"Miden hâlâ bulanıyor mu?"
Hyunjin'in başını onaylar şekilde sallamasıyla beraber Minho derin bir nefes almıştı. Hyunjin'in uzun araba yolculuklarında midesinin bulandığını bilseydi üç saatlik yolu kesinlikle arabayla gitmezdi. Hâlâ bir saatleri daha vardı ve Hyunjin dayanabilecek gibi durmuyordu.
"Gel, biraz hava alalım."
Minho arabayı kenara çekip park ettiğinde Hyunjin tam anlamıyla kendini arabadan dışarı atmıştı. Şu an oldukları bölge tenha olarak sayılabilirdi. Tek tük geçip giden arabaların dışında hiçbir şey yoktu. Bunu fırsat bilen Hyunjin bariyerlere doğru koşmuş, kenara çökerek derin nefesler almaya başlamıştı. Minho ise Hyunjin'in yanına çöküp onu rahatlatmak adına sırtını sıvazlarken esintinin onu rahatlatmasını umuyordu.
"Daha iyi misin?"
"İyiyim, iyiyim..."
Hyunjin nefesini düzene sokup başını Minho'nun omzuna yasladığında Minho da onun saçlarını okşamaya başlamıştı.
"Bana araba tuttuğunu söylemeliydin."
Minho Hyunjin'in saçlarını gözünün önünden çekmiş, kapattığı gözlerine bakıp elini yanağına yerleştirmişti. Baş parmağını kirpiklerinin üzerinde nazikçe gezdirirken Hyunjin'in git gide daha da sakinleştiğini hissediyordu.
"Yolun bu kadar uzun olacağını bilmiyordum."
"Özür dilerim."
Hyunjin önemli olmadığıyla ilgili bir şeyler mırıldanıp gözlerini aralamıştı ve bu Minho'nun, Hyunjin'in kirpiklerini okşamasına engel olmuştu. İkisi de bu durumdan hoşnut değildi fakat yola devam etmeleri gerekiyordu. Bu yüzden Hyunjin yerinden kalkmış, Minho'nun da kalkmasını bekledikten sonra bedenini ona yaslamıştı.
"Umarım yolda mide bulantısından ölmem."
"Ölürsen ağzına peçete koymam daha kolay olur. Seni kovalarken ne kadar yorulduğumdan haberin var mı!"
"Ölürsen peşinden gelirim demen gerekiyordu!"
Hyunjin yalancı bir sinirle Minho'nun koluna vurup kıkırdadığında Minho da gülümsemiş ve Hyunjin'in saçlarını kulağının arkasına itmişti.
"Gelirim tabii güzelim. Ama öncesinde ağzına birkaç peçete koya- oh, yanakların mı kızardı?"
"Siktir git Minho!"
Hyunjin yüzünü eliyle gizleyip hızla arabaya ilerlemiş ve koltuğa oturup emniyet kemerini takmıştı. Minho'nun ona "güzelim" diye hitap etmesi onu fazlasıyla etkilemiş ve yanaklarını kızarmasına yol açmıştı.
Minho koltuğa oturup arabayı çalıştırırken Hyunjin'e bakıp gülümsemişti. Onu ilk defa böyle görüyordu ve açıkçası hoşuna gitmişti.
"Sevgili olduğumuzda da böyle yapacaksan işimiz var demektir."
"Sevgili olacağımızı nereden çıkardın?"
"Olmayacak mıyız? Tanrı'm... şu an kullanıldığımı anladım."
Minho'nun şaşkın bakışları ve sonrasında gelen acıklı konuşmasından sonra Hyunjin kıkırdamış, uzanıp Minho'nun yanağına bir öpücük bırakmıştı.
"Evet, kâbuslardan kurtulur kurtulmaz seni terk edeceğim."
Bu şekilde konuşup gülüşerek bir saatte vardıklarında Minho arabayı park etmişti. Hyunjin'in yolda çok konuştuğu için mide bulantısı aklına gelmemiş, Minho bunu fark ettiğinde ise bilerek yolculuk bitene kadar Hyunjin'i susturmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Nightmare (HyunHo)
Fanfic"Bay kâbus geldi, seni götürecek. Bay kâbus geldi, etini kesecek. Bay kâbus senin ruhunu yiyecek. En fazla nereye kaçabilirsin ki?" Yetişkin içerik: Kan, gerçeklik dışı varlıklar ve olaylar. Düşük miktarda cinsellik.