Yazar anlatımından.
Hyunjin irkilerek açmıştı gözlerini. Yerinde doğrulacağı sırada tüm bedenini saran ağrı buna engel olmuştu. Yine de zor da olsa doğrulmayı başardığında hâlâ uyuyan Minho'yu görmek paniklemesine sebep olmuştu. Şimdiye uyanmış olması gerekiyordu.
"Minho... Minho uyan lütfen."
Hyunjin Minho'yu hafifçe sarstığında Minho gözlerini aralamış, yerinde doğulur doğrulmaz Hyunjin'e sarılmıştı. Hyunjin de ona karşılık verdiğinde dizlerinde hissettiği acı yüzünü buruşturmasına yol açmıştı.
"Canın çok acıyor olmalı. Gel benimle."
Minho yerinden kalkıp Hyunjin'in de kalkmasına yardım etmiş ve biraz ileride, yerde duran ahşap kapıyı açmıştı. Normalde hiçbir şekilde belli olmadığı için Hyunjin fark etmemişti fakat orada ara kattaki banyoya inen bir bölme vardı.
"Burayı evin yapmışsın resmen."
"Bazen birkaç gün burada kalmam gerekebiliyor, biliyorsun."
"Biliyorum."
Önden Minho, arkadan ise Hyunjin banyoya indiklerinde Minho ışığı açıp küvete su doldurmuş ve kıyafetlerini çıkartırken ona bakmamaya çalışan Hyunjin'e dönmüştü.
"Hadi ama, alt tarafı yıkanacağız."
Hyunjin utanarak da olsa kıyafetlerini çıkarıp Minho'yla beraber karşılıklı olarak küvete girdiklerinde Minho onu elinden tutarak kendine çekmiş, bacaklarının arasına girmesini sağladıktan sonra sırtını kendi göğsüne yaslamıştı. Minho her ne kadar utançtan eser göstermiyor olsa da Hyunjin için aksi söylenebilirdi. Midesine giren kramplar bunu kanıtlar nitelikteydi.
Gerçeği nereden bilebilirdi ki?
Minho Hyunjin'i eline döktüğü duş kremiyle temizlerken alt dudağını ısırmış ve parmaklarını Hyunjin'in iç bacağına sürterek alt tarafına doğru yavaşça ilerletmişti. Hyunjin ise bu sırada derin ve hızlı nefesler alarak başını Minho'nun omzuna koymuştu. Minho'nun boştaki eli Hyunjin'in çenesini nazikçe kavramış, bu sırada diğer eliyle tuttuğu uzvu hafifçe çekerek Hyunjin'den kısık sesli bir inilti kazanmıştı.
Hyunjin biraz sonra kendinden geçeceğini hissediyordu.
Gözlerini Minho'nun gözlerine çıkarttığında Minho da ona bakmış ve çenesini sıkmıştı. Kaşları hafifçe çatılırken iki elini de çekmiş, Hyunjin'i sırtından sertçe ittirip kalkmıştı. Hyunjin ise Minho'nun gözlerine baktığı anda hissettiği ürkütücü şeyi sorguluyordu. Minho'ya olanlara da bir anlam verebilmiş değildi.
"Sikeyim, sikeyim, sikeyim!"
Minho küvetten çıktığı anda duvara çarptığında ellerini başına götürmüş, bağırarak küfürler ederken kıyafetlerini zorla giyip yalpalayarak banyodan yukarı çıkmıştı. Hyunjin de onun peşinden gidecekti fakat daha öncesinde halletmesi gereken bir el işi vardı.
İşini hallettikten sonra iyice temizlenmiş, dolapları karıştırıp iç çamaşırı ve kıyafet bulduğunda onları üzerine geçirmiş ve Minho'nun yanına çıkmıştı. Ardından kapıyı kapattıktan sonra koltukta oturup başını tutan Minho'nun yanına oturmuştu.
"Ben... gözlerine baktığımda bunun sana zarar vermeyeceğini sanıyordum. Bana öyle demiştin. Özür dilerim."
Hyunjin dolan gözlerini yere sabitlerken Minho ona bakmış ve ayağa kalkıp duvara sabitlenmiş hâlde duran ilk yardım kutusunun içinden küçük çantayı almış, Hyunjin'in yanına geri dönmüştü. İçinden bir krem, batikon, pamuk ve bandaj çıkardıktan sonra ise batikonu pamuğa döküp Hyunjin'in elmacık kemiğimin üzerindeki çiziğe nazikçe sürmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Nightmare (HyunHo)
Fanfiction"Bay kâbus geldi, seni götürecek. Bay kâbus geldi, etini kesecek. Bay kâbus senin ruhunu yiyecek. En fazla nereye kaçabilirsin ki?" Yetişkin içerik: Kan, gerçeklik dışı varlıklar ve olaylar. Düşük miktarda cinsellik.