27 • Daha da Eksilecek miyiz?

349 41 34
                                    

El bombası yüzünden açık oluşan kapı tehdit oluştururken çocuklar hâlâ San ile ne yapacaklarını düşünüyordu. San, onlara onu bırakıp gitmelerini söylese de buna en başta karşı çıkan kişiler Chris ve Minho'ydu. Çünkü onlar yapılan bir iyiliği asla karşılıksız bırakmazlardı. Onun, hareketlerini yavaşlatacağını ve tehlikeli olacağını bilseler bile buradan onunla birlikte çıkmaları gerekiyordu. Jisung, Minho'nun yanına gidip kolundan tutarak bir kenara çekti.

"Artık bir karar verilmesi gerekiyor. Daha fazla burada kalamayız."

Minho, Jisung'u başı ile onayladı.

"Tamam, San'ı bizimle birlikte götüreceğiz. Hem ona hem de Felix'e çok dikkat etmek zorundayız."

"Ben iyiyim."

Felix, kolunu oynatarak onlara iyi olduğunu kanıtlamaya çalışsa da bunu yaparken canı oldukça acımıştı. Bir süre sonra herkes toparlanıp, San'a destek olarak kapıdan çıkmışlardı. Fakat, San neredeyse kan kaybından bayılmak üzereydi. Hyunjin sürekli onu kontrol etse de müdahale etmezse sonucunu biliyordu ama tek düşünüğü birinin daha ölmesini istemediğiydi.

Tam yollarının üstünde onlara doğru gelen zombi topluluğu, paniklemelerine neden olmuştu. Ses çıkarmadan yollarını değiştirmek zorundalardı. Birden patlayan ses dalgası onları zombilerden daha çok korkutmuştu. Arkalarına baktıklarında, profesörün balkondan onlara baktığını görmüşlerdi. Daha çok ses yaparak, daha fazla zombiyi onlara doğru çekiyordu.

"Buradan kurtulabilirsek, bu kaltağı kendi ellerim ile öldürmek için yemin ederim geri döneceğim."

Changbin sinirle konuştuğunda Seungmin onu sakinleştirmek adına elini tuttu.

"O halde kurtulmaya bakalım."

Ne olursa olsun pes etmeden ilerlemek mecburiyetindelerdi. Bu yüzden yol değiştirerek, devam ettiler. Çok zordu ama yılmak için erkendi. Her bir köşeden çıkan zombileri yok ederken, diğer yandan yaralı iki kişi ile ilgilenmek zorundalardı üstelik birinin durumu da ağırdı. Kendilerini ormanlık alana atabildiklerinde biraz da olsa rahat nefes alabilmişlerdi. San, bilincini kaybetmek üzereydi. Onu yere yatırdılar. Hyunjin yanına doğru çöküp tekrar yarasına baktı. Bir şey yapamadığı için sinirleri tepesine çıkmıştı.

"Benim oradan kurtulmuş olmam bile mucize. Size bunun için çok teşekkür ederim ama lütfen daha fazla beni yanınızda taşımayın. Sizi yavaşlatmaktan ve tehlikeye atmaktan başka bir işe yaramıyorum."

Herkes birbirine bakarken, Hyunjin sinrile oturduğu yerden kalkıp biraz onlardan uzaklaştı. Neden birilerinin yaşaması için biri kendini feda etmek zorundaydı ki? Neden ellerinden bir şey gelmiyor ya da neden bütün bunlar onların başına geliyordu. Saçlarını karıştırıp, çocuklara doğru baktı. Gözlerindeki umutsuzluk her şeyi anlatıyordu. San, burada kalacaktı. Tekrar arkasını dönüp yere çöktü.

Jisung, Minho'ya yaslanıp gözlerini kapattı. Masumların sonun bu olması adil değildi. Chris anlaştıkları gibi San'ın acısını dindirmek için laboratuvardan aldıkları iğneyi San'a yaptı. Bu acısız bir şekilde ölmesini sağlayacaktı. İğneleri de bu yüzden almışlardı. Böyle bir şey yaşanırsa ve kurtarmak imkansız ise, acısız bir şekilde ölmesini sağlayacaktı öyle de olmuştu.

"Onun burada öylece bırakmayacağız, değil mi? Zombilere yem olmasını istemiyorum."

"Elbette bırakmayacağız, Hyunjin. Gömeceğiz endişelenme."

Seungmin, destek verircesine Hyunjin'in omzunu sıkıp, toprağı kazmak için diğerlerine yardıma gitti. Minho ve Jisung yerde oturmuş, sessizce oturuyorlardı. Jisung başını Minho'nun omzundan kaldırıp ona doğru baktı. Konuşmuyorlardı sadece birbirlerine bakıyorlardı. Sanki bakışları ile anlaşıyor gibilerdi. Minho tekrar Jisung'u kendine doğru çekti ve saçlarına öpücük kondurdu. Hayır, daha fazla kayıp olmasına izin vermeyecekti. Jisung bakışları ile bunu sormuştu ona; Daha da eksilecek miyiz..?

Apocalypse. ┇Minsung.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin