Hyunjin'in rüyası, yazar anlatımından.
Hyunjin sırtını yaslayıp saklandığı yere biraz daha sokulmuştu. Bay Kâbus'un o korkunç sesi tüm ormanda yankılanıyordu. Minho'nun ruhu onu güçlendirmiş olduğu için Hyunjin onu yenmenin daha zor olacağını biliyordu.
Seslerin kesilmesiyle beraber Hyunjin saklandığı yerden çıkmış, temkinli bir şekilde ilerlemeye başlamıştı. İlk defa ormanın bu kadar içine giriyordu ve açıkçası düşündüğü kadar ürkütücü değildi.
Düşündüğünden çok daha ürkütücüydü.
Ormanın dışından yürüyerek Minho'yu aramaya devam edebilirdi fakat içinden bir ses Minho'nun ormanın iç kısımlarında bir yerde olduğunu söylüyordu.
İlerlemeye devam ederken birkaç dalın etrafında gördüğü ışıltılarla beraber kaşlarını çatmış, Kim Taehyung'un ona ışıltılar konusunda ne söylediğini hatırlamaya çalışmıştı.
"Ruh parçaları.* Doğru yolda mıyım?"
(Ruh parçaları: (Şaman inancıyla ilgisi yoktur. Tamamen kurgu ürünüdür.) Ruh emmenin zor olduğu durumlarda, ruhun direnmesi gibi, aracılar yardımıyla ruh emme gerçekleştirilirken -bu ficte dallar- aracıların taşıdığı kristalimsi parlak parçalar.)
Hyunjin Taehyung'a içinden teşekkür ettikten sonra parçaların ilerlediği yönün aksine doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Parçaların gittiği yönde Bay Kâbus olmalıydı.
Kısa bir süre yürüdükten sonra ruh parçaları iyice yoğunlaştığında parçaların arasında sarmaşıklara dolanmış hâlde neredeyse bilinci kapanacak şekilde ayakta duran Minho gözüne çarpmıştı. Yüzü tamamen çökmüş ve rengi solmuştu. Gerçekten berbat görünüyordu.
"Minho, Minho!"
Hyunjin Minho'nun yanına koşup yüzünü ellerinin arasına almış, ağlamasına engel olmaya çalışarak sarılmıştı. Sarılması ise saniyesinde Minho'nun iniltisiyle kesilmişti. Hyunjin bakışlarını aşağı indirdiğinde Minho'nun karnını delmiş kalın bir dal parçası görmüştü. Ruh parçacıkları tam oradan dala dolanıyor ve Bay Kâbus'a doğru gidiyordu.
"Siktir. Bunu çıkarmam gerek."
Hyunjin zor da olsa sarmaşıkları söküp dalı Minho'nun karnından çıkarmış, düşmemek için kendisine tutunan bedeni daha güvenli bir yere taşımıştı. Yere oturmasını sağladıktan sonra önüne çömelip yüzünü ellerinin arasına almıştı.
"Minho, dayanabilir misin? Seni kurtaracağım."
"Dayanabilirim... sanırım."
"Güzel. Yakında döneceğim."
"Hyunjin,"
Hyunjin kalkıp gidecekken Minho'nun ona seslenmesiyle durmuş, ona doğru dönmüştü.
"Bir illüzyon yaratığının ruhuna da sahip. Dikkatli ol."
Minho'yu dikkatlice dinleyen Hyunjin başını sallamış ve oradan uzaklaşmıştı. Minho'nun söyledikleri Hyunjin'in zaten var olan korkusunu daha da arttırmış ve bir anlığına geri dönmeyi düşünmesine sebep olmuştu. Fakat Minho'yu bu hâle getiren şeyden intikam alması gerekiyordu.
Henüz gerçek gücünün yarısını bile keşfetmemiş olduğunu bilseydi belki çok daha güçlü olduğunu bileceğinden dolayı içi daha rahat ederdi.
İlerlemeye devam ederken hırıltılı ses bir kükreme gibi ormanda yankılandığında Hyunjin o tarafa doğru koşmaya başlamıştı. Onu bir önce yok etmek ve bu saçmalığı bitirmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Nightmare (HyunHo)
Fanfiction"Bay kâbus geldi, seni götürecek. Bay kâbus geldi, etini kesecek. Bay kâbus senin ruhunu yiyecek. En fazla nereye kaçabilirsin ki?" Yetişkin içerik: Kan, gerçeklik dışı varlıklar ve olaylar. Düşük miktarda cinsellik.