Çocuklar sırayla nöbet tutarak geceyi geçirmişlerdi. Dışarısı hâlâ cehennem gibiydi ve sürekli sesleri duyuluyordu. Terasta televizyon izler gibi aşağıda olan biteni izliyorlardı. Sessiz olmak zorundalardı çünkü en ufak ses onları eve çekerdi. Chris Jisung'a kötü kötü bakışlar atarken Minho bunu görüyordu ama kavga çıkmaması adına susuyordu. Onunla yalnız konuşacaktı. Aralarındaki huzuru bozmak en son isteyeceği şeydi ve çocuklara yansımasını istemiyordu. Jeongin sıkıntıyla yere oturdu.
"Ne zaman gidecekler?"
"Bilmiyoruz. Kokumuzu alıyor olabilirler mi?"
Changbin'in sorusu onları düşündürmüştü çünkü onlar hakkında sadece tehlikeli oldukları ve sadece kafalarına ateş edince öldükleriydi. Seungmin omuz silkti.
"Eğer öyleyse işimiz biter."
Jisung sadece onları izliyordu. Minho'nun ona bakıp göz kırptığı görünce gülümsemişti. Hâlâ aralarında olan şeyin ne olduğunu bilmiyordu ama Minho'nun ilgisi hoşuna gidiyordu. Onu uyutması, saçlarını okşaması, sarılması.. tuhaf bir şekilde iyi geliyordu. Neden yaptığının bir önemi yoktu. Jisung umursamadı. Hoşuna gitmesi sorgulamaması için yeterli bir sebepti. Herkes kötü olanın içinde böyle şeyler yaşayıp ölen duygularını tekrar yaşatmak isterdi. Chris onların flörtleşmesini izlemekten sıkılıp, aşağı geri döndü. Felix ise arkasından. Çocuklar kalıp izlemeye devam ettiler. Kötü ama yaşanabilir gün oluyordu. Yarın ne olacağı belli değildi ama bugün hayattalardı. Daha fazla terasta vakit öldürmeyip salona döndüler. Chris, Felix ile odada sohbet ediyorlardı. Chris onun duygularını önemsiyordu ama kendisi çıkmazın içindeydi. Minho'yu aklından çıkarmak ve önüne bakmak istiyordu. Felix ona bir şeyler anlatırken dayanamayıp onu öpmeye başladı. Felix yaşadığı şok yüzünden bir şey yapamadı ama sonrasında karşılık verdi. Onun da istediği buydu.
Minho, Chris ile konuşmak için odaya gireceği sırada onları görünce durdu. Birkaç adım geri gidip bakmaya devam etti. Sanırım artık konuşmalarına gerek yoktu. Chris doğru olanı seçebilmişti. Biraz da Jisung'a bu yüzden yakınlaşmıştı zaten. Ama çocukla ilgilenmek fazlasıyla güzel gelmişti. Bunu artık Chris'i kendinden uzak tutmak için değil kendi için yapıyordu. Herkesin kendi yoluna bakıyor olması iyiydi. Geri, salona çocukların yanına döndü. Bir süre yukarı çıkmamalarını söyleyince zaten herkes ne olduğunu anlamış, hakkında konuşmamışlardı.
"Bir ara da Jeongin ile ben çıkalım şu odaya."
"Sussana."
Jeongin'in utangaçlığı herkesi güldürmüştü. Büyük bir gürültü koptuğunda refleks olarak silahlarına sarıldılar. Jisung'un girdiği karanlık yerden geliyordu. Depo gibi bir yerdi ama kesinlikle çok korkunçtu. En azından Jisung için öyleydi. Changbin ve Minho silahlarıyla depoya doğru gittiler. Diğerleri ise arkadan onları koruyorlardı. Sesleri duyan Chris ve Felix de yanlarına gelmişlerdi. Herkes merdivenin başında bekliyordu. Changbin ve Minho inmek isteseler de emin olamamışlardı.
"Kapıyı kapatmamız gerek."
Basamakları inmeye başladıkları sırada, onlara doğru gelen zombiler ile geri çekildiler. Ateş edemiyorlardı çünkü silah sesi diğerlerini de çekecekti. Zaten nereden gireceklerini bulmuşlardı. Hyunjin ve Seungmin işlerine yarayabilecek bir şeyler bulmaya çalıştılar. Merdivenlerden çıkmaya devam ediyorlardı ve yaklaşmışlardı. Hyunjin sandalyeyi, Seungmin ise bıçağı kapmıştı. Ne yapacakları belliydi. Diğerleri geri çekildi ama hâlâ silahlarını indirmemişlerdi. Sadece önlemdi. Hyunjin merdivenden çıkan üç zombiye de sandalye ile vurmuştu. Düşenleri ise Seungmin bıçak yardımıyla halletmişti.
"Gelmeye devam edecekler. Kaynağını kapatmamız lazım."
Chris'i haklı buldular. Hepsi birlikte ilerlerse sorun olmazdı. Depoya indiklerinde nereden girdiklerini aramaya başkadılar. Tek bir el feneri pek yardımcı olmuyordu ama başka bir şansları da yoktu. Felix, geçidi bulduğunda eliyle diğerlerine işaret etti. Kırık duvarı dolap gizliyordu ama geçebilecekleri kadar alan vardı. Dolabı deliğe doğru itip geçidi kapattılar.
"Fazla tutmaz."
"Buradan gitmemiz lazım. Sonsuza kadar bu şekilde kalamayız."
Düzgün bir plan yapmak adına salonda toplandılar. Gitmeleri gerekiyordu ama nasıl başaracaklarını bilmiyorlardı. Geçidi kullanabilirlerdi. Orası kalabalık değildi. Başarma yüzdeleri düşüktü ama en azından denemiş olacaklardı. Burada kalmaya devam etseler bile yiyecekleri ve suları bittiğinde yine çıkmak zorundalardı. Şimdiden terk etmek en mantıklısıydı. Bunda ortak karar kılındıktan sonra herkes hazırlanmaya başladı.
"Eğer zorunda kalırsanız, silahlarınızı kullanın. Arabaya ulaştığımız an kurtulacağız. O zamana kadar dikkatli olun. Birbirimizden ayrılmayacağız ve birlikte hareket edeceğiz. Arabayı arkaya park ettiğimiz için işimiz biraz daha kolay. Çıkacağız ve gideceğiz."
Chris konuştuktan sonra herkes depoya geri indi. Dolabı çekip, kırık duvardan geçebilmek için eğildiler. İlk çıkan Minho olmuştu. Şimdilik sakindi. Herkes çıktıktan sonra koşar adımlarla arabaya ilerlediler. Ama birkaç tanesi oradaydı. Ateş etmeden geçebilirler mi bilmiyorlardı. Bu sırada arkalarından da gelenler olmuştu. İşte bu silah kullanmaları gereken andı. Koşmaya başlayıp, arabanın ordakilere ateş açtılar. Sesleri duyup gelenler işlerini zorlaştırıyordu ama az kalmıştı. Etrafları sarılmaya başladığında umutları tükenmeye başlamıştı. Jeongin durup çocuklara baktı. Başaramayacaklardı. Çok fazlalardı ve onlar da tükenmişlerdi.
"Jeongin! Durma!"
Jeongin başını salladı. Bitmişti. Çabalamaya gerek yoktu. Silahını havaya kaldırıp ateş ederek zombilerin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Çocuklar bunu görünce arkasından seslendiler ama dönmüyordu. Kendini feda edecekti. Hyunjin arkasından koşacağı sırada Minho onu durdurdu. Hyunjin boğazı yırtılana kadar bağırmıştı ama artık çok geçti. Zombiler Jeongin'in başına toplandığında artık zamanları vardı. Herkes çökmüş haldeydi ama devam etmeleri gerekiyordu. Hyunjin'i arabaya bindirmek çok zor olmuştu. Changbin, onu sıkıca tutuyordu kendini atmaması için. Arabayı çalıştırıp oradan uzaklaştılar. Herkes sessizdi. Söyleyecek bir şeyleri de yoktu zaten. En küçükleri, kendini onlar için feda etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apocalypse. ┇Minsung.
FanfictionArtık dünya eskisi gibi değildi. Zombiler, tehlikeli çeteler ve hayatta kalma mücadelesi. Bütün bu vahşi duyguların içinde diğer insani duygulara yer var mıydı? Çift: •Minsung