklere, tavşanlara ve farelere baktı. Uzun zamandır sokaklarda onları görmüyordu. Şimdi görünce mutlu olmuştu, hayvanları seviyordu. Chris, Minho gibi hissediyordu. Hoşuna gitmemişti. Kaşları çatıldı.
"Bu onları bitiriyor."
"Belki de ama onlar insanlığın geleceği için önemliler."
Jisung ve Minho birbirlerine bakmışlardı. Ses çıkarmadılar. Diğer çocuklar da onlar gibi yaptılar. Hyunjin, kafeslerden birine yaklaştı ve oradaki köpeğe gülümsedi. Bu, Hyunjin'in uzun zaman sonra ilk defa içten gülümsediği bir andı. Chris onun omzuna kolunu atıp gülümsedi. Onu da alıp, birlikte laboratuvardan çıktılar. Rain, onlara yemek ve yatacak yer vermişti. Üstelik burada sıcak su bile vardı. Yemeklerini yedikten sonra yıkanmak için odalarında bulunan duşlara girdiler. Burası gerçekten iyi donanımlı bir yerdi. Özel hastane olduğu kesindi. Jisung, suyu ayarlamaya çalışırken kapının açılması ile durdu. Minho gelmişti. Üstelik o da çıplaktı. Jisung, bedenini saklamaya çalışırken su birden ısınınca mecburen suyu kapatmak için arkasını döndü. Minho yanına gelip, beline sarıldı ve omzunu öptü.
Jisung ise donup kalmıştı. Bu yakınlaşmalara asla alışamayacaktı. Suyu ayarlayabilmişti ama şimdi Minho problemi vardı. Ellerini duvara yasladı, gözleri ise kapalıydı. Minho onu öpücüklere boğmak ile meşguldü. Kesinlikle uzun zaman olmuştı sevişmeyeli. Şimdi de kendini durdurmak imkansızdı. Jisung'un kendine dönmesini sağladı. Yüzünü görebiliyor olmak daha iyiydi. Utanıyor ve Minho'nun gözlerine bakamıyordu. Minho'nun hoşuna gitti. Çenesini tutup, başını kaldırdı ve dudaklarını öpmeye başladı. Jisung geri çekilmek istese de Minho buna izin vermedi. Jisung istemiyor değildi sadece şaşkındı ve çekiniyordu. Öpücük derinleştiğinde teslim oldu. Onlar için uzun ve güzel bir gece olmuştu. Dışarıda olanları birkaç saatliğine unutmak ve özel dakikalar yaşamak ilaç gibiydi. Buna ikisi de emindi.
İkili yatakta uzanmış, birbirlerine bakıyordu. Jisung ona biraz daha yaklaştı. Bu onun ilk seferiydi. Gerginliğinin sebebi de buydu aslında ama şimdi iyiydi. Minho, burnuna öpücük kondurdu. Stres topu her zaman olduğu gibi onu rahatlatmıştı. İlk seferi olduğunu söylemese bile Minho bunu anlamıştı. O da sevişirken bir ilki yaşamıştı. Yavaştı ve canını acıtmamaya özen göstermişti. Jisung ise huzurlu aynı zamanda yorgun hissediyordu. Minho'nun kucağına doğru çıkıp, gözlerini kapattı.
"O hayvanları kurtarmak istiyorum."
Minho güldü ve ellerini Jisung'un sırtında gezdirdi.
"Bunu isteyen sadece sen değilsin, küçük stres topu. Şimdi uyu. Yarın çaresine bakarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apocalypse. ┇Minsung.
FanfictionArtık dünya eskisi gibi değildi. Zombiler, tehlikeli çeteler ve hayatta kalma mücadelesi. Bütün bu vahşi duyguların içinde diğer insani duygulara yer var mıydı? Çift: •Minsung