Yazar anlatımından.
Hyunjin yerinden resmen sıçrayarak uyanmıştı. Titreyen ellerini saçlarına götürmüş, donuk bakışlarını karşı duvara dikmişti. Burnu şu an bile o kadar sızlıyordu ki sırf bunun için bile ağlayabilirdi. Saçlarındaki ellerinden birini çekip burnunun altına götürmüştü. Hissettiği ıslaklığın göz yaşı olduğunu düşünmüştü. Tabii bu elini göz hizasına çıkarana kadar sürmüştü.
Burnu kanıyordu.
Hızlıca yerinden kalkıp üzerine bir ceket bile almaya uğraşmadan evden çıkmıştı. Minho'nun yanına gitmesi gerekiyordu. O yardım ederdi.
Bir süre koştuktan sonra çok da uzak olmayan Minho'nun evine vardığında kapıyı kırarcasına yumruklar atmış, sabahın dördünde uyanmak hakkında bağırarak ettiği tonlarca küfürü işittiğinde uyandığını anlamıştı.
Minho söylenerek kapıyı açtığında Hyunjin'i görmesiyle bir süre duraksamış ve burnundaki kanı fark ettiğinde gözlerini büyütmüştü.
"Hyunjin, burnun-"
Hyunjin Minho'ya sıkıca sarıldığında Minho'nun cümlesi yarıda kesilmişti. Ardından hiç bekletmeden kollarını Hyunjin'in beline sarmış, dikkatli bir şekilde kucağına aldıktan sonra içeri girmiş, kapıyı kapatmıştı. Omzuna bulaşan kan umurunda bile değildi. Sadece Hyunjin'e ne olduğunu bilmek istiyordu.
Onu koltuğa oturttuktan sonra kenardaki poşetten bir mendil almış ve Hyunjin'in burnundaki kanı temizlemeye başlamıştı.
"Ne oldu sana..?"
"Kâbus gördüm ve uyandığımda... burnum kanıyordu."
Minho biraz duraksadıktan sonra başını sallayıp elindeki kanlı mendili kenara koymuş ve Hyunjin'e sıkıca sarılmıştı. Hyunjin'in çok korkmuş olduğunu tahmin edebiliyordu. Aradan neredeyse bir yıl geçmişti ve Hyunjin her gün kâbus gördüğünü söyleyip başka bir şey anlatmadan sakinleşmeyi bekliyordu. Minho da her ne kadar onun anlatmasını istese de çok ısrar etmiyordu.
Aynı zamanda bu bir yıllık süreçte Hyunjin ve Minho birbiriyle oldukça yakınlaşmış ve flört olmuşlardı... sanırım?
"Hyunjin, bana anlatman gerek. Her gün bu şekilde olman iyi değil."
"Sen... şeyi biliyor musun, Bay... Bay Kâbus'u?"
Hyunjin tedirgin bir şekilde konuştuğunda Minho gözlerini ardına kadar açmış, ellerini Hyunjin'in omuzlarına koyup kendine yaklaştırmıştı.
"Onu nereden biliyorsun? Gördün mü? Kâbusların onunla mı ilgili?"
Hyunjin başını aşağı yukarı hafifçe salladığında Minho, Hyunjin'in omuzlarında duran ellerinden birini yanağına çıkartmış, kaşlarını çatarak dudaklarını aralamıştı.
"Gözlerine baktın mı?"
"Evet, ben... Başım ağrıyor."
"Bu kötü, bu çok kötü... Paralel çizginin nasıl kaydığını biliyor musun?"
"Paralel çizgi..?"
Minho, ona her şeyi baştan anlatacağını söyleyip yerinden kalkmış ve hızlı adımlarla odasına gitmişti. Odasından iki parça farklı renklerde ip aldıktan sonra da Hyunjin'in yanına geri dönmüş, ipleri masaya koymuştu.
"Paralel evren teorisini biliyorsun değil mi? Farklı boyutlarda yaşayanlar ve biz insanlar farklı paralel düzlemlerde bulunuyoruz. Bunlara boyut da diyebilirsin. Aslında düzlemlerimiz hiçbir zaman paralel değildir. Ve sadece iki değil, binlerce, belki de milyonlarca paralel düzlemden birinde yaşıyoruz. Tahmin edeceğin üzere Bay Kâbus da bu paralel düzlemlerden birini oluşturuyor."
Minho tamamen paralel şekilde tuttuğu iplerden siyah olanı hafif bir şekilde yamultmuş ve kırmızı ipin üzerinden geçmesini sağladıktan sonra kurumuş dudaklarını diliyle ıslatmıştı.
"Eğri iki çizgi elbet bir zaman kesişir. Bazı insanlarınki iki yüz yıllık bir eğimdir, bazıları bir aylık ve bazıları bir günlük gibi. Eğimlerin derecesi yaptığımız herhangi bir harekette değişebilir. Ama asla tamamen paralel değildir."
"Ama sadece kesişiyor ve bitiyor. Neden onu her gece görüyorum?"
"Bir daire düşün."
Minho, masanın üzerinde duran elips şeklindeki vazoyu önüne çekmiş, ipleri yapabildiği kadarıyla vazonun etrafına dolamıştı. Ardından iplerin kesiştiği birkaç noktayı Hyunjin'e göstermişti.
"Boyutlar bir kesişim sonrası farklı düzlemlerde yollarına devam ederler ama elbet bu vazoda olduğu gibi tekrar kesişirler. Periyodlar ne kadar geç veya erken olursa olsun yine de tekrar eder. Seninki bir günlük açıda sabit bir şekilde ilerliyor. Bu yüzden her gece onu görüyorsun. Uyumuyor olsan bile elbet onunla karşılaşacaksın."
"Peki ya seninki ne kadarlık açıda Minho?"
Hyunjin'in sorusu üzerine Minho başını Hyunjin'e çevirmiş, dudaklarını büzüp bilmediğini ifade eder gibi omuz silkmişti.
"Bilmiyorum. Çizgimi genişleteli uzun zaman oldu."
Hyunjin heyecanla Minho'ya bakıp ellerini tutmuş, direkt olarak gözlerine bakmıştı.
"Nasıl genişlettin? Bu benimkini de genişletebileceğimiz anlamına geliyor, değil mi? Nasıl yapacağımı söyle bana!"
"Hyunjin..."
Minho derin bir nefes alarak yavaşça ellerini Hyunjin'in ellerinden ayırmış ve tekrardan iplere yönelmişti.
"Bunu nasıl yaptığımı söylesem de sende işe yarayacağı kesin değil. Benim paralel çizgim sabit bir ilerleme göstermiyordu. Bazen bir gün, bazen bir hafta ve bazen de bir ay sürüyordu. Ya da daha farklı zaman dilimleri, emin değilim. Yaptığımız herhangi bir hareketin bunu etkileyebileceğini söylemiştim. Hadi bir şeyler denedik diyelim. Hareketimizin ters tepme ihtimali de var. Düzlemler birbiriyle daha sık kesişirse onunla on iki saatte bir de karşılaşabilirsin. Altı saatte bir, her saat başı, belki de en kötüsü her saniye. Ve bu süre tamamen sıfırlandığında ne olur biliyor musun? Senin düzlemin ve paralel düzlem birleşir. Sonuç için ise iki ihtimal var."
Minho iki ipi birbirine tamamen dolayıp uçlarından tutarak Hyunjin'e dönmüş ve iki ucu çekiştirip Hyunjin'e dönmüştü.
"Şizofreni veya ölüm."
"P-peki neden Bay Kâbus? Ve benim düzlemim nasıl bu hâle geldi? Bir şey yapmadım ben, yemin ederim."
Hyunjin dehşet içinde Minho'ya baktıktan sonra titreyen dudaklarını hafifçe aralamış ve gecenin son sorusunu yöneltmişti. Minho'dan aldığı cevap ise onu aklında daha birçok soruyla başbaşa bırakmıştı.
"Bay Kâbus olmasının ve senin düzlemlerinin kaymasının nedeni... büyük ihtimalle seninle tanışmamızdı. Şimdi uyu. Sabah sana kalanını anlatırım."
_____
Bu bölümde de biraz bilgilendik. Hadi bakalım her şey daha yeni başlıyor✌🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Nightmare (HyunHo)
Fiksi Penggemar"Bay kâbus geldi, seni götürecek. Bay kâbus geldi, etini kesecek. Bay kâbus senin ruhunu yiyecek. En fazla nereye kaçabilirsin ki?" Yetişkin içerik: Kan, gerçeklik dışı varlıklar ve olaylar. Düşük miktarda cinsellik.